9. Bölüm

471 58 22
                                    


Sabah erken kalktığımdan bir elimi ağzıma götürüp uzunca esnedim. Diğer kolumu uzatarak gerindikçe gerindim ve uzandığım yerde biraz daha geriye kayarak başımı yatak başlığına yasladım. Komodin üzerinde duran telefonumu elime aldım. Herhangi bir bildirim gözükmüyordu ve yine her zaman olduğu gibi lanet olası yalnızlık ruhumu sarmalamıştı. Telefonu tekrar kapatıp eski yerine usulca bıraktım.

Zihnimi ele geçiren kabuslar silsilesi yine ortalıkta cirit atıyor odanın her köşesinde izleniyor hissine kapılmıştım yine.

Oflayıp hareket ettiğimden müthiş bir acı yayıldı bedenime. Dün yaptığım şey için durgunlaşmıştım sanırım! Belki de birgün içinde Suat'a çarçabuk alıştığım içinde de olabilirdi. Yani neden durgun bakışlara odayı taradığımdan emin değildim.

Ama emin olduğum birşey daha vardı. O da tek yaşamanın, tek başına korkunç ve gerçekleşmeyecek hayaller kurmanın ruhuma iyi gelmediğiydi. Suat'tan önce böyle değildim. En azından stabil bir hayat serüveni içerisinde akıp gidiyordum. Fakat durumlar artık çok başkalaşmıştı.

İlk defa cinsellik yaşamış ve çok çabuk teslim olmanın pişmanlığı biraz üzerime çökmüştü. Belki de Suat şuan yanımda değildir diye de olabilirdi.

Neyse yatakta ayaklarımı sarkıttım. Ayağa kalkarak lavaboya adımladım. Tuvalet ihtiyacımı güçlükle de olsa hallederek lavabonun önüne geldim. Aynadan kendime baktığımda ışığı sönmüş gözlere biraz olsun renk gelmiş gördüm. Bu elbette Suat sayesindeydi. Sevgili olmanın verdiği tatlı yükün bana aşıladığı yaşamsal enerjiydi sanırım. Biraz daha iyi olduğuma kanaat getirince dudaklarım burnumla beraber seğirip gülümsemeye kıvrıldı.

Madem eski Vedat'tan biraz olsun uzaklaşmıştım. O vakit ölümüne sevdiğim adama tutunacak, bu sayede ruhuma gereken şifayı aktarabilecektim.

Musluğu açtım ve uğuldayan sudan biraz yüzüme vurdum. Lavabonun yanına astığım fön makinesiyle saçlarıma şekil verdikten sonra aynaya yan bir bakış attım. Derin bir soluk aldım. Biraz olsun silkelenmiş hissediyordum kendimi.

Odama gitmek için lavabodan çıkıp ardımda tam kapıyı kapatıyordum ki cümle kapısının zili çaldı. Kimdi bu saatte diye düşünürken bacakalarım beni kapıya kadar taşımıştı bile. Kapıyı açmadan delikten baktığım an yine gereksiz kuzenim gelmişti. Sıkıntılı bir soluk bıraktıktan sonra elimi kapı koluna götürüp aşağı indirdim ve kapıyı yarım aralık bırakarak içeriye doğru yürüdüm.

Arkamdan kapı kapandı ve adım sesleri kulağıma ilişti. Sonra birden "Vedat abi götün karpuz gibi yine dışard...Ohaaa! Bacaklara bak. Tertemiz olmuş" diyerek koşar adım önümde bitti.

Bir an üzerime birşey giyinmedim diye kendime sinirlensemde artık çok geçti ve ben ona hesap vermeyi düşünmüyordum. Hayat benim hayatımdı.

Dudaklarını buruşturup ıslık çala çala beni baştan ayağa süzdü. Alt dudağını hafif dişleri arasına kıstırarak başını az biraz eğdi. "Yemin ediyorum seni abim olarak görmeseydim Allah şahidim olsun ki seni yatağa atara çatır çatır s.."

Elimin tersiyle ağzına vurup susturdum. Haylaz herif. İşi gücü gırgır şamataydı. Benden biraz daha uzun olup güzel bir vücuda sahipti. Onun da biseks olduğunu düşünüyordum bazen. Erkeklerden de etkilendiğini belli eder, asla çekinmezdi.

"Hayırdır Özgür! Sabahın erken saatinde damladın yine. Karga henüz bokunu yememişken"

Özgür koku alır gibi burnunu kırıştırdı. "Kokunu aldım geleyim biraz gözlerimi şenlendireyim dedim" diyerek yamuk bir ağızla güldü ve sırt üstü yatağıma attı kendini. Sapık gibi gözlerini bedenimden ayırmayınca sinirle başımı iki yana sallayıp önce eşofmanımı boxerımın üzerine geçirdim. Sonra da siyah atletimi giyindim.

MANİPÜLASYONWhere stories live. Discover now