15. Bölüm "Şeytan'ın Meleği"

42 29 58
                                    

Siyah saçlarımı topladım. Uyanalı 5 dakika olmuştu, kabuslar beni kendi zindanlarına esir etmek için uğraşıyordu. Ama sorun şuydu ki, hiçbir şey beni kendine esir edemezdi. Her insanın içinde bir şeytan vardır. Ve benim içimdeki şeytan'ı uyandırmayı başarmışlardı. Ben yanmazdım, ama çok güzel yakardım.

"Asya hanım, kahvaltıya bekleniyorsunuz."

"Buraya getirir misin Sema abla? Aşağıya inmeyeceğimi yorgun olduğumu iletirsin babam'a"

"Arda bey'in kesin emri var. Aşağıya inmenizi istiyorlar." Babama dün işlediğim cinayetten bahsetmemiştim. Sadece yolda bir kadını öldüresiye boğazlıyan bir şerefsiz olduğunu ve engel olduğumu söylemiştim. Kulağına gitmiş olmalıydı.

"Tamam, birazdan geleceğim."

"Tamamdır." Sema abla çıktığında telefonumu kontrol ettim. Garip ki Atlas dün eve gittiğinden beri hiç yazmamış ve aramamıştı. Sosyal medya hesabıma girdiğimde magazin sayfasında 1. Sırada yerini alan fotoğrafa baktım. Atlas ve yanında esmer bir kız bir mekanda göz gözelerdi. Oda yetmiyormuş gibi fazla yakın duruyorlardı. Magazin sayfasının altındaki açıklama ise şaka gibiydi.

Dünyaca ünlü ABAI Şirketinin sahibi Atlas Ateş, dünyaca ünlü bilim insanı Birch  Dainty 'in kızı Alice Dainty ile samimi şekilde görüntülendi.

Gerçekten şaka gibiydi. Bu yüzden mi aramamıştı? Bu yüzden mi mesaj atmamıştı? Şirketinin olduğunu da yeni öğreniyordum. Elimdeki telefonu fırlatırcasına yatağa atıp aşağıya indim.
Sevgisi yalanmış.
Aşağıda babamın sesi yankılanıyordu, bir süre merdivende dinledim.

"Tüm kanıtları yok edin! Aksi taktirde hepiniz öteki dünyayı boylarsınız!" Ne kanıtından bahsettiğini anlamak zor değildi.

"Kızım hapise falan giremez! Tek bir kanıt dahi bırakırsanız kendinizi ölü bilin!" Telefonu kapatmış olacakki sesler kesilmişti. Aşağıya adımlarımı hızlandırarak indim. Babamın gözleri beni bulduğunda ne kadar öfkeli olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Yanındaki korumalara bakış atmasıyla çıkmışlardı. Aylin abla, işte olacak ki ortada yoktu.

"Otur Asya." Karşısındaki koltuğa oturduğumda beklemeden söze başladı.

"Cinayet mi işledin sen?" Başımı olumlu anlamda salladığımda yüzünü ovuşturdu.

"Neden yaptın?" Derin bir nefes aldım.

"Orada kadını öldüresiye boğan birini yaşatacak değildim, baba."

"Polisi var savcısı var, sen niye bulaşıyorsun! Kanıt bırakmışsın ortada! Cinayet işlemek o kadar kolay birşey mi Asya?!"

"Kadın nefes alamıyordu, polis gelene kadar ölmüş olurdu. Bin kere olsa bin kere aynısını yaparım. Pişman değilim."

"Neyse konumuz şuan bu değil. Polisler kanıtları görmeden yok ettirttim.  Adamın cesedini bir gün sakladık. Bu yüzden polisler bulamadı. Adamı ben tanıyorum, çevresi pis adamın kendi gibi. Yanında koruma olmadan hiçbir yere gitmiyorsun. Bir yere giderken bana oranın adresini gönderiyorsun. Her türlü tedbiri almamız gerekiyor. Anladın mı?"

Başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim.

"Güzel. Bir yere giderken takip edilip edilmediğine dikkat et. Bir sorun olursa beni ara."

"Ararım." Babam evden çıktığında yukarıdan  çalma sesi gelen telefonumu almak için yukarı çıktım. Ekranda yazan isim tekrar moralimi bozmaya yetmişti. Bay Deniz Gözlü'm  meşgule atmak şuan en iyisiydi. Kendime bir meyve tabağı hazırlayıp salona geçtim. Telefonumun tekrar çalmasıyla ekrana baktım, bu sefer Atlas değildi. Bilinmeyen numara açtım, ve ses gelmesini bekledim.

RİTİM🔥🍀 (DEVAM EDİYOR)Where stories live. Discover now