Kendi Gibi

4.8K 308 46
                                    

Ömer

Gecenin karanlığında boş sokaklarda kendi adım sesleri dışında ses duymadan yürüyordu Ömer. Tüm mahalle sakinliğe bürünmüştü. Yazın evlerinin önüne attıkları sandalyelerde oturup çay eşliğinde muhabbet eden mahalleli kışın gelişi sebebiyle evlerine kapanmıştı.

Soğuk havanın yüzüne vuruşunu hissetti yürürken. Dernekte içerken yüzüne yüzüne vuran ısıtıcıdan sonra iyi gelmişti bu soğuk.

Sokağın sessizliğini yankılanan melodi bozmuştu şimdi. Telefonu çalmaya başlayınca ceplerini yokladı. Uzun kaşe kabanının cebinden ısrarla çalmaya devam eden telefonu çıkardı ve yanıtladı.

"Efendim anne?"

"Ömer nerde kaldın yavrum merak ettim bu akşam gelirim demiştin"

"Geliyorum yarım saate Hakanlarlaydık oradan çıktım. Dükkanda şarjımı unutmuşum onu alıp geliyorum"

"Tamam oğlum Zehra uyudu da, anahtarını unutma"

"Var anahtarım merak etme hadi görüşürüz"

Telefonunu kapatıp dükkana doğru yola koyuldu. Sokağın başındayken önce ışıkları yanan eczaneye gözü takıldı,bir ihtiyacı var mı diye Çağdaşa uğrama düşüncesi geçti aklından.Bugün galeriden erken çıktığı için nöbetçi olduğunu bilmiyordu oğlanın. Adres soran o zengin bebesi olmasa haberi de olmazdı zaten.Gözlerini eczaneden ayırmadan yürümeye devam etti.

Ona adres soran adam siyah spor  arabasını eczanenin önüne park etmişti gördüğü kadarıyla. Ne kadar süre alışveriş yapmıştı ki? Ya da içeride ne yapıyordu?

Neyse bana ne diyerek işine bakmaya karar verdi.

Galerinin kilidini açıp içeri girerken yandan gelen gülüşmelere kulak misafiri oldu istemeden ve oraya yöneldi engel olamadığı merak duygusuyla.

Bir süre sonra kendisini farkeden Çağdaşla göz göze geldi.

Çağdaş

Dükkandan içeri giren kumral,uzun boylu kirli sakallı adama gözleri büyüyerek baktı Çağdaş.

"Yavuz?? Ne yapıyorsun sen burada" diyerek ayağa kalktı

"Acıktım demedin mi?"

"Ne gerek vardı, buraya kadar gelmişsin krakerle idare ediyordum." dedi elindeki paketi göstererek.

"Senin cüssendeki bir adam krakerle mi doyacak Çağdaş, hem çalışanımı aç bırakmam ben"

"Babamdan daha iyi bir işveren olduğun kesin Yavuz" dedi ona gülümseyen sarışın.

"Haluk Amcam'a laf yok"

"Neyse kibarlık buraya kadardı. Kurt gibi açım ver hadi paketi"dedi Çağdaş gülerek

"Nasıl tanıyorum seni ama" diyerek kendine güvenen bir ifadeyle gülümsedi ona Yavuz

Çocuk paketi hevesle açtı." Oha en sevdiğim burgeri nasıl denk getirdin, arkadaş gibi arkadaşsın oğlum."

Sonra şaşkınlığını atıp misafirinin ayakta kaldığını farkedince sandalyeyi gösterdi çocuğa. "Gel otur hadi ayakta kaldın"

Arkadaş vurgusundan rahatsız olmaya başladığı gerçeğiyle iyice yüzleşmeye başlamıştı Yavuz. Ama bu döngü nasıl kırılırdı bilmiyordu.

"Hep ondan sipariş veriyosun Çağdaş faturalarda görüyorum. Hem sen bütün gece sandalye tepesinde misin yatağın falan yok mu?"

"Yok oğlum, otobüs mü burası. Sevgili Haluk Amcan böyle uygun gördü işte" dedi dudak büzerek.

Acının İlacı (BxB)Where stories live. Discover now