20

12.2K 643 12
                                    

Yorucu bir gün olmuştu Atlas için. Son bir haftadır Barkın ile uğraştıkları ihaleler ve davalar yoğunluğunu asla kaybetmemişti. Bazen gerçekten kafasını kopartıp atmak istediği bile oluyordu. Ancak bir yandan da seviyordu bu tempoyu. Kendini gerçekten işe yarar hissettiği anlardan biriydi çalışmak. 

Odasında oturmuş dosyalarını düzenliyordu. Artık çıkma saati gelmişti. Çalan telefonu ile kimin aradığına baktı. Küçük kardeşi arıyordu. Tebessümle açtı telefonu.

"Gece'm."

"Atlas Bey? Müsait misiniz efendim?"

"Size her zaman müsaitiz efendim. Buyrun?"

"Ne zaman gelirsin demek için aramıştım. Yemeği birlikte yeriz değil mi? Yoksa dışarıda mı yiyeceksin?"

Gece son zamanlarda hep evdeydi. Birkaç sefer iş bulma arayışları için evden çıkmıştı ancak sonuç hüsrandı. Onun dışında evde kalıp ev işleri ile yoğun olarak ilgileniyor ve fazlasıyla sıkılıyordu. Atlas'ı darlamak istemese de sık sık kendini Atlas'ı ararken buluyordu. Atlas da asla o telefonu açmamazlık yapmıyor, her seferinde kardeşinin havadan sudan sebepler ile kendisi ile konuşmasını can kulağı ile dinliyordu. 

"Artık toparlanıyorum, çıkacağım. Tabiki de birlikte yeriz."

Bu sırada Barkın Atlas'ın odasından içeriye dalmıştı. Anında olaya dahil olup sesini yükselterek Gece'ye duyurdu.

"Ben de geliyorum Gece!"

Atlas eline geçen bir tükenmez kalemi Barkın'a fırlatırken konuştu.

"Utanmasan bizim evde yatacaksın zaten, it. Bir rahat ver artık!"

Telefondan Gece'nin uyarı dolu sesi duyuldu.

"Atlas! Çok ayıp öyle deme."

Atlas mızmız bir çocuk gibi söylendi.

"Ayıp ayıp diye diye tepemize çıktı bu bizim Gece!"

Barkın kınayıcı bakışlarını gönderirken konuştu.

"Sanki senin gül yüzün için geliyorum size. Gece'yi görmeye gidiyorum herhalde." 

Atlas'ın eline bu sefer bir zımba geçti ve Barkın'a fırlatmaktan hiç çekinmedi.

"Lan oğlum! Her gün sana bir siktir çekmezsek rahat etmiyor musun sen? Uzak dur lan kardeşimden!"

Barkın o serseri sırıtışını takınırken telefondan Gece'nin sesi yükseldi. 

"İkinizi de yemeğe bekliyorum Atlas. Hadi kavga etmeyin de gelin artık. Acıktım." 

"Yolda Barkın'ı cami avlusuna bırakıp geliyorum yavrum."

Gece istemsizce gülerken konuştu.

"Mümkünse ikinizi de kapıda görmek istiyorum. Hadi kapatıyorum. Görüşürüz." 

"Görüşürüz, güzelim." 

Atlas telefonu kapatırken Barkın'a tip bakışlarını atmayı sürdürüyordu. Barkın umursamadı ve Atlas'ın toparlanmasını beklerken birkaç dava hakkında son gelişmeleri Atlas'a aktardı. 

İkisi de arabaya ilerlerken ortama bir telefon sesi yayıldı. Çalan Atlas'ın telefonuydu. Arayan ise annesi Hatice Hanım'dı.

"Efendim anne?"

BİR BAŞIMA: Bir Aile MeselesiWhere stories live. Discover now