31. Bölüm "Temas"

59 5 0
                                    

Akşam yemeğine yetişemediğim sırada Ares bir kez daha beni aramıştı. Mekanımda işler bir türlü bitmeyince en sonunda her şeyi siktir edip yola çıkmıştım.

Şoföre Ares'in evine gitmesini söyleyip telefonu cevapladım.

"Savaş, neredesin?"

"Yoldayım, birazdan evde olurum."

"Neden bu kadar geciktin? Beraber yemek yapacaktık."

Dudaklarım büküldü. "Özür dilerim, işler bir türlü bitmedi."

Ares, sıkıntılı bir soluk aldı. "Tamam, seni bekliyorum."

Vedalaşıp telefonu kapattığımda başım ağrımaya başlamıştı. Kaç gecedir bu şekilde gidiyordu. Artık beraber yemek yiyemez olmuştuk ve Ares Yılan'ın gücüne çok az yaklaşmama rağmen bu yoğunluğun olması beni yormuştu. O nasıl baş edebiliyordu ki?

Yol bitip de eve vardığımızda, kapıyı açan görevlilerin arasında eve ilerledim. Daha çalmadan açılırken hizmetli içeriyi göstermişti. "Hoş geldiniz, Savaş Bey."

Başımı sallayıp içeri girdim. Oturma odasına baktığımda Ares'i görmemiştim. Yemek odasına gittiğimde ise direkt karışma çıkmıştı.

Masanın üzerindeki yemeklere baktım. Isıtılmış duruyordu.

"Ares?"

Geriye attığı başını kaldırıp beni görünce ayağı kalktı. Yaklaşıp sıkı sıkı sarıldığında karşılık vermiştim. "Bebeğim, lütfen akşam yemeğine gecikme."

İç çekip kolları arasında gözlerine baktım. "İşler çok yoğun bu aralar, biliyorsun. İsteyerek olmuyor."

Ares, cümlem bittiği gibi dudaklarımı öptü. "Çevreni büyütüyorsun, ileride daha da meşgul olacaksın. Şimdiden kendini ayarlaman gerekiyor."

Başımı salladım. Avuçlarımın arasında kazağını sıkıştırırken birden belimden itip oturduğu sırada beni kucağına çekti.

Dudaklarımı yalayıp başımı omuzuna yasladım. "Ne zaman geldin?"

"Yedi gibi."

Yani üç saate yakın beni bekliyordu. Sıkıntılı bir soluk alırken hem kendine hem bana yedirmeye başladı. Yemekler güzel olmuştu ama Ares'in yapmadığı belliydi. Bu biraz daha beni rahatlatırken yemekler bittiğinde elimi tutup üst kata yönlendirmişti.

Peşi sıra giderken bana uzak olduğunu hissediyordum. Az önce kendi elleriyle yemek yedirmiş olmasına rağmen.

Yatağa geçmeden önce dolabı işaret etmişti. "Üstünü değiştir, ben de elimi yüzümü yıkayacağım."

Başımı sallayıp o banyoya girdiği gibi kıyafetlerimi çıkarıp geceleri burada giydiğim şort ve tişörtü çıkardım.

Giyip banyoya yöneldiğimde, orada boş boş durduğunu fark ettim. Ben rahat giyineyim diye beklemişti. İçimde bir yer sıcacık olurken gülümsedim.

Ares beni fark ettiğinde tebessüm etmişti. "Ben içeri geçeyim."

Başımı salladığım gibi yanımdan ayrılıp yatağa yürümüştü. Yanımdan geçtiği sırada ise saçlarımdan parmaklarını geçirmişti.

Dişlerimi fırçalayıp hızla içeri girdim. Ares yatakta uzanmış, telefonuna bakıyordu. Pek telefon ile ilgilenen biri olmadığı için şaşırmıştım. Yanına gidip uzandığımda bana dönüp şakağıma kısa bir öpücük bırakmıştı.

Yeniden telefona döndüğünde, borsaya baktığını fark ettim. İçimdeki heyecan ellerimi titretirken yutkunup başımı iki yana salladım.

Yavaşça doğrulup elindeki telefonu aldıktan sonra komodine bıraktığımda, anlamamış gibi bakıyordu. Derin bir nefes alıp sakin olmaya çalışarak bacağımı diğer tarafa attım. Kucağına geçtiğimde anında ellerini bacaklarıma getirip ufak ufak okşamıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 18 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Zaaf -GayWhere stories live. Discover now