1. Bölüm "İsim"

168 6 0
                                    

❤️

Elimdeki sigarayı dudaklarıma yaslayıp içine derin bir nefes çektim. O sırada da Öykü durmadan konuştuğu için başımı öne eğmiş kulağımı yaklaştırmıştım.

"Sonra?"

Bir anda sigarayı çekip kendi de içti. Cebimden yeni bir dal çıkarırken o da devam etti. "Staj da gelecek hafta bitiyor, gelecek ayın on yedisinde mezun oluyorum."

"Benim de hemen hemen aynı."

"Keşke öncesinde biraz daha staja gitseydim."

"Zorladım ama gitmedin."

Öykü, kaşlarını çatıp bana baktı sonra da omuz silkti. "O kadar insan varken nasıl gideyim, Savaş? Bir de yarısından fazlasını ben öldürdüm." Kendi kendine güldü. "Süperdi. Muazzam!"

Kendi kendime gülüp başımı iki yana salladım. "Keyfin bilir. Hadi dersine git, benimki de başlıyor."

Yanağımı okşayıp ceketimi üstün körü düzelttikten sonra göz kırpıp kendi fakültesine doğru ilerledi. Ardından bakıp ufak bahçesine girdiği gibi önüme dönüp ilerlemeye başladım. Hoca birazdan derse girerdi.

Sınıfa girdiğim sırada birçok insanın bana dönmesi, beni irrite etse de tepki vermeden en önlerde rastgele bir yere oturdum. Arkada kalmak beni daha çok geriyordu çünkü hoca ne zaman benimle muhatap olsa diğerleri gözlerini bile kırpmadan izliyordu. Dolayısıyla ben de onlarla göz göze geliyordum.

İç çekip ağzımdaki şeftalili sakızı çiğnerken sigaranın arta kalan kokusundan uzaklaşmaya çalışıyordum. Hava soğuk sayılırdı ama koku ceketime de sindiği için onu da çıkardım.

Çıkardığım ceketin cebinde bir kalem ve not defteri aldığım sırada ise yanımdaki sıra açılmıştı. Sessiz ama derin bir nefes çektim, içime. Bok vardı da yanıma oturuyorlardı.

"Tünaydın, Savaş."

Bir kız, uzatarak konuştuğunda hemen yanına oturmuş başka bir kız da aynı şekilde selamlamıştı, beni.

İçim sıkıntıyla dolarken başımı salladım. "Tünaydın." Umuyordum ki sadece not gibi bir şey isteyip giderlerdi.

"Nasılsın, nasıl gidiyor?"

"İyi, fena değil." Durdum ama ayıp olur diye sıkıntıyla konuşmaya devam ettim. "Siz?"

Yanındaki arkadaşı hevesle benimkine benzer bir cevap verdi ama çok umursamadım. Aşırı yapmacık geliyordu hareketleri bu yüzden ister istemez rahatsız oluyordum.

"Ben şey soracaktım. Gelmeden önce seni Öykü ile gördüm. Hani Öykü Akyol."

Neden merak ettiğini anlayabiliyordum. Öykü'yü tanımayan yoktu, herhalde.

Üniversitede oldukça çevre yapmıştı ve bir çok spor kulübüne üye olmanın yanında bazılarında da kaptandı. Üniversitenin yerel rock grubunda gitaristti ve aynı zamanda kendi fakültesinde temsilciydi. Çoğu kez yürüyüşlere katılır en önde bayrak sallardı. Deli, çokça özgüvenliydi. Bu yüzden de oldukça popülerdi.

"Evet?" Dedim, sadede gelsin diye.

"Şey, onunla sevgili gibi bir durumunuz mu var? Lütfen yanlış anlama özel hayata burnumuzu sokmak istemeyiz de," Bir an durdu. Şu an gayet de burnunu sokuyordu ve benimle konuşmak için yaptıklarını bildiğimden gelecek bahaneyi de az çok tahmin edebiliyordum.

"Öykü ile tanışmak isteyen bir arkadaş vardı, o yüzden."

Kaşlarım çatıldı bir an. Kim benim kardeşime yan gözle bakabilirdi lan?

Konuşan kız, diğeri ile göz göze geldiğinde hareketlerini tarttım. İçim rahatladı bir an.

Yalan söylüyor.

"Kardeşim gibi. Hatta kardeşim."

Kızların yüzü ışıldadı. "Tamamdır, teşekkür ederiz." Arkada duran, öndekine göre daha utangaç olan kız bir an atıldığında artık bayık gözlerle izliyordum, onları. "Şey, senin sevgilin var mıydı?"

Tek kaşım havaya kalktı. "Yok."

Gülüşü büyüdü, tekrar teşekkür edip koşarak arkadaşlarının yanına ilerledi. Ne saçma sapan işlerdi bunlar.

Hoca derse girdiğinde, ben de kalemimi tıraşlıyordum. Oldum olası uçlu kalem kullanmayı sevmezdim. Ya tükenmez ya da kurşun.

Dediklerinden önemli olanları not ederken hoca da son yarım saat kısa bir quiz yapıp dersi bitirmişti. Zaten tam puan almıştım sınavından ama fazlası göz çıkarmazdı. Kendilerini çalıştırıp çalıştıramayacağımı soran kızlara yapamayacağımı söyleyip hızla uzaklaştım.

Hayır kurumu muydum ben?

Kampüse çıkınca Öykü'yü de yanıma alıp yurtlara doğru yürümeye başlamıştık. "Bizim Şengül yine olay çıkarttı."

"Bu sefer ne yapmış?"

"Dün akşam gittik ya mekana? Devamsızlığım doldu diye azarladı beni."

Kaşlarım büyük bir hızla çatılırken hızla ona döndüm. "Ne?"

Öykü, tedirgin bir bakış attı. "Yavrum, öldürme şimdi durduk yere. Hem ben hallettim, merak etme sen."

Kaşlarım çatık onu izlemeye devam ederken birden koluma vurup kıkırdadı. "İyi ki karşında değilim, Savaş. Korkudan ölürdüm, yoksa."

Sıkıntılı bir soluk alıp önüme döndüm. "Bir daha sana bir yanlışı olursa yaşatmam."

Öykü gülerek koluma sarıldı. "Yavrum biliyorum ama o da işini yapıyor. Sonuçta gecenin o vakti insana bir sürü deli sataşabilir."

Tekrar güldü. "Bilmiyor ki o deliler biziz."

🍮🍮🍮

Böle bisey

Savaş ve Öykü'yü az çok tanıyın hayatlarının nerelerinde olduklarını ve ne durumda olduklarını bilelim die ✍️

Umarım beğenirsiniz,

sizi seviyorum

Öptüm cokkkkkkkk ❤️❤️❤️❤️




Zaaf -GayWhere stories live. Discover now