Söz Gecesi

2.2K 178 124
                                    

Sarı saçları hafifçe dağılmış, yüzünde ince bir gülümseme olan siyah takım elbiseli çocuğun zarif elleri ,kravatının kusursuz düğümünü oluştururken odanın kapısının eşiğine sırtını yaslamış olan Ömer onu büyük bir hayranlıkla izliyordu. Çağdaş'ın her hareketinde, o ince ve zarif dokunuşlarda, bir sanat eseri gibi durduğunu düşünmekte haksız da sayılmazdı. 

Ömer'in kalbi, sevgilisinin güzelliğine karşı bir ritim tutmuş gibiydi sanki. Onunla birlikte olmanın, onun güzelliğine tanıklık etmenin ne kadar büyük bir ayrıcalık olduğunu her geçen saniye daha da derinden hissediyordu adam. İçindeki fazla duygusallaşan havayı biraz hafifletmek için alışılageldik mizahi tarzıyla söze girdi.

"Analar neler doğuruyor be hey maşallah," dedi kıkırdayarak Çağdaş'ın yanına yaklaşırken.

Çağdaş, Ömer'in artık alıştığı bu iltifat şekline gülümseyerek karşılık verdi. "Teşekkür ederim sevgilim, sen de hiç fena değilsin," derken adamı parıldayan gözleriyle ve büyük bir sevgiyle süzüyordu.

Ömer, göz kırparak yanıtladı: "Çok fenayım bence, şu an aklımdan geçenleri bilsen anlarsın."

Ardından Çağdaş'a arkasından sıkıca sarıldı ve çenesini omuzuna yasladı. Gözleri aynadaki yansımalarına kaydığında, memnuniyetle gülümsedi. Şunu çok iyi biliyordu ki bu dünyada yanına Çağdaş'tan daha çok yakışan hiç kimse olamazdı.

Sarışın keyifsizce dudak büktü " Aman yavrum aklıma öyle fikirler sokma, resmen cehennem azabı dolu bir gece geçireceğim zaten, bi de ereksiyon belasıyla uğraşmayalım"

İç çeken Ömer, gözlerinde biraz endişeyle, sevgilisine döndü. "Seni rahatlatmak isterdim ama ben de gerginim, yakın arkadaş rolüne hazır mısın bakalım?"

"Önce şu elini popomdan çekersen belki role daha iyi girebilirim." diye göz devirdi çocuk.

Ömer, bir özür ifadesiyle gülerek elini okşadığı yerden çekti. "Pardon yavrum, alışkanlık. Yalnız götünü yoklarken kumaşına da baktım da takımın çok iyiymiş ha"

" Beğendiysen alalım sana da güzelim"

" Aman yavrum,şimdi antin kuntin bir şeydir bunun markası boşver" diye sırıttı Ömer.

" Önyargılısın diyecektim ama Armani. Evet azıcık antin kuntin; ama indirimde kapmıştım ben de"

"Benim seni kapışım kadar iyisi yok; ama bu da iyi bir denk geliş olmuş o zaman sarı kedim" dedi Ömer oğlanı yanağından öperken.

Çağdaş onu süzerken gözü birkaç düğmesi açık beyaz gömleğinin yakasına takıldı "Sen kravat takmıyo musun benimkilerden bulalım bir şey istersen?

"Lisede bıraktım yavrum ben kravat işini ya böyle iyi. Hadi hazırsan çıkalım daha Zehra'yı alıcaz."

"Sen in, arabayı çalıştır hemen geliyorum" dedi Çağdaş parfümünü sıkarken. Kokusu, odada hoş bir hava oluştururken, hafif ve sofistike koku da Çağdaş'ın duruşuyla tam bir uyum içindeydi.

 Nihayet evden çıkıp Ömerlerin evinin önüne geldiklerinde aralarında çocukça bir kim inecek kapışması yaşanmaya başladı. İkisi de Akile Hanım faktörünün yükünü üstlenmek ve diğerinin gerilmesini önlemek isterken hızlı davranan Ömer, Çağdaşı arabaya kilitleyip aşağı indi sırıtarak.

Çağdaş mağlubiyet kabul ettiği bu hamle yüzünden söylenmeye devam ederken Ömer çoktan Zehra'yı kaçırırcasına evden çıkarmış kırmızı bir suratla arabaya doğru geliyordu bile.

Çağdaş bir an için dikkatini Ömer'den uzaklaştırıp beraber aldıkları elbise içinde çok duru ve güzel görünen Zehra'ya baktı tebessüm ederek. Kardeşlik duygusundan bihaber çocuk Ömer ve Zehra'nın ilişkilerini görünce bazı insanların hayatta şanslı olduğunu düşünmeye başlamıştı.

Acının İlacı (BxB)Where stories live. Discover now