34 -FİNAL-

10.3K 925 90
                                    

Kazanmıştım. İstediğim bölümü istediğim okulu kazanmıştım. Bu hissi nasıl tarif edebilirdim bilmiyordum. Ama ben tarif etmek yerine sonucu öğrenir öğrenmez işte olan Atlas'ı arayarak ve telefonda çığlıklar atarak göstermiştim sevincimi. Atlas ilk başta panik olsa da çığlık sonrası "kazandım" naralarımı duyunca o da benimle birlikte işte olduğuna aldırmadan bağıra çağıra sevinmiş, karşılıklı telefonda bağırıp çağırarak sevincimizi paylaşmıştık. 

Akşamına ise kutlamamız tabiki olmuştu.

Bulunduğum şehirde Okul Öncesi Öğretmenliği kazanmıştım. Artık öğretmen hanım olmak için tam anlamıyla hak kazanmıştım. Bu durum da herkesin dilindeydi. Nasıl mı? 

"Öğretmen Hanım masa hazır, buyurun."

"Öğretmen Hanım, bugün planınız nedir?"

"Öğretmen Hanım bir kahve mi içsek?"

Hoşuma gidiyordu. Fazlasıyla. 

Bugün ise Hatice Hanım tarafından davet edilmiştik. Sadece ben değil. Tüm ekip. Emre dahil. Hatice Hanım anladığım kadarıyla hem beni tebrik etmek için hem de müstakbel damadı Emre ile tanışmak için bir organizasyon ayarlamıştı. 

Elim boş gitmemek için limonlu kapkekler yapmıştım. Atlas her ne kadar gerek olmadığını söylese de içimden gelmişti. 

Harun Bey evde olmayacaktı. Sormamıştım ama içim rahat olsun diye Aslı söylemişti. İş toplantısı için il dışında olacağını söylemişti. Zaten evde olmayacağını tahmin ediyordum. Hatice Hanım Emre ile önce kendisi tanışmak isterdi çünkü.

Yola çıktığımızda Barkın'a da bunu belirten bir mesaj attım.

Hatice Hanımlara vardığımda ise istemsizce yine heyecanlandım. Hatice Hanım ile aram ne kadar iyi olursa olsun her görüşmemizde bir heyecan basıyordu içimi. Bunu engelleyemiyordum.

Ben elimde kapkek tepsisini tuttuğum için kapıyı Atlas çaldı. Çok bekletmeden Hatice Hanım açtı kapıyı. Gözleri ilk olarak oğlunu buldu.

"Ogluşum! Hoş geldin!"

Atlas'a kocaman sarılırken annesinin paşası Atlas abim de halinden memnun görünüyordu. Onların bu haline gülerken Hatice Hanım'ın diğer hedefi ben oldum.

"Ah Gece ne zahmet ettin! Hoş geldin." Derken bana da sarıldı gülerek.

"Ne zahmeti Hatice Hanım. İçimden geldi. Beğenirsiniz umarım."

"Çok güzel görünüyor. Ellerine sağlık. E kapıda kaldık hadi girin içeriye."

Elimdekileri mutfağa bırakırken gözüm Aslı'yı arıyordu.

"Hatice Hanım, Aslı nerede?"

Mutfağı toparlamaya devam ederken söylenir gibi konuştu.

"Sabahtan beri çıkmadı o odadan, süslenip duruyor! Sanki şehzade gelecek! Bir de bir heyecanlı görmen lazım! Ne varsa heyecan yapacak?"

Dese bile Hatice Hanım'ın hareketlerinden ve masanın üzerine bir orduya yetecek olan yemeklerden Hatice Hanım'ın da heyecanlı olduğunu hissedebiliyordum.

Ben onun bu haline gülerken birden bana döndü.

"Ay kızım ben seni tebrik etmeyi unuttum! Çok tebrik ederim. Öğretmen olacakmışsın öyle mi?"

Gülümsemem büyüdü.

"Teşekkür ederim. Evet öğretmen olacağım."

"Aferin sana, valla aferin. Abidik gubidik bir meslek seçmemişsin. Bak bizim kıza dediğini yaptı sonunda, oyunculuk diyor başka bir şey demiyor."

BİR BAŞIMA: Bir Aile MeselesiWhere stories live. Discover now