Hisler, Gerçekler ve Geçmiş

5.3K 318 20
                                    

Buz gibi evde kat kat giyinmiş üzerine sardığı battaniyeyle oturmuş duvarları izliyordu Çağdaş.

Ömeri engellediği için telefonuyla bir ilgisi kalmamıştı.Boş duvarlar en iyi seçeneğiydi şu an düşüncelere dalmışken.

Öfke ve kırgınlık duyguları içinde harmanlanmış üzerine de hayal kırıklıklarından parçalar serpiştirilmişti sanki.

Yavuz olayını nasıl anlamıştı sahi Ömer? Dahası Çağdaş dilini tutamamış Cihattan bahsetmişti ve bel altı vurmuştu. Küçük bir ekrandaki mesajlaşma sayfasında insanlar için hayati olan sırlar, yılların yaşanmışlıkları savurganca ortaya serilmişti birkaç dakika içinde.

İkisi de yanlış yapmışlardı. Başlatan Ömerdi ama çocuk gibi bitiren de Çağdaş olmuştu. Çocukluktan bahsedilirse o zamandan bile inadıyla bilinirdi Çağdaş. "Sarı inadı" derdi annesi.

Şimdi sarı inadından beklendiği üzere geri adım atıp adamın engelini açmayacaktı. Ona davranış şekli için özür dilemeliydi Ömer. Sonra Çağdaş sıraya geçer ve kendi hataları için özür dilerdi.

Bir yanda da Ömerin yalanladıklarının hoşuna gittiği gerçeği vardı. Samimi miydi yoksa kendini kurtarmaya yönelik reflekssel bir yalanlama mıydı bilinmez.

Yıllardır tanıdığınızı sandığınız insanlar bile büyük sırlarla,yalanlarla sizi şaşırtırdı bu hayatta. Örneğin Yavuzunki gibi bastırılan duygular, Tamerinki gibi bastırılmış sadakatsizlik ve kötü karakterler olabilirdi insanların içinde.

Peki Ömeri herhangi bir insandan farklı yapan neydi de bu kadar inanmak istiyordu ona,daha kaç aydır tanıyordu ki adamı?

Kapı çalarak onu düşüncelerinin derin kuyularından bir ip uzatmışcasına yukarı çıkardı.

O kadar üşüyordu ki battaniyesini bile üzerinden atmadı ve kapıya yöneldi Market siparişi sonunda gelmişti heralde.

Cüzdanından çıkardığı bahşişi hazır edip kuryenin merdivenden çıkışını beklemeye koyuldu.

Yalnız merdivenin başından görünen ve ona doğru yürüyen kişi Ömerdi. Adamın ifadesiz yüzünden bir çıkarım yapamadı.
Geriye doğru birkaç adım attı.

Ömer onu korkuttuğunu düşünerek kötü hissetti. Şiddet eğilimli ve homofobik etikeni kendisine konduruşa içten içe kırılıyordu da.Yine de gülümsemeye çalıştı elindeki poşeti göstererek.

"Çorba getirdim sana"

"Gerek yoktu" dedi soğuk bir ifadeyle

"Gerek var hastasın ayrıca şu haline bak Çağdaş ya"

"Ne var halimde?" diye terslendi sarışın.

"Tamirciyi geri göndermişsin tamir oldu deyip"

Omuz silkti "Oldu çünkü"

"Ya sabır. neden böyle geziyosun oğlum o zaman. Moda mı bu?"

"Daha ev ısınmadı ondan"

"Doğru söyle bana"

"Sen kimsin de sana yalan söylemekle uğraşayım ya"

"Bilmiyorum kimim ben? Senin bu konuda bazı çıkarımların var gerçi" dedi Ömer sitemle

"Hadi kapı açık kaldı ev soğuyo"

"Ne hadi ?"

"Gitmeyecek misin Ömer? Çorbanı alırsam gideceksen alayım"

"Zaten alacaksın, annem yaptı emeklerine kıyamazsın bence"

"Offff ne gerek vardı bi de sana borçlanayım mı şimdi?"

Acının İlacı (BxB)Kde žijí příběhy. Začni objevovat