31

10.5K 867 78
                                    

"Aslı! Al kızım şuradaki tabakları!"

Hatice Hanım mutfaktan direktiflerine devam ediyordu.

Aslı oflayarak daha yeni oturduğu koltuktan kalktı ve mutfağa tabakları almaya gitti.

"Gece! Dolaptan tatlıları çıkardın mı?"

"Çıkardım Hatice Hanım."

"Bakın bakalım sofrada eksik var mı kızlar."

Aslı da elindeki tabakları bıraktığında yanıma geldi ve şöyle bir masayı süzdük. Kollarımızı birbirine kavuşturmuş boş bakışlar atıyorduk masaya. Aslı bir yandan söylenmeye başlamıştı.

"Sırf bir grup menopoz dönemindeki kadın toplanıp dedikodu yapacak diye niye sabahtan beri köpek gibi çalışıyoruz? Açıkla bana bunu."

"Valla ben ilk defa böyle bir organizasyona katılıyorum. Deneyimli olan kişi olarak bunu bana senin açıklaman gerekiyor."

Birbirimize yorgun bir bakış atıp umutsuzca kafamızı salladık.

Hatice Hanım'ın o meşhur "gün" lerinden birindeydim. Nedenini ben de bilmiyordum. Dün gece Aslı tarafından aranmış ve Hatice Hanım'ın beni de çağırdığı bilgisini almıştım. Heyecanlanmıştım yalan yoktu. İlk defa böyle bir organizasyona katılacaktım.

Sabah erkenden Atlas beni Hatice Hanımlara bırakmıştı yardım etmem için. Ben istemiştim yardım etmeyi. Böyle bir organizasyona davet edildiysem hazırlığından itibaren deneyimlemek istiyordum. Ancak bu kadar koşuşturmacalı olacağını hiç düşünmemiştim.

En son oturma odasının tozunu üçüncü defa alırken "neden buradayım" diye sorgulamaktan alamamıştım kendimi. Ben bunları içimden geçirirken Aslı içinden geçirmek yetmemiş olmalı ki yeri dördüncü kez paspaslarken isyan etmişti.

"Anne biz neden temiz olan yerleri bir daha silip süpürüyoruz Allah aşkına? Bıktım!"

Sofraya son bir bakış atıp mutfağa Hatice Hanım' ın yanına geçtik.

"Eksik yok Hatice Hanım. Masa hazır."

"Çok iyi kızlar. Aferin size. Şimdi gelirler."

"Oldu o zaman biz gidip hazırlanalım. Hadi Gece." Deyip kolumu tuttu Aslı.

Refleks olarak kendimi ve kolumu anında geri çekerek yükseldim.

"Bırak!"

Aslı ve Hatice Hanım bu ani tepkimle yerlerinde kalakaldılar. Benden daha önce hiç bu tonda bir itiraz duymamış olmalıydılar. Ben ise birkaç saniye durup ses tonumu ve yapacağım açıklamayı ayarladım.

Aslı ise kaşlarını çatmıştı bile.

"Neden sinirlendin ki şimdi? Ne yaptım ki?"

Aslı ile aramız düzelme aşamasındaydı ve bu aşamayı kötü etkileyecek en ufak bir şey bile istemiyordum. Bu nedenle hemen kendimi açıklamaya giriştim.

"Ben özür dilerim. Sinirlenmedim. Ben... Şey... Nasıl açıklasam bilemedim."

Aslı tavrını bozmadan kollarını kavuşturdu ve dik bakışlarını sürdürdü.

"Açıklamayı bir dene bakalım."

"Tik gibi bir şey bu. Refleksif bir durum. Koluma dokunulmasını sevmiyorum. Sen de bir anda öyle kolumu tutunca bu reflekse engel olamadım. Özür dilerim tekrardan. İkinizden de."

"Ne saçma bir tik bu? Ama neyse durmayacağım üzerinde. Hadi hazırlanmaya gidelim artık."

Aslı mutfaktan çıkarken hala tavırlı görünüyordu. Ben de Hatice Hanıma son kez bakıp özür dileyerek mutfaktan çıktım.

BİR BAŞIMA: Bir Aile MeselesiWhere stories live. Discover now