☆.𓋼𓍊 19 𓍊𓋼𓍊.☆

685 106 179
                                    

Aşk ateşe benzer, beslenmezse söner.
-Lermontov

𓍊𓋼𓍊

|Anlatıcı Bakışı|

Felix, ekrana bakmaktan yorulan gözlerini dinlendirmek için arkasına yaslanıp kafasını tavana kaldırdı ve gözlerini kapatıp bir süre öyle bekledi. Sabahtan beri harıl harıl kod yazmaktan bitkin hissediyordu, bir kahve molası vermenin iyi geleceğini düşünerek masasından kalktı ve ofisten çıktı. Grafik Tasarım'ın önünden geçerken Jeong In'e seslenmişti. Jeong In de onunla birlikte mutfağa gitti.

İkili, kahvelerini alıp masaya geçerek oradan buradan konuşmaya başladılar.

Jeong In, Felix'in yorgunluğunu fark etmişti. Zaten edilmeyecek gibi değildi. Sormadan edemedi, "Sen iyi misin? Normalden fazla yorgun görünüyorsun."

"Dün mesaiye kaldım, gece ikiye kadar."

"Ciddi misin? İyi de Anna Hanım kodlama departmanına mesai zorunluluğu belirtmemişti dün, en azından ben öyle biliyorum."

"Kendi isteğimle kaldım zaten. Aryeol'un mesaiye kaldığını duyunca ben de bizim şefle konuşup mesai istedim. Belki Aryeol ile baş başa kalınca konuşma fırsatı buluruz diye, ama..."

"Ama?"

"Denizde ne kadar kum varsa bende o kadar şans yok kanka."

"O laf öyle miydi lan-"

"Boşversene! Kafayı yiyeceğim oğlum ya... Millet bizim için tehlikeye bile girdi biz hala bir araya gelemedik. İşleri erken bitince Anna Hanım izin vermiş Aryeol'e, erken gitmiş. Bugün de gelmedi. Bendeki bu şanssızlık ne olacak gerçekten?"

Jeong In bir süre düşündü. İsyan etmekte haklıydı, bu iş artık çok uzamıştı. Anna ile Seungmin sırf onlar için canlarını tehlikeye atmışlardı ama hala bir gelişme yoktu. Fakat Felix'in bilmediği bir şey vardı ki, o da Aryeol'un artık Felix'e kırgın olmadığıydı. Anna Hanım'ın hastanede söylediklerinden sonra uzunca düşünmüş ve ona hak vermişti. Sadece gidip Felix'e ne söylemesi gerektiğini ya da nasıl bir adım atması gerektiğini bilmiyordu. İlk adımı Felix atar diye düşünüyordu ama Felix de ya az önce söylediği gibi şanssız oluyor ya da Aryeol'u hala kendisine kırgın sanıp çekiniyordu.

Bu işi çözüme bağlamak için ikisini bir araya getirmek şarttı.

Jeong In bardağını kafaya dikip soğuyan kahvesini bitirdi ve ayağa kalktı, "Kalk, gidiyoruz."

"Nereye?"

"Anna Hanım'dan izin almaya. Aryeol'un evine gideceksin. İzin günü olduğuna göre muhtemelen şu an evindedir." kolundan tutarak Felix'i de kaldırdı Jeong In.

"Dur dur! Aryeol artık o evde yaşamıyor ki. Anna Hanım ile Seungmin'in yaşadığı olaydan sonra Azul'un yanına taşınmış."

"Harbi mi? O zaman sen Anna Hanım'a ben de Azul cadısına; adresini alayım. Sen de izni kopar."

Felix tek kaşını kaldırarak, "Onunla kavga etmeden adresi almayı başarabilecek misin?"

"Eh, deneyeceğim artık. Bak bunu sadece senin için yaparım ya, değerimi bil! Yoksa o sahte sarı cadı ile işim olmaz."

Felix güldü ve Jeong In'in omzunu patpatladı, "Sağ ol kanka!"

Mutfaktan çıktılar. Felix, Anna Hanım'ın odasının yolunu tutarken Jeong In de Azul'un yanına gitti. Ciddi ve mesafeli davranmaya çalışarak Azul'un masasına oturdu. Azul kafasını kaldırıp çatık kaşlarıyla Jeong In'e baktı, ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu.

Next Step | Kim SeungminWhere stories live. Discover now