Yalnız

3.9K 225 20
                                    

Çağdaş'tan

Ömerden duyduğu cevap bile sayılmayacak korkaklık içeren söz yığınıyla gözlerinin dolduğunu hissetti Çağdaş.

Cihat'ın söyledikleri doğruydu demek ki. Ömer eski sevgilisiyle karşılaşmış, konuşmuş üzerinden geçen birkaç güne rağmen kendisini aptal yerine koymuştu. Çağdaş'ın yatağına girmiş,yüzüne gülmüş sevgi sözleri söylemişti çekinmeden.

Çağdaş'ın dürüstlüğüne hayranlığını sıklıkla dile getiren adam dürüst olma zahmetine bile girmemişti ona karşı.

Cihat yılanının sözleri yankılanıyordu zihninde istemsizce.

"Sana dokunurken beni düşünmediğini nereden biliyorsun. Benzerliğimizi fark etmiyor musun?"

O gece Cihat'ın yanından gelmişti yanına, yoksa ona dokunurken... Hayır hayır bu kadarını yapmazdı Ömer.

"Ne kadar süredir tanıyorsun ki sevgilini?" diye fısıldıyordu şeytan." 5 dakika öncesine kadar Ömer'in sana yalan söylemeyeceğini de düşünürdün."

Cihatın sözlerinin zihninden çıkması için gözlerini kapatarak derin derin nefesler vermeye çalıştı. Bulunduğu yer daracıkmış gibi geldi o an çocuğa, bir süredir güzel tesadüfler yığını demeye başladığı hayatı tekrar esaret şekline dönüşmüştü sanki.

İlaç dolu dolaplar üstüne üstüne geldi, Ömerin üzerinde görmeye bayıldığını söylediği beyaz önlüğü tenine batıyor bir yandan da nefes almasını engelliyordu sanki.

Bu mahalleye kısılıp kalmıştı, sadece Ömeri görmüştü gözü uzun süredir. Belki de Ömerin karşısına çıkabilecek tek eşcinseldi burda. Tek seçenek olarak teselli ödülü olmuştu adamın. Zehirli düşüncelerce esir alınırken çalan telefonuna baktı.

Sevgilim arıyor...

Telefon çaldıkça sinirleri bozuluyordu. Paniklemiş, daha doğrusu tutuşmuş Ömer'i izledikçe çıldıracak gibi oldu.

Cihat denen piçin karşısında kendinden emin bir tavırla konuşması koyuyordu düşündükçe. O bile anlamıştı Ömerin ondan bir şey gizlediğini. Açık bir kitaptı zaten Çağdaş hayal kırıklığını anlaması kolay olmuştu o şerefsizin. Ömer'e olan hislerini de böyle belli etmemiş miydi zamanında?

Eli kolu bağlı gibiydi, Tamerin peşinde kaybettiklerinden biriydi özgürlüğü. Bir yanağından vuran insana diğerini uzatması bekleniyordu adeta.

Aşk ona zarar veriyordu yine. Belki de yanlış seçimler yapıyordu. Kalbinin istediğine giderken mantığından, tecrübelerinden sıyrılıyordu.Çırılçıplak koşuyordu ateşe doğru.

Ömer'in iki basamaklı sayılara ulaşmış ısrarlı aramalarında ekranda yazan sevgilim yazısından bile huzursuz hissetti. Kırgındı adama, çok kırgındı.

Yüzüne bakıp hesap bile soramıyordu şu an. Yalanıyla beraber siktir olup gitmişti yanından. Eski sevgilisinin cürretini hesaplayamamıştı demek ki, önlem alamamıştı.

Cihat üzerinde bu kadar etki bıraktığını bilse keyif ne alırdı bundan. Aklına geldi yine zehirli sözleri.

"Ömer bana aşıktı, benim kollarımdaydı ilk bana dokundu,benim için ağladı" Ömerin yıkıldığını ucundan kıyısından da olsa görmemiş miydi Çağdaş, bildiği şeylerdi bunlar. Dağılmış ruh halindendi tepkileri biliyordu; ama bilmek yetmezdi bazen.Hissettiği acıdan daha önemlisi yoktu şu an.

Ömer ve Cihat'ı beraber düşündükçe kendini kaybedecek gibi oldu ve dakikalardır sıktığı yumruğunu sağındaki cam dolaba geçirdi sinirle.

Büyük bir şangırtı yayıldı dükkana, camların yere düşerken çıkardığı ses,ilaç kutularının düşüşü, acıyla inleyen kendi sesi. Kısa aralıklarla yankılanıp kulağına doldu . Acı dolu bir inleme döküldü dudaklarından.

Acının İlacı (BxB)Where stories live. Discover now