7. Bölüm

538 65 32
                                    

Hello ve keyifli okumalar

🔥

Kalçamın sızısından dolayı ve mayışan bedenimle Suat'ın kucağında uyuya kalmıştım. Gözlerimi araladığımda ise üzerimde halen hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Odanın ışığını ise olabildiğince en loş hale getirmişti. Gözlerimi ovalayarak odaya baktığımda Suat üzerindeki siyah şortuyla masaya oturmuş bilgisayardan birşeylerle uğraşıyordu.

Kendimden imtiyaz ederek yatakta doğruldum ama üzerimde feci bir utanma emaresi varlık göstermişti. Allah kahretsindi. Neden çok pişmandım şuan! Neden başımı önümden alamıyordum? Yataktaki örtüyü kalçalarıma sarıp ayağa kalktım ve çantama doğru giderken "Uyandın mı?" diye bir soru yöneltildi bana.

Yüzüne bakmadan başımı sallamakla yetindim. O da tıpkı ben gibi bilgisayarını kapatarak ayağa kalktı ve bana doğru ağır ağır yürüdü. Belimi büküp eğileceğim an elini belimdeki örtüye atarak yerle buluşturdu ve elini belime götürüp beni kendine çevirdi. Hiç beklemeden dudaklarıma yapıştı.

Bir dakika kadar öptü ve "Çok hoşsun!" diye fısıldadı. Benim de sertçe yutkunma neden oldu.

Nedense gururumu yerlerde gezinirken görüyordum şuan ama üzerimde öyle bir tesir bırakmıştı ki dudaklarımı dahi buruşturamıyordum. Belimi bırakmadan elininin tersiyle yanağımı okşar gibi yaptı.

"Acıktın mı?" diye sordu bu sefer.

Yüzümü yere indireceğim an elini çenemin altına yerleştirerek buna engel oldu. "Utanma karşımda! Artık sevgilimsin sen benim..." dedi kısılmış mavileriyle.

Sevgili kelimesi bende çok başka anlamlara gebe oluyordu. Gerçekten günlerdir izlediğim, ona ulaşmak için kendimden ödün verdiğim adam bana sevgiliyiz diyordu şuan. İçimdeki bu sevinci dile dökecek kelime bulamayınca parmak uçlarımdan destek alarak dudaklarına uzanacağım an elini dudağımın üzerine götürdü ve "Şişt, öyle her istediğin zaman öpmeye kalkışma! Ben izin verdiğim sürece öpüşürüz" dedi ama elini kalçamdan çekmemişti.

Haklıydı. Kendince belirlediği kuralları vardı belki. Henüz tanımıyordum ve bunu zamanla aşardık. O vakit istediğim kadar kucağına siner dudaklarında hayat bulurdum. Yüzümdeki sevinci bozmadan başımı sallayarak onayladım. Kendimi şuan gökyüzünde kanat çırpan bir güvercin kadar özgür, bir o kadar ürkek hissediyordum.

Parmakları kalça aramda gezenirken dudaklarını birbirine değdirdi. "Ne yersin yavrum. Yemek sipariş edeyim mi?"

"Farketmez! Sen sipariş et. Ben sana eşlik ederim"

Kaşlarını memnun olmuş gibi oynatarak "Aferin Aaerin!...Bana ayak uydurman beni hayli mutlu ediyor biliyorsun dimi" dedi ve eğilip çenemden öpüverdi. Parmakları kalça aramdan o kadar ileriye gitmişti ki ağzımdan bir inleme kaçtı. Elini çenemden kaydırdı. Oradan boynuma götürüp çıplak sırtımı duvara yapıştırdı.

Boynum onun elinde can çekişirken kulağıma eğildi. "Sana her dokunduğumda inleme tamam mı yavrum? Bazı şeyler aramızda sır gibi özel kalsın" diyerek elini gevşetti ve devam etti. "Ben sevişirken sert seven biriyim. O yüzden bu konuda da bana ayak uydursan beni daha çok memnun edersin" deyip dudaklarımı vakumlamaya başladı.

O kadar güzel öpüyordu ki çok iyi hissediyordu. Yabancısı olduğum bu hareketler gerçekten çok iyi hissettirip tarifini dahi edemiyordum.

"Sen beni mutlu ettiğin sürece benden istediğini alırsın" her kelimede tüylerim ürperiyordu. "Bekle burada" dedi ve masasına doğru yürüdü. Masada duran telefonu eline alarak bir numara tuşladı. Telefon çaldığında bana göz kırparak gülümsedi. Ve telefonu kulağına götürdü.

'Allah'ım sana geliyorum. Ne kadar yakışıklı'

"Merhabalar! Bana dün gönderdiğiniz yemeklerden iki porsiyon gönderin lütfen. Yanında da iki tane fırında sütlaç ama üzerindeki iyice yanık olsun birde soğuk su"

Dedi teşekkür etti ve telefonu eski yerine usulca bırakarak yanıma doğru yürüdü. Bana yetişmeden önce de şortunu çengel yaptığı parmaklarıyla bacaklarından sıyırdı.

Aramızda bir adımlık mesafe kalınca beni sertçe duvara dönderip yüzümü duvarla buluşturdu. "Yemekler gelmeden önce sende beni doyur biraz. Sana daha doyamadım güzelim"

Ağzımdan kaçan inlemeyle gözlerim kayar gibi oldu. Konuşmadan onu istediğimi belli ettirircesine kalçamı aletine götürüp sürtüm dakikalarca. Baya mutlu olmuştu ve o mutlu olduğu sürece beni sömürebilirdi. Bu yüzden sevgili olmamış mıydık!

"Güzel!" deyip aletini kalçama iyice bastırarak beni kendiyle duvar arasında bir kıskaca takarcasına yapıştırdı ve aletiyle kalça aramda sürtünmeye başladı.

İşaret parmağını sırtımdan çizgi halinde kaydıra kaydıra durması gereken durakta bekleterek daire çizer gibi yaptı ve bacaklarımı biraz daha ayırdı. Boşta kalan eliyle göğüslerimi yoğuruyordu.

"İnle bebeğim!" diye komut aldığım an kendimi sıkmaktan bitap düşmüştüm ve bir anda odayı dolduran bir sesle inleyip elimi bana sevgilim diyen adamın kalçasına götürüp kendime daha çok yasladım.

Fakat boynumu öptü öptü ve "Kucağımda erimene bayılıyorum Vedat. Ama önce yemekler" diyerek beni öylece boşluğuma iterek bıraktı ve benden ayrılarak şortunu giyindi. Beni bu kadar yükseltip bırakması gözlerimin dolmasına neden olmuştu.

Elini tekerlekli koltuğa götürüp kendisiyle beraber boydan boya cam olan ve denize bakan köşesine sürdü. Oturup koltuğunu bana dönderdi. Sağ elini bacağına iki kereliğine mahsus olacak şekilde vurdu.

Yüzündeki şefkatli ifadeyi çözmeden "Gel bebeğim. Kucağıma gel otur" diye ricada bulundu

Bana her bebeğim dediğinde yabancısı olduğum aile özlemimi bana hatırlatıyor kendimi çok mesut hissetmeme neden oluyordu. Yerde duran boxerıma uzanıp giyineceğim vakit hızla ayaklanarak yanıma geldi "Tch tch tch, böyle kal. Sevgilime doyasıya bakmak istiyorum" deyip beni kucakladı. Kendisiyle beraber koltuğa götürüp yavaşça oturdu.

Kulağıma eğilerek "Bebeğim ayağa kalksana iki saniye" sevinçten bayılacak durumdaydım. Ayağa kalktığımda şortunu yarım kadar indirdi ve sırtımı göğsüne yatırdı. Aletini ise kalçam aramda bekleterek aletimle oynamaya başladı.

Gerçekten ah! ulan ben günlerce bana baksın diye çırpınırken, şuan onun kucağında zevkten titriyordum.

****

MANİPÜLASYONNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ