☆.𓋼𓍊 22 𓍊𓋼𓍊.☆

514 94 84
                                    

Aşktan kurtulmak, ona yakalanmak kadar kolay değildir.
-Thomas Hardy

𓍊𓋼𓍊

Bahçe masasında oturmuş kahvesini içen babam ve epoksi yapan annemi mutfak camından bir süre izledim. Keyifliydiler, sohbet ediyorlardı, yüzlerinde her zamanki gibi tatlı gülümsemeleri vardı.

Onların birbirlerine olan aşkına her zaman imrenirdim. Babamın, annemi sevdiği gibi sevmek istedim bir kadını. Şimdi ise kendimden bile çok sevdiğim bir kadın var; yanında ne kadar kalsam da yetersiz geliyor.

Sanırım artık babamı daha iyi anlıyorum. Bir keresinde bana “Bir kadını sevdiğinde, tüm gününü, saatlerini hatta saniyelerini bile onunla geçirmek istiyorsun.” demişti. O zamanlar tek derdi üniversite sınavını kazanmak isteyen bir genç olduğum için bu cümle bana saçma gelmişti. Evet aşık olabilirim ama aşk hiçbir zaman en önemli şey olamaz diye düşünürdüm.

Olmuştu.
En önemli şey olmuştu.

Engel olamıyorsun işte, birden çıkıyor karşına.
Derin bir iç çektim. Onları izlemeyi bırakıp elimdeki sarı gül ile birlikte yanlarına gittim. Boş sandalyeye oturduğumda bakışları bana döndü.

"Sen de mi içeride bunaldın oğlum?" babamın sorusu ile gülümsedim,  "Güzel havayı değerlendirmek istedim. Aslında sizinle bir şey konuşmak istiyorum, ve anne; yardımına ihtiyacım var."

Annem kalıba döktüğü epoksiyi bırakıp bana odaklanırken babam da dikkatini bana vermişti, hemen endişe etmeye başladıkları için lafı fazla uzatmadım.

"Anna'yı biliyorsunuz, patronum."

Annem, "Evet, bir şey mi oldu ona?"

"Yok yok... Şey... Anna artık benim sevgilim, yani bir süredir."

Annem tam da beklediğim tepkiyi vererek ayağa fırlayıp el çırparak kocaman bir kahkaha atarken babam ona garipseyen bakışlar atıyordu.

Kadro aldığımı söylediğim gün bu kadar sevinmemişti ya...

"Ay biliyordum biliyordum! O kız sadece patronun olmak için fazla güzeldi zaten." yerine oturdu, "Ee anlat! Nasıl oldu? İlk sen mi açıldın yoksa o mu açıldı? Ne dedin? Ne süredir birliktesiniz?"

Annemin ellerini tuttum, "Annem! Nefes almak için kendine izin ver ya... İşte bu yüzden size anlatmaktan çekiniyordum. Detayları sonra anlatırım ama şu an yardımına ihtiyacım var."

"Sen annene bakma oğlum, o gelin aşkıyla yanıp tutuştuğu için yıllardır bu anın hayalini kuruyordu. Sen söyle ne yapılacaksa yapalım."

Babama teşekkür eden bakışlarımı yolladım.

"Anne, bu gülü bana Anna verdi. Ben diyorum ki bunu epoksi ile kolye yapsan? Ben de ona hediye edeyim, böylece hem anlamlı bir hediye olur hem de solup gitmez."

Annem şefkatle gülümsedi, "Düşünceli oğlum benim, çok iyi bir fikir! Ama bunu Anna sana verdiği için sende de bir parçası olsa daha güzel olur. Senin için bir bileklik yaparım, onda da kolyesi olur; her zaman birbirinizin yanında gibi hissedersiniz."

"Çok iyi bir fikir anne! Sana yardım edeceğim, nasıl yapıldığını göster." böylece birlikte yapmaya başladık. Babam, "Ben de size yeşil çay yapayım." diyerek içeri girdi. Annemin erittiği epoksiyi kalıba döktüm ve sarı gülün yapraklarını gül şeklinde içine yerleştirdim. Benim için de bir bileklik yaptıktan sonra kuruması için camın kenarına koyduk.

Anna için bir şeyler yaptıkça mutlulukla doluyor, büyüyorum.

𓍊𓋼𓍊

Min Ho hyung ile Lu Yin'i yan yana gördükçe bir şeylerin yoluna gireceğine dair olan umudum artıyordu. Ofisin camlarından onları görebiliyorduk; normalde bu kata pek çıkmayan Min Ho hyung, şimdi buradan ayrılmaz olmuştu. Bulduğu her boşlukta soluğu Lu Yin'in yanında alıyordu.

Next Step | Kim SeungminNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ