☆.𓋼𓍊 26 𓍊𓋼𓍊.☆

408 88 176
                                    

En uzun süren aşk karşılıksız aşktır.
-W. Somerset Maugham

𓍊𓋼𓍊

Yoğun geçen bir haftanın ardından bugün heyecanlı bir güne uyanmıştım. Geçtiğimiz haftadan bahsetmek gerekirse; Rok-Hee Teknoloji ile ortak olup Rok-Hee'nin projesine yatırım yapmış ve Safe Life uygulamasını piyasaya sürmüştük. O kadar beğenilmişti ki, şimdiden bir milyon indirmeyi geçmişti. Rok-Hee Teknoloji bu sayede toparlamış ve Rok-Hee babasının güvenini kazanmıştı.

Bir diğer olay ise; babam arsayı zengin bir iş adamına satmış satmış, elimize yüklü bir miktarda para geçmişti. Üstüne biraz daha ekleme ile istediğimiz tarzda bir ev alabilecektik. Henüz arama aşamasındayız.

Bugünkü heyecanımın sebebine gelecek olursak; ailemle birlikte bu akşam Anna'ların evine tanışma yemeğine davetliyiz.

OF!

Bay Hangwoo, Anna'ya artık bu ilişkinin ciddiye binmesi gerektiğini söylemiş ve Anna da ilk defa babası ile aynı fikirde olduğu için ona hak vermişti. Bunu bana söylediğinde elbette mutlu olmuştum ama stres yapmadan da edemiyorum.

Aileme haber verdiğimde o kadar sevinmişlerdi ki sanarsın çoktan düğünü yapmışız da torun müjdesi veriyorum! Yıllardır bugünü bekliyorlarmış...

Yarın Jungkook hyungun düğünü vardı, bu yüzden tanışma faslını bugüne almıştık ki aradan çıksın.

Bugün pazar ve ben sabahtan beri stresimle Anna'nın da başının etini yerken mağaza mağaza geziyorduk. Bana bu akşam için yeni gömlek alacakmış hanımefendi. Ben ise gömlekten daha önemli işlerimiz olduğunu söylüyordum ama onun pek umurunda değil gibiydi.

Üzerime tuttuğu siyah gömlek ile derin bir of çekerek gözlerimi devirdim, "Anna beni dinliyor musun sen?"

"Hayır. Bu nasıl? Sanki beyazdan daha iyi oldu."

"Anna!" gömleği askıdan tutup iterek, "Seninle konuşuyorum ya! Şunu bırakır mısın?"

"Boş konuşuyorsun ama." gömleği alıp mağaza görevlisine verdikten sonra bana döndü. Gerçekten stresli olduğumun o da farkındaydı. Bu halime buruk bir tebessümle iç çekerek kollarını belime doladı.

"Sakin olur musun lütfen? Bir aksilik çıkmayacak. Ailem seni seviyor, seninkiler de beni. İyi anlaşacaklar."

"Bilmiyorum, bilmiyorum! Rahatlayamıyorum bir türlü. Bir sorun çıkarsa diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Ailene karşı bir saygısızlık yaparsak ve görüşmemize engel olurlarsa ne yapacağız?"

Kahkaha atarken bana daha sıkı sarılıp başını omzuma koydu, "Of Seungmin... Sence böyle bir şey olursa ben tamam diyip ailemiz sözünü dinleyecek bir kız mıyım? Olmadı kaçırırsın beni!"

Son cümlesi ile tüm ciddiyet bozulunca oflayarak onu kendimden uzaklaştırdım, "Tabii, çok komik."

"Seungmin, yeter bu kadar. Sevgilimi gerginlikten kasılmış bir şekilde görmek istemiyorum. Kendine gel ve bana güvenmeyi hatırla. Bu akşam her şey güzel olacak."

O Jeon Anna idi. Onun karşısında kimse dik duramıyor. Ailesi bile bazı konularda üstünlük sağlamış olsalar bile Anna yine eninde sonunda kendi istediği şekilde hareket ediyordu. Şu öğretmen yerleştirme sınavına çok az kalmıştı ve ailesinin hala haberi yoktu. Anna sınavı kazandıktan sonra söylemeyi planlıyor, ki kazanacağına da çok emin. Böylece ailesi ona karşı çıksa bile Anna'nın umurunda olmayacak.

Sanırım böyle bir kadına güvenmemek hata olur.

İç çekerken kafamı salladım, "Tamam... Sana güveniyorum."

Next Step | Kim SeungminWhere stories live. Discover now