13. bölüm "Sarmaşık hisler"

51 28 5
                                    

Gözlerimi araladım, etrafıma baktığımda heryer bembeyaz kolumdaki  serumun bir kısmındaki  kanımın kırmızılığı odadaki tek renkli şey diyebilirdim. Kirpiklerimin birbirine yapıştığını hissediyordum. Daha ben birşey anlamadan bir kızın sesi gelmişti. "Doktor, uyandı!" Bu hemşirenin sesi olmalıydı. İçimdeki bu histe neydi? Hiç bilmediğim bir his uyandığımdan beri içimi bir sarmaşık gibi sarmış durumdaydı. Etrafta tanıdık ve huzur verici bir koku vardı. Ben neden hastanedeydim? Hatırlamaya çalıştığımda, gözümün önüne birkaç bıçaklanma sahnesi gelmişti, beni Alev bıçaklamıştı. İçeriye giren doktor'un beraberinde tanıdık bir yüz daha görmüştüm. Kalkmaya çalıştığımda karın bölgemdeki acıyla yüzümü buruşturdum.
"Asya hanım, lütfen kalkmaya çalışmayın.  Daha yaranız tam iyileşmiş durumda değil." Doktorun, yüzüne bakmakla yetinmiştim. Ceren'in bir anda yanıma gelip sarılmasıyla kendime gelmiş gibi hissetmiştim. "Çok korktuk, Abla. Bizi bırakmadın." Konuştuğumda boğazımın acıdığını hissetsemde aldırmadım. "Bende sizi bırakacak göz varmı kız? Ben daha neler yaşamışım, Asya Korkmaz'ı kolay kolay kimse yıkamaz." Kulağıma yaklaştı. "Abla valla bu gidişle soyadın Ateş olacak, bence."
"Ne alaka Ceren? Anlat bakayım."
"Babam senin Atlas abi'yi sevdiğini biliyor."
"Ben mi Atlas'ı seviyormuşum?"
"Abla bal gibi seviyorsun. Narkozluyken tutturmuşsun Atlas'ta Atlas diye." Ben narkozluyken Atlas'ı mı sayıklamıştım?
"Nerede?" Demin görmüş gibi olmuştum, ama şimdi yoktu.
"Kim"
"Atlas, Ceren kim olabilir başka?"
Koşarak odadan çıktığında, ne olduğunu anlamamıştım. Yanıma babam ve Aylin abla gelmişti. Gözlerimi onlara çevirdiğimde endişeli bakışlarını görmüştüm. "Nasılsın kızım?" Babam'ın sözleriyle zoraki bir tebessüm ettim. "Asya Korkmaz'ı kimse kötü yapamaz." Elimi tutmasıyla yüzüne baktım. "Korkmaz kızları çok güçlü. Geninizi benden almışsınız gerçi. Tabi güçlü olacaksınız." Küçük bir kahkaha attığımda Aylin abla'da gülmüştü. "Çok korktuk, Asya'cım çok geçmiş olsun. İyileşeceksin, yaratıcının izniyle." Aylin ablayada tebessüm etmekle yetinmiştim. Ceren kolundan sürükleyerek getirdiği kişiye sonra bir çift deniz göz'e baktım. Bu gözler içimdeki kelebekleri harekete geçirmeye yetiyordu. "Gelsene niye bekliyorsun orada?" Dememle tutunacak bir yer arıyor gibiydi. "Sen, beni yanında istiyorsun hâlâ, öylemi?" Sabır çekercesine gözlerimi yumduğumda anlamış gibi yanıma gelmişti. "Aylin abla, baba biraz bizi yalnız bırakırmısınız?" Dediğimde başlarını sallamışlar ve odadan çıkmışlardı. "Ceren sende çıkarmısın?" İstemeyerek de olsa oda odadan çıkmıştı. Bir çift buz maviyle beni baş başa bırakmışlardı. "Sen bana kızgın değilm-"
"Değilim, Atlas." Diyerek sözünü kesmiştim.
"Senin, hiçbir suçun yok. O kızın böyle birşey yapacağı belliydi. Ama bunun bedeli çok büyük olacak. Umarım bunuda biliyordur." Hastane yatağımın yanına oturmuş yüzünü yüzüme yaklaştırmıştı.
"Ne istersen. Ne istersen, o kıza bunun cezasını ödetirim."
"Sen dokunmayacaksın. Ben halledeceğim."
"Hayır Asya. O kızla seni baş başa bırakmayacağımı biliyorsun."
"Bakarız."
Yüzüme biraz daha yaklaştığında kafamın altındaki yastığı alıp yüzüme kapattım.
"Yok artık Asya."
"Şuan değil! Yeri değil zamanı hiç değil."
"Alt tarafı öpecektim."
"İşte bende onu diyorum ya. Şimdi değil."
"Çek şu yastığı kafandan, öldüm kızım yüzünü görmeden."
Sadece gözlerim gözükecek şekilde açtığımda, bir köstebek gibi gözüktüğüme emindim.
"Asya! Kızım çekermisin şu yastığı. Cezamı bu bana anlamadım ki."
"Hı-hı ceza yani nasıl anlarsan."
"Neyin cezası?"
"Rüyamda beni sevdiğini söylüyordun. Şimdi niye söylemiyorsun? Haksızlık bu." Dediğimde buz mavisi gözleri açıldı. Eli dudaklarına gitti. "Ha öylemi? Rüya olarak hatırlıyorsun yani sen onu?" Anlamaz gözlerle bakıyordum.
"Rüya değilse neydi?" Gözlerini kaçırmıştı.
"Gerçek."
"Ne gerçek?"
"Şey işte..."
"Ney işte, Atlas?"
"Hani ben söylemişim ya sana."
"Neyi söylemişsin?"
"Rüyanda işte söylemişim ya."
"Neyi söylemişsin?"
"Ay Asya, seni sevdiğimi. Tamam mı oldu mu güzelim. Rahatladın mı?"
"Sen beni mi seviyorsun?"
"Sevmiyorum. Ölüyorum."
Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda yarısı yüzümde olan yastığı çekti ve uzanıp bir buse kondurdu.
"Şimdi değil demiştim, ama dinleyen kim?"
"Ne zaman?"
"Hastanede değildi yani. Ay neyse Atlas."
Birşey söylemesine izin vermemiştim.
"Sen şimdi beni mi seviyorsun?"
"Canımdan çok seviyorum."
Yerimde doğruldum, ve sarılmamla oda sarılmıştı.
"Bende."
"Sen de, ne?"
"Ben de, seni seviyorum."
"Ne dedin sen?"
"Kalbimin sahibini, çok seviyorum."
"Saçların omzuma çok yakışıyor. Hiç gitme benden, Ay ışığım."
"Hiç gitmem senden, Deniz gözlü'm"
"Söz mü?"
"Söz."
                                         💘

RİTİM🔥🍀 (DEVAM EDİYOR)Where stories live. Discover now