°•43•°

179 31 200
                                    

Güzel şeylerin başlangıcı olduğuna inandığım kısa ama etkili bölümümüze hoşgeldiniz

İyi okumalar

Telefonda biraz daha oyalanarak kafamı dağıttıktan sonra bastıran yorgunlukla telefonu kapatıp komodine bırakmış kafamın içindeki düşünceleri susturmaya çalışarak gözlerimi kapatmıştım. Zorla da olsa yavaş yavaş bilincimin kapandığını ve uykuya dalmak üzere olduğumu hissederken telefonumdan gelen bildirim sesiyle irkildim. Ya bizimkilerden bir mesaj ya da herhangi bir uygulamadan saçma sapan bir bildirim olduğunu bildiğimden umursamayarak yine yumdum gözlerimi.

Tekrar uykuya dalmaya çalışarak yatakta birkaç kere döndüm ancak uyuyamıyordum, bir şeyler yanlış hissettiriyordu, göğsüme huzursuz bir yük binmiş gibiydi. Dayanamayıp elimi komodine uzatmış karanlık sayılabilecek odada el yordamıyla telefonumu bulmuştum. Ekranı açmamla ani ışık gözlerimi acıtmış bir an duraksamam gerekmişti. Ancak bildirimde gördüğüm isim bana aslında çoktan uyuyup bir rüya görmüyor olma ihtimalimi düşündürtüyordu.

Minnie
Canlı Konum Bilgisi📍

Hızlanan nefeslerimle ekrana bakakaldığımda kalan son akıl sağlığı kırıntılarım bu konumun hâlâ Seul'u gösterdiğini fark etmişti. Ne demek oluyordu bu, gitmemiş miydi? Belki telefonunu bırakmıştı ve konumu gönderen o değildi? Hayır... Uçaktan indikten sonra Chan hyung ile konuşmuştu telefonunu burada bırakmış olamazdı. Hızlanan nabzımla konuma tıklamış konumun tam olarak Minho'yla defalarca kez vakit geçirdiğimiz ara sokağı gösterdiğini fark etmiştim.

Hyunjin
Ne oluyor Minho?

Burada mısın gerçekten?

Bir şey mi oldu?

İyisin değil mi?

Sorularıma cevap gelmemesiyle aklıma milyon farklı düşünce dolarken bir yandan kırgınlığım ağır basmaya çalışıyordu. Gitmememi, böyle dengesiz davranarak beni daha fazla üzmesine izin vermememi söylüyordu. Ama boş bir çabaydı bu... Yapamazdım. Ona ne yaşamış olursak olalım bana gelebileceğini ve her zaman yanında olacağımı söylemiştim ve sözümün arkasındaydım, zaten gitmeme düşüncesi bile kalbimi sıkıştırıyordu. Ya başına bir şey geldiyse? Gece gece ne işi vardı ki orada?

Hızla yataktan fırlayıp pijamalarımı çıkartmış elime ilk geçen eşofman ve sweatshirtü giymiştim evin anahtarını telefonumu ve cüzdanımı alarak hızla odadan çıktığımda salonda oturmuş sohbet eden ailemle karşılaştım. Benim ani girişimle ikisi sessizleşerek merakla bana döndüğünde annem beni baştan aşağı süzerek kaşlarını çatmıştı.

"Nereye bu saatte Hyunnie? Jisung'ların evine mi?"

"Hayır. Anne şey... Minho bana konum atmış ne olup bittiğini sordum ama cevap vermiyor bir şey olmuş olmasından korkuyorum, yanına gitmem lazım."

"Minho'nun yurtdışına çıktığını söylemiştin?"

"Ben de öyle sanıyordum. Neler döndüğünü anlamıyorum zaten ama anne gerçekten gitmem gerekiyor, lütfen..." Annem saat geç olduğu için bariz bir endişeyle çelişkide kalmış gibi görünürken olaya babam el atmıştı.

"Tamam, yürü hadi ben götüreceğim seni arabayla. Hem daha hızlı oluruz." Anında ayaklanıp kapıya ilerlemesiyle rahatlamış bir gülümsemeyle peşinden gitmiş hızla evden çıkarak kapının önündeki arabaya binmiştik. Konumu açarak telefonu babama verdiğimde yapabileceği en hızlı şekilde sürmüş zaten uzun olmayan mesafeyi kısa sürede almıştı. Ara sokağa giremeyeceği için biraz ileride park ettiğinde hızla arabadan inmiş heyecandan ter atarken aceleyle ara sokağa dalmıştım. Duvar kenarına çöküp dizlerini kendine çekerek ufalmış bedeni gördüğümde gerçekten burada olduğuna inanamıyordum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

In Love•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin