16. Bölüm

337 57 45
                                    

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın arkadaşlar.
❤️

Bezgin bir nefes bırakarak önce gözlerini kapatıp sinirle dilini dişlerinin üzerinde gezdirdi. Sonra da makinayı kapattı.

Bir dakika kadar aramızda hüküm süren sessizliği onun açılan keskin mavi irisleri bozdu. Çenesi dik olup yüzüme ters bir bakış atarak "Ne ima ettin sen şimdi? Haa!!"

Karşılaştığım cevapla ne diyeceğimi bilemedim. Nefes alıp vermekte bile kararsız kaldığım dakikaların içine düştüm birden bire!

Sakin bir tonda "Konuş!" diye tekrarlayınca sertçe yutkunmak zorunda kaldım. Ne diyecektim ki şimdi. Of salak Vedat of!

Şimdi ise beni seven adamı avutacak kelimeler arıyordum ama sanki dilime yapışmış gibi dökülmek bilmiyorlardı lanet olasacılar!

"Konuş dedim sana konuş!...Seninle birlikteyken gidip bir başkasını eve attığımı mı ima ettin sen az önce?"

Düştüğüm sıkıntı dolu anı nasıl kurtaracağımı bilemediğimden gerçeği söylemek zorundaydım artık. "Imm. Yani... Suat özür dilerim o anlamda söylemedim. Sadece sen çok temiz bir insansın. O saçların orada ne işi olduğ..."

"Vedat sus ve git kıyafetlerini giy çabuk. Seni götürüp evine bırakacağım. Ayrıca bana güvenmeyen biriyle bir birliktelik içerisine girmek istemiyorum artık"

Düğümlenen boğazımla başımı önüme eğip alt dudağımı kemirmeye başladım. Ancak kendime acı çektirirsem gözlerimdeki yaşların akmasını engelleyebilirdim. Makina lavabonun önünde gürültüyle indirilirken sesten dolayı gözlerimi yumdum.

Suat yanımdan çekip gidince lavabo tarafında tek başıma ayakta dikilmeye devam ettim. Bakışlarımdaki güvensizliği görmemek için başımı önümden alıp aynaya bakasım gelmiyordu.

Suat ise bir dakika sonra siyah şortunu bacaklarından geçirmiş siyah atletini de eline almış kapının yanında bekledi. Bana yönelik olarak "Geldiğimde giyinmiş ol. Beş dakikaya gelmiş olurum!" diye uyardı ve kapıyı açarak dehşet bir gürültüyle kapatıverdi.

Bir anda titreyen çenem ve katılaşan bedenimle dizlerim üzerine çöküp yerdeki kıllara baktım. Gözlerimde yaşlar gelmek bilmiyordu bir türlü. Sadece anlam veremediğim ve birşeylerin yanlış olduğu sezgisi vardı içimde. Yanlışlık yapan ben miydim? O muydu bilmiyorum ama Suat'ın ifadesi hayal kırıklığına bulanmıştı. Bu saatten sonra bana güvenmeyecekti kesin!

İki dakika kadar yerde oturdum. Fakat yüzümde beliren saçma bir gülünç beni kendine getirdi. Bir solukta ayağa kalktığım gibi lavabonun önüne geçtim. Gözlerimin en derinine bakarken kendime bir söz verdim. Suat bu dünyada benden başka kimsenin olmayacaktı. Buna müsade etmeyecektim. Onu çok seviyordum. Onun da beni sevdiğini biliyordum. Biz bu dünyada sadece ikimize aittik.

Saçma sapan kıskançlıklara başvurup huzurumu kaçırmayacaktım artık.

Aynadan kendi kendime verdiğim sözlerden sonra elimi makinaya götürdüm. Dört numara takılıydı. Sorguya yer bırakmayan saniyelerde elimi kaldırıp makinayı saçlarıma daldırdım. Alnımdan başlayıp tek şerit olacak şekilde arkaya doğru makinayı sürdüm.

Saçlarım topaç halinde yere düşerken dudağımda beliren acı ifadeyle hem ağlıyor hemde gülümsüyordum. Yaşlar yanağımdan bir bir akarken silme gereğinde dahi bulunmadım.

Soluk nedir bilmeden deli gibi makinayı saçlarıma daha çok daldırdım. Yıllarca hizmet ettiğim saçlarım önce omuzlarıma oradan da bedenimden kayarak yere düşerken ağlamalarım daha çok şiddetlendi. Saçlarımın çoğu ise kesilmişti.

Elimdeki makinayı lavabonun önüne sakince indirip yere çöktüm. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak bacakalarımı kendime çektim ve kollarımla etrafını sararak alnımı oraya yasladım. Kapının açılıp kapanma sesi kulağımı es geçince hıçkırmaya başladım.

"Vedat!" sevdiğim adamın sesi bana gelince alnımı çekmeden başımı iki yana salladım. "Özür dilerim sevgilim. Senden şüphelendiğim için söylemedim. Sadece merak etmiştim"

Koltuk altlarımdan tutup ayağa kaldırdı beni. Ben ona sarılırken elini saç kalmamış kafama atıp okşadı.

"Tamam bebeğim. Tamam ağlama! Asıl ben senden özür dilerim. Biraz sert davrandım sanırım!"

Ben ona sarılırken elini çeneme götürdü. Başımı biraz yukarı kaldırarak baş parmağıyla gözyaşlarımı sildi. "Çok yakışıklı olmuşsun bebeğim" dudaklarımda beliren minik bir tebessüm oluşunca dudaklarını alnıma bastırdı.

"Haydi ağlama güzelim. Haydi aynaya dönde saçlarının devamını ben keseyim. Sevgiline güven"

"Beni bırakmayacaksın değil mi?" soruma gözleri ışıldayarak dudaklarını birbirine değdirdi. "Olur hiç öyle şey bebeğim. Ben seni hiç bırakır mıyım. Sen bana gönderilmiş bir lütufsun"

"Öyle dedin ama. Bana güvenmeyen biriyle devam etmek istemediğini söyl..."

"Şişt. Yeter tamam. Onu bir an sinirden dolayı söyledim...Haydi dön de saçlarını keseyim"

İçime su serpilince daha da böyle bir bok yemeyeceğime dair söz verdim kendime. Dediğini yaparak aynaya döndüm. Üzerimde hep saçlarım vardı. Suat içeriye gitti. Şortunu ve atletini indirip boxerla yanıma tekrardan geldi.

Makinayı ona uzattım. Gülümseyerek çenemi tutup başımı kendine çevirdi ve dudağıma çok hafif bir buse kondurarak saçlarımı traş etmeye başladı. Çok becerikliydi. Üstler dört numara kenarlar iki numaraya vurmuştu.

Saç kesimim bitince "Bebeğim bana dön!" dediğinde boğazımda oturan yumru aniden dağıldı. Ona döndüğümde parmakları çenemi buldu. "Sağ kaşına bir çizik atmak istiyorum. Bebeğime çok yakışacak. İzin veriyorusun değil mi?"

Başımla onayladıktan sonra gözlerimi yüzünde sabitledim. Çok yakışıklıydı gerçekten.

Dolaptan ustura çıkartıp bir eliyle kaşlarımı tutarken "Sabit dur! Kıpırdama. Yoksa kötü bir sonuçla karşılaşabiliriz. En kötü ihtimal kanatabilirim" uslu bir çocuk gibi dediğini yaptım. O ise bir dakika içerisinde herşeyi halletti. Aynaya dönüp nasıl oldum diye kendime bakacaktım ki buna izin vermedi. Sürpriz olsunmuş.

Eh madem öyle. Sürpriz olsundu bakalım. Ustura ve makinayı dolaba tıkıştırırken boxerımı bacaklarımdan sıyırdı.

"Geç hadi banyoya. Bebeğimi ben yıkayacağım" diye konuşunca elimi kalçalarına götürdüm. Onun da boxerını pürüzsüz kalçalarından sıyırdım. Aleti yüzümü okşarken ağzıma almamak için tüm irademi kullandım.

"Geç haydi. Sabaha kadar oyalanacaksın zaten" deyip yamuk bir gülüş bıraktı.

Dakikalar sonra banyom yapıldı. Saçlarım da kurutulunca beni aynanın önüne getirtip "Nasıl olmuş?" diye sordu.

Kendimi o kadar garip görüyordum ki, bir an yüzümü buruşturacaktım ki az öncekiler aklıma üşüştüler. "Ellerine sağlık. Çok beğendim" açıkçası fena da durmuyordu.

Tipim her saç modeline uygun olduğu için sorun etmedim. En önemlisi aleti kalçamı okşarken saçlarım odağımdan çıkalı çok olmuştu. Odaklandığım tek bir yer vardı. O da arkamda bana pis düşünceler düşündürten et parçasıydı.

"Çok yakışıklısın. Dernekteki herkesten daha çok hemde!" öyle bir söyledi ki bedenimi bir ürperti kaplamıştı. Ürpermeme fırsat vermeden beni kendine çevirip kucakladı ve yatağa doğru götürüp benimle ilgilendi sabaha kadar.

Çok iyi hissettiriyordu. Boşuna dememişlerdi. Et giren yere dert girmezmiş diye. O hesaptı bizimkisi

⚡⚡

Bu manipülasyon tekniği en kötü olanıdır bana göre.
Önce birini kendine alıştır
Sonra onu yalnız bırakmakla tehdit et.

Her balık oltaya gelir hemen😉

MANİPÜLASYONWhere stories live. Discover now