25. Bölüm

220 49 79
                                    

Oy ve yorum yapalım
Beyler ve bayanlar 🥰

Kimseye bakmadan kahvaltımı yemeye devam ederken, açık olan televizyondan beliren birine gözüm kesişti. Daha doğrusu masadaki herkes dikkatini verdiğim tarafa yöneltti. Hoca efendi de bacak bacak üstüne atarak keyifle ekrana kaydırdı karanlık gözlerini.

Konsey tayfasından bir milletvekili mecliste söz hakkı almış, vicdandan, bilgiden gençlerden bahsederek elindeki tüzüğü bangır bangır okuma hazırlandı. Sanki dün genç kıza tecavüz eden o değilmiş gibi...

O savaşa gider gibi konuşmaya devam ederken, ben ise ağzımdaki lokmayı yavaş yavaş çiğneyerek televizyondan gelen sese kulak kabarttım.

"Mevcut hükümetler sisteminde söz hakkı daima halkındır sayın vekiller. Gençlerimizi kandırılmasına müsade etmemeliyiz. Onlar bu ülkenin geleceği. Bakın elimde tonlarca veriler var. Genç kızlarımız, geleceğe yönelik sistemde kendilerine yer bulamadıkları için son çare dine tutunuyorlar...Sistem bu şekilde ilerleyemez. İlerlememeli de. Dolayısıyla bilimin ışığında fayda sağlayacak beyinler yetiştirmemiz gerekiyor...Biz yöneticiler olarak, bilindik ve etkili derneklerle el birliği yaparak gençler için en iyisini ne ise ondan medet ummalıyız. Genç kızlarımızı içinde bulunduğu bu bataklıktan kurtarmamız gerekiyor..." dediği an meclis kürsüsünden, ona yönelik tepkiler yağdı. Onlara cevap vermek yerine kendisine verilen süreyi en iyi şekilde değerlendirmek için konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

"...Sayın vekiller, ben gençlerimiz dinden uzaklaşsın demiyorum. Örnek olarak elimdeki belgede Enki derneğinin topluma kazandırdığı genç beyinler var. Hepsi de iş güç sahibi olup, aydın birer fert olarak yıllardır bizlere yön gösteriyorlar. Orada ayrıca din üzerine birçok hocalarda mevcut. Son olarak buradan da Hoca efendiye selamlarımı iletiyorum. Ve şunları aktarmak istiyorum izninizle"

"Gurbet hasrettir. Hasretin bedeli çok ağırdır. O yüzden bizi sizsiz bırakmayın geleceğin lideri. Bu ülke sizin gibi değerlere sahip olduğu müddetçe üzerimizdeki ışık hiçbir zaman sönmeyecek"

Tek kaşımı havaya kaldırırken, ben dışında diğerleri hoca efendiye alkış tuttular.

"Efendimiz, sizlerin bize bırakacağı ışıkta ilerlemek bizler için büyük bir şereftir" dediklerinde dakikalardır ağzımda yuvarlattığım lokmayı öfkeyle yutarak üzerine bir bardak su içtim.

"Bu şeref, siz müridlerimize aittir" diyerek sağ elini havaya kaldırarak parmaklarını şıklattı. İçeriden atlettik bedene sahip bir kız ve bir erkek olmak üzere iki kişi bize doğru yürüdüler.

Hoca Efendi elini çay bardağına götürüp gülümsedi. "Sabahları çay içmek zihnime her daim iyi geliyor. Sizlere de tavsiye ediyorum. Ayrıca siniri de boşaltıyor...Neyse sizler kahvaltınızı yaparken arkadaşlar da sizlere neler yapmanız gerektiğini anlatsın...Ehh! Beni de bir yığın iş bekler. Afiyet olsun müridlerime" diyerek son kez benimle göz göze gelip göz kırptı ve arkasını döndü. Onun göz kırpışıyla soğuk bir esinti bedenimi esir aldı.

Ardından umursamaz bir tavır takınarak dilimi dişlerim üzerinden gezdirip tabağıma geri döndüm. O sırada da ayakta bekleyen spor giyimli herif söze girdi.

"Arkadaşlar merhabalar. Adım Yosef, yanımdaki arkadaşımız da Marry...Bir aylık gibi uzun bir eğitim süreciniz başlayacak bugün. Eğitimler bitene kadar da astınız bizler olacağız. Yani vereceğimiz eğitimleri eksiksiz bir şekilde tamamlamanızı isteyeceğiz sizden. Bu konuda bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. Ayrıca sizlere vereceğimiz kahvaltı ve yemekler dışında pek birşey yemenizi istemiyoruz.  Bu bir rica değil bir emirdir. Bu konuda bizzat Hoca efendi ile koordineli bir şekilde detaylandıracağız. Emirlere uymayan ceza alır ve eminim ki bu cezaları almak istemezsiniz!! Anlaşıldı mı beyler ve bayanlar?"

MANİPÜLASYONTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang