☆.𓋼𓍊 23 𓍊𓋼𓍊.☆

527 88 86
                                    

Aşk hayallerin çocuğu, hayal kırıklıklarının anasıdır.
-Miguel de Unamuno

𓍊𓋼𓍊

"Bak burada da öğretmen yerleştirme sınavlarını kazananların röportajları var, bunlar çok işine yarayacak."

Anna, önüne koyduğum kağıtlara bakarken gözleri parlıyordu. Onu böyle heyecanlı ve hevesli görmek çok güzeldi. Daha önce hiçbir iş fikri için bu kadar hevesli olduğunu görmemiştim. Sanırım gerçekten bilişim öğretmenliği onu için uygun meslekti. Resim, dans ve aşçılık ile bu kadar ilgilenmemişti çünkü.

"Emin misin Seungmin? Bunlar ve diğer notlara çalışarak sınavı geçebilir miyim?"

"Tabii ki geçebilirsin Anna, bu sorular senin için çok basit. Mülakatta da çok harika iş çıkaracağına eminim, sen iyi bir konuşmacısın."

Derin bir iç çekti, "Öğretmen yerleştirme sınavı için yeterli bir diksiyona sahip miyim bilmiyorum."

Gülümseyerek elini tuttum, "En çok emin olman gereken şey bu. Zaten daha vakit var, çalışabilirsin."

*Güney Kore'de öğretmenlikten mezun olanlara yüksek lisans veya doktora yapma zorunluluğu yoktur. Öğretmenlik sertifikası için sınava girmemektedirler. Ancak devlet okullarında öğretmen olabilmek için öğretmen yerleştirme sınavına girmeleri zorunludur.

Aslında Anna'yı neyin tereddüte soktuğunu biliyorum. Öğretmen olma hayaline ailesinin karşı çıkacağını düşünüyordu, haksız da sayılmazdı. Bay Hangwoo'nun, Anna'yı en başından beri TecDesingner'ın ceosu yapmak istediğini biliyoruz ve ona göre burayı bırakıp öğretmen olmak yanlış bir hamleydi.

Ama dediğim gibi; ona göre.

Öğretmenlik kutsal bir meslekti. Anna da bu işi yapabilecek nadir insanlardan biriydi. Daha öğretmen olmadan öğrencilere karşı o kadar iyiydi ki, onu şimdiden ideal öğretmen olarak görüyordum. Ve kendisi de buna uygun olduğunu biliyordu.

Bana bakarken gözlerindeki tedirgin ifade yavaşça kayboldu, gülümsedi. Masasından kalıp bana sarıldığında anında ona karşılık verdim. Başımı boynuna gömdüm, ömrümün sonuna kadar burada yaşayabilirmişim gibi.

"Teşekkür ederim sevgilim, yanımda olduğun için çok teşekkür ederim."

Anna'dan ilk defa böyle bir sevgi sözcüğü duyduğum için ne kadar şaşkın olduğumu anlatamam, ama fazlasıyla iyi hissettiriyordu ve kalbim çoktan hızlanmaya başlamıştı. Zaten onunla karşı karşıya geldiğimiz anda kalbimin temposu değişmeye başlardı, buna alışıktım.

Onun yanında olmak, biraz da kendimle olmaktı. Bir olduğumuza inanıyordum çünkü.

𓍊𓋼𓍊

|Anlatıcı Bakışı|

Hyunjin yine mutfağın yolunu tutmuş, oranın müdür muavini olmaya yemin etmiş gibi bir kez daha Gahyeon'un karşısına çıkmıştı. Gahyeon, onu görünce yaptığı işi durdurarak derin bir of çekti. Hyunjin gülümseyerek göz kırptığında içinden 'yine başlıyoruz' diye iç geçirmişti.

Hwang Hyunjin red yemesine rağmen uslanmayan yakışıklı bir pislikti.

Gahyeon onun yakışıklı olduğunu inkar etmiyordu, TecDesingner'ın yazılımcısı olduğuna göre de oldukça başarılıydı. Ama Gahyeon'un önceliği hayatını düzene sokmak ve para kazanıp eve yardım etmek. Eski işinden çok kazanmıyordu, burada aldığı maaş sayesinde ailesini daha iyi geçindirebilecekti. Tek düşündüğü buydu.

Ama şimdi bu çocuk çıkmıştı karşısına ve günün her saati bir randevu için ısrar ediyordu.

Gahyeon derin bir nefes aldı, "Hyunjin-sshi... Bugün buraya üçüncü gelişiniz. Sizce de yapmanız gereken işler yok mu?"

Next Step | Kim SeungminWhere stories live. Discover now