14

14.1K 689 37
                                    

Gece o sabah, ilaçla uyumasına rağmen çok erken uyanmıştı. Kendisi de anlam verememişti bu duruma ama bunun nedenini içinin huzursuz olmasına bağlıyordu. Atlas'ı üzdüğü ve kırdığı için içi içini yiyordu. Nasıl alacaktı gönlünü, onu da bilmiyordu.

Bunları düşünürken ilk başta yattığı yere dikkat edemedi. Ama sonrasında üzerinde bulunduğu yatak ve içinde bulunduğu oda pek tanıdık gelmedi ona. En son koltukta uyumamış mıydı? Burada ne işi vardı ki? Odadan çıktığında ise anladı durumu ancak. Atlas Gece için oda hazırlamıştı. Gece'nin suçluluk duygusu daha da arttı. Nasıl üzerdi ki bu çocuğu? Son zamanlarda en sevdiği kişi oyken üstelik. Bir şeyler yapmalıyım diye düşündü.

Saat daha erkendi. Atlas hala uyuyor olmalıydı. O sırada aklına bir fikir düştü. Atlas dün akşam yemeğini hazırlamıştı. Sonu tatsız bitmişti ancak bunu düzeltebilirdi. Hemen gidip mutfak dolaplarını kurcaladı. Atlas alışveriş yapmıştı anlaşılan. Buna sevindi Gece ve hemen kahvaltı hazırlamak için işe girişti. Kahvaltı her derdin dermanı değil miydi?

Bir süre sonra Atlas güne gözlerini açtı. Hem de çeşit çeşit yemek kokularıyla. İlk önce bu kokuların nereden geldiğine emin olamadı bir süre. Camı kapalıydı. Dışarıdan geliyor olamazdı. O zaman başka seçenek kalmıyordu geriye. Bu koku kendi mutfağından yükseliyor olmalıydı.

Usulca odasının kapısını açıp sessizce mutfağı gözlemledi. Gece mutfaktaydı. Kahvaltı mı hazırlıyordu? Bu düşünce Atlası mutlu etti. Sonunda evi benimsemeye başladığını düşündü Gece'nin. Aynı keyifle sessizce odasının kapısını kapattı ve duşa girmek için hazırlık yaptı. Odadan çıktığında Gece anında işini bırakıp ona döndü. Beklemeden canlı ve tereddütlü sesiyle konuştu.

"Günaydın."

Atlas, kardeşinin bu halini çok tatlı buldu. Ama yüzündeki ciddiyeti bozmadı. Gece'ye hala kızgındı. Her ne kadar içindeki bir taraf Gece'nin yanaklarını sıkmak istese de bir taraf da ona hala kırgın olduğunu hatırlatıyordu.

"Günaydın." diye bir mırıltı döküldü dudaklarından ve banyoya doğru ilerledi. Gece ise üzgün bakışları ile o banyoya girene kadar arkasından baktı. Alacaktı gönlünü. Kararlıydı. 

Atlas banyodan çıkana kadar Gece dün yemek yedikleri masanın üzerini hazırladıkları ile doldurmuştu. Atlas, altındaki gri eşofmanı ve beyaz bol tişörtü ile elindeki havluyla saçlarını kurulayarak çıktı banyodan. Gece hemen önüne atladı ve kendisinden asla beklemeyeceği bir şekilde hızlıca konuşmaya başladı.

"Biliyorum bana çok, çok kızgınsınız. Ve biliyorum beni affetmeyebilirsiniz de. Ama gerçekten özür dilerim. Sizi kırmayı asla istemedim, ki bu en son isteyeceğim şey bile değil. Bana karşı çok iyisiniz ve ben sanırım biraz yüzsüzlük yaptım. Ama lütfen siz de beni anlayın. Kendimi gerçekten bu şekilde daha iyi hissedeceğim. Tekrardan çok özür dilerim. Aslı kim bilmiyorum, aranızda ne oldu bilmiyorum ama bildiğim ve emin olduğum tek bir şey var. Bence siz harika bir abisiniz. Beni daha yeni tanıyorsunuz ve ona rağmen korumak için neler yaptınız. Eğer Aslı, sizin kardeşinizse, o gerçekten çok şanslı bir kardeş."

Bence siz harika bir abisiniz. Bence siz harika bir abisiniz. Bence siz harika bir abisiniz. Atlas o an dünyadan soyutlandı. Kalbinde dün oluşan o ağırlık kalktı. Çatık kaşları düzeldi. Bir anda kendini Gece'ye sarılırken buldu. Gece ise bu hamleyi beklemiyordu. Gerilmişti biraz. Bir süre sarılarak kaldılar. Hala sarılırlarken Atlas konuştu.

"Bir şartla affederim seni."

Atlas geri çekilirken Gece merakla konuştu.

"Nedir o şart?"

BİR BAŞIMA: Bir Aile MeselesiΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα