14. bölüm "Merhem"

45 29 31
                                    

Sana bazı insanlar ilaç olurlardı. Eczaneden alınanlar içindeki iyileştirici doğal veya değil maddelerden oluşuyordu. Ama ilaç olan insanlar doğal size karşı bir iyileştirme arzusuyla, size ilaç oluyordu.

Sabah uyandığımda Atlas yoktu. Aradığımda işleri olduğunu söylemişti. Üstememiştim, ama ne işi olduğunu merak etmedim değildi.
Saat yedi kırk olması beni sevindirmişti. Çünkü öğlene kadar yatmayı gerçekten sevmiyordum. Erken kalkmak daha enerjik olmamı sağlıyordu. Bakım yapma kararı aldım, yüz maskemi paketinden çıkarttım. Aynı zamanda göz altı ve dudak maskeside yapacaktım. Maskeleri yüzüme yerleştirdim. 15 dakika bekleme süresi vardı. Bu sürede uyurken dağılmış saçlarımı tarayıp sıkı bir atkuyruğu yapmıştım. Bıçağın bedenime verdiği hasar bedenimi solgunlaştırmıştı. Bu bakım iyi gelecekti. Karnımdaki bıçak yarasındaki dikişler yavaş yavaş iyileşecekti. Dikkatli olup dikişlerin açılacağı bir harekette bulunmamalıydım. Bu yüzden yavaş hareket ediyor, ani hareketlerden kaçınıyordum. 15 dakikanın geçmesiyle maskeleri çıkartmıştım. Cildim parlamış bebek gibi olmuştu. Mavi gözlerimdeki solgunluk ve şişkinliği geçirmek için buzluktan aldığım buzları gözüme koydum. 5 dakika durdurduktan sonra çektim. Çok fazla soğuk iyi gelmezdi. Hiçbir şeyin dozunu fazla kaçırmamalıydık. Kaş tarayıcımla kaşlarımı da taradım, ve sabitledim. Ellerime ve yüzüme nemlendirici krem sürdüm. Uzun kirpiklerimi kıvırdım, ve bakımımı tamamladım. Mavi gözlerime güzel duran bir eyeliner çektim, rimel'le hafif bir göz makyajı yaptım. Dudaklarıma sadece lip balm sürmek yeterliydi. Kapımın tıklatılmasıyla kapıma döndüm.
"Gel" Gelen Sema abla'ydı.
"Asya hanım, kahvaltınız hazır. Buraya getirmemi istermisiniz, ailenizle mi yemek istersiniz?" Evde olmak beni bunaltmıştı, sahile gidip biraz yürümek iyi olacaktı. Yaram tam iyileşmemiş olsada, yavaş yavaş yürürsem dikişlerime dikkat edersem açılmazdı.
"Yok Sema abla, ben mutfakta birşeyler atıştırırım, sonra sahile gideceğim. Babama iletirsin."
"Tamamdır, Asya hanım. Nasıl isterseniz."
Sema abla çıktığında giysi dolabıma yöneldim, karnımdan yaralandığım için pantolon iyi bir fikir değildi. Ama elbise sevmediğim için bol kot pantolonlarım belimede bol geldiği için sorun olmazdı. Kemer'i çok az düşmemesi için takabilirdim. Siyah bol kot pantolonumu ve hava soğuk olduğu için üstüne beyaz crop kazak giydim. Üstüme uzun deri ceketi geçirdikten sonra tarayıp sıkı topladığım atkuyruğuma baktım, gayet düzgündü. Geceden şarja taktığım telefonumu aldım, ve aşağıya indim. Babam ve Aylin abla çoktan çıkmışlardı. Dün sonradan öğrendiğim kuzenlerimle kızlar gecesi yapmıştık. Amcam gece saat 1:00'da kızları almaya gelmişti. Gerçekten çok tatlı kızlardı, sevmediğimi söyleyemezdim.
Mutfağa girdim, kaseye mısır gevreği koydum. Üstüne biraz süt koyduktan sonra hazırdı. Yedikten sonra evden çıktım.
Evde bu kadar durmak hiç bana göre değildi. Havayı içime çektim, hava bulanıktı. Ve ben bulanık havaları hiç sevmezdim. Ruhum daralıyordu. Yolda giderken telefonumun titreşimiyle gözlerimi telefonuma çevirdim. Atlas mesaj atmıştı.

Bay Deniz Gözlü'm: Günaydın, gökyüzü gözlü'm

Sen: Günaydın Deniz göz.

Bay Deniz gözlü'm:(lün)

Sen:Tamam,Bay Deniz Gözlü'm.

Bay Deniz Gözlü'm: Ne yapıyorsun?

Sen: Hiç, canım sıkıldı. Sahile gidiyorum.

Bay Deniz Gözlü'm: Tek başına mı? Birde bu soğukta?

Sen:Evet tek başıma, ve bu soğukta.

Bay Deniz Gözlü'm: Daha yeni yaralandın, dinlenseydin keşke biraz daha.

Sen: Yavaş hareket edersem birşey olmaz, Ani hareket yapmamam gerekiyor.

RİTİM🔥🍀 (DEVAM EDİYOR)Where stories live. Discover now