16. Bölüm "Kanlı Oyunlar"

40 27 63
                                    

Sizin içinizi hiç bir hırs bürüdümü? Kaybetmekten ölesiye korktuğunuz birisini kaybetmemek için olan bir hırs. Ama bu hırs normal hırslardan değildi. Sizi duygusuz korkunç bir kişiliğe dönüştüren bir hırs...

Kendime hep bir sözüm vardır, Hırslarına yenilme, onlarla ölesiye yüzleş. Ama şuan şu noktada kendime söylediğim sözleri bile aldırmayacak derecedeydim.

Sadece korkularımı geri planda bırakmış ve silahı korkusuzca tutan elime bakıyordum.

Rüzgarda savrulan saçlarım, silahın namlusu ve cesaretim, şuan şu dakika tehlike benim yanımda değildi. Ben tehlikenin ta kendisiydim.

Atlas beni kurtaracak diye kendisi vurulacaktı, tek bir hareketle kolundan tutup koltukta yanıma çekmiştim. Ama durmayacaklarını anladığım an hızlı bir hareketle yukarı odama çıkıp silahlarımı yanıma almıştım. Atlas ne kadar yanından ayrılmamamı istesede ayrılmazsak yaşama olasılığımız çok az dı. Dışarıdaki korumalarımızın çoğu ölmüştü. Sadece en gözde korumalar kalmıştı. Sabah cinayet işlediğim insan dışı varlığın kardeşinden tehdit almıştım, bu çatışmanın sebebi bu olduğuna emindim.

Akşamın karanlığı korkularımı karanlığına gömmeye yetiyordu. Ay'ın önündeki bulutlar ışığının gelmesini engelliyordu. Bende ışığımı bulutların ardına bırakmıştım. Duvarın dibinde elimde hazır duran silahımla çatışmayı izliyordum.

Arkadan gelen adım sesleriyle sıkıca kavradığım silahı arkama doğrulttum. Arkamdaki adama ateş etme şansı tanımadan hızla kafasında bir delik açtım.

Babamın haberi olmuş olacak ki, koruma ordumuza yeni korumalar göndermişti. Çoğu adamı uzaktan nişan alıp vuruyordum. Arkamdan tekrar gelen seslerle tam elimdeki silahla arkaya dönmüştüm ki susturucu takılmış silahla omzumdan vurulmuştum. Neyse ki kurşun sıyırmış ve içine girmemişti. Tepkisizliğimi koruduğumda liderleri olduğu belli olan adam alayla kahkaha attı.

"Asya Korkmaz, kardeşimin katili olmak hiç hoşuna gitmeyecek, bunu telefonda da söylemiştim, ama sanırım beni ciddiye almadın." Kanın ıslaklığı tenimi ıslatmaya başlarken mimiksiz yüzüne bakıyordum.

"Kardeşin şerefsiz bir insan dışı varlık olmasaydı öldürmezdim. Milleti öldürmek için dört gözle bekleyen bir seri katil değilim." Alayla gülmeye devam etti.

"Sen karısı olacak o s*rtük kadını kurtardığını düşünüyorsun, değil mi? Kardeşimi öldürdüğünü öğrendiğim an onlarında yaşamına son verdim." Kan beynime sıçrarken mimiksiz bakan gözlerimi yoğun bir öfke almıştı. İçimdeki yanan yangını daha da körüklemişti.

"Ne diyorsun lan sen?! Ne demek yaşamlarına son verdim?!"

"Ne duyuyorsan o."

"Lan yiğenin o senin! O şerefsiz kardeşin için nasıl annesinide çocuğuda öldürürsün?! Canınızamı susadınız lan?!" Cık cıkladı.

"Senin gibi güzel zarif bir kıza lanlı lunlu konuşmak yakışıyormu hiç."

"Başlatma güzelliğine de zarifliğinede! Bir kadına ve çocuğa nasıl kıydın, lan!"

"Sanane sanamı soracağım? Sen kimsin?"

"Kim olduğumu göstereceğim sana."

"Görelim." Silahımı doğrultup ateş edecektim ki kafama vurulan silahla bilincimi kaybettim.

Uyandığımda ellerim bağlıydı. Karşımda 2 tane adam ve o şerefsizin kardeşini gördüm.

"Patron, uyandı! Götürelim mi arabaya?"

"Kimi nereye götürüyorsunuz?" dediğimde alayla sırıtıyordu.

RİTİM🔥🍀 (DEVAM EDİYOR)Where stories live. Discover now