12. Bölüm "Değer"

72 4 0
                                    

Arabada çıt çıkmazken ben ellerimi bacaklarımın arasında sabitlemiş öylece önüme bakıyordum. Meriç beni öptüğü anda kendimden iğrenmiş, korkmuştum ama şimdi bu arabada, ondan uzak olmak güvende hissettiriyordu.

Birazdan laf yiyeceğim kesindi ama yine de uzaklaşmak iyi gelmişti.

Önde oturan Oğuz, hiç konuşmadan arabayı sürüyordu. Yılan'ın beni beklediğini söylediğinde adeta taş kesilmiştim.

Oysa o, oldukça sinirli duruyordu. Salak herif, sanki arkadaşının sevgilisini basmış gibi tepki veriyordu.

Meriç ne olduğunu anlmamıştı zaten ve durmadan beni arayıp duruyordu. Telefonu sessize almıştım ama Öykü veya Kadir arayabilir diye arada bir kontrol ediyordum.

Oğuz, bir süre sonra aracı durdururken ben de yavaşça inmiştim. Her zamanki mekana getirmişti.

O önde ben arkada üst kata ilerlerken henüz öğleden sonra olduğu için tek tük birkaç kişi vardı.

Merdivenleri tırmanıp işlemeli kapıya geldiğimizde kalbim adeta maraton koşmuşum gibi hızlı hızlı atıyordu. Elim titrerken önce Oğuz girmiş sonra da beni çağırmıştı. Ben içeri girdiğim gibi de dışarı çıkıp ikimizi yanlız bırakmıştı.

Dudaklarımı kemirirken Ares Yılan, masasında oturmuş bana bakıyordu. Oldukça öfkeli duruyordu. Yine de güvenliydi, değil mi?

Ellerimi önümde birleştirdiğimde ayağı kalktı.

"Ne sanıyorsun sen kendini?"

Gözlerim yüzünde dolaşırken cevap vermemem üzerine adımları hızlanıp önümde durdu. Çenemi kavradı sertçe ve başımı kaldırıp yüz yüze gelmemizi sağladı. "O piçin seni öpmesine neden izin verdin?"

"İzin vermedim." Sesim kısık çıkarken kaşlarım da bükülmüştü. Korkutucu duruyordu.

"Seni öpebildiyse izin vermişsindir."

"Hayır," Dedim, çırpınır gibi. Çenemi çok sıktığı için ağrımaya başlamıştı.

"Kolumdan tuttu. Bir şey diyecek sandım o yüzden tepki vermedim."

Tek kaşı havaya kalktı ancak yüzündeki her bir kas, sadece öfke için çalışıyordu.

Başımı biraz daha kaldırdığında sessizce mırıldandı. Gözleri kararmıştı ve kendini zor tutuyor gibiydi. "Çok yüz buldun."

Söylediğini kavramaya çalışırken başını yaklaştırdı. "Sana biraz ilgi gösterdim diye herkesi pervane edebileceğini mi düşündün?"

Kaşlarım çatılırken dudaklarını kulağıma değdirdi. "Verdiğim değerin üstünde olduğuna kim inandırdı seni?"

Dişlerimi sıkarken beynimde dolanan cümleler resmen beni dumura uğratmıştı. Ben, beni telkin edeceğini sanarken böyle konuşmasını beklemiyordum.

Sinirle gözlerimi yumdum ve o başını çektiği gibi büyük bir hızla yüzüne sert bir yumruk geçirdim.

Beklememiş olacak ki bir adım geri çekildi. Uzaklaşmasına izin vermeden yakalarından tutup karnına dizimi geçirdim. Yüzü buruşurken dibine girip göz göze gelmemizi sağladım.

"Kendi değerimi kendim belirlerim. Senin kıytırık ilgine kaldığımı mı düşündün?"

Dişlerini sıkarken biraz daha yaklaştım. "Bir daha, hayatımda olmayan konumun için tek bir söz duyarsam; sana dünyayı dar ederim, Ares Yılan."

Yüzünde sinir varken ona ikinci kez bakmadan odayı terk ettim. Sinir bütün vücudumu titretirken düşündüklerim yüzünden neredeyse çöküp ağlayacaktım. Bana nasıl böyle bir şey söylerdi ki? O kadar mı doyumsuz olduğumu sanıyordu?

Zaaf -GayWhere stories live. Discover now