1- ÖLÜMÜN SOĞUK NEFESİ

69.9K 2.3K 899
                                    

Sinirle yağan yağmuru umursamadan okuldan koşar adımlarla çıktım . Sanki bütün dünya bana karşı gibiydi . Kimseyi sevmiyordum . İnsanların dalga konusu olsam da kendimi onlara karşı savunamıyordum . Şimdi de aynısı olmuştu . Zorla getirildiğim bu kolej yetmiyor gibi bir de sevmediğim arkadaşlarım tarafından hor görülüyordum .

Durağa geldiğimde oturaklardan birisine oturdum ve beklemeye başladım . Evime yetişmeme dört durak vardı ve her seferinde bu lanet otobüse binmek zorunda kalıyordum . Önümde duran otobüse söverek atladım ve en arkaya ilerlemeye başladım . Bazen - bana göre her zaman - insanların alay konusuydum . Ailemden oldukça uzak durmaya çalışıyordum . Onlar da bana bayılmıyorlardı zaten . Kafamı cama yaslayıp atıştıran yağmuru seyretmeye başladım .

Annemin ve babamın yüzünü görmek benim için zaten zordu . Onlara katlanamıyordum . Kızıl saçlarımı büyük bir iç çekerek arkaya attırdım . Saç rengim on metre ileriden bile fark ediliyor , istesem bile hiç kimseden kaçamıyordum .Kafamı daha yeni binmiş olduğum otobüsün camına yasladım . Eve sadece iki durak kalmıştı ki hiç de ilerlemek istemiyordum . Otobüs yavaşlayıp biri bindiğinde kafamı kaldırdım .

Hiç boş yer olmayıp sadece benim yanımın boş olmasına lanet ederek kafamı cama yasladım . Siyah giyinimli biriydi . Yüzünü göremiyordum . Yanıma oturduğunda çekinerek kolumu onun koluna değmesin diye geriye çektim . İyice yayıldıktan sonra kafasına takmış olduğu şapkayı iyice öne doğru eğdirip kafasını arkaya yasladı . Sadece çenesini görebiliyordum . Kafamı çekinerek ona döndürdüğümde çenesinin hemen altında bulunan yanık izini gördüm . Geçmek üzereydi ama belli oluyordu .

Ona daha fazla bakmamak için kafamı çevirdim . Gerçekten de ürkütücüydü . Sadece nefesini duyduğum çocuktan bakışlarımı kaçırdım ve elime telefonumu alıp dolanmaya başladım . Trafik olmaması yüzünden hızlı gidebilirdik ama dolmuşu süren adam o kadar yaşlıydı ki yarım saatten beri hiç ilerlememiş gibi hissediyordum . Her zaman girdiğim bir site olan ' Yeni Haber ' sitesine tıkladım . Haberleri severdim . Özellikle de yeni ve ilgi çekici olanları . İlk gördüğüm haberlerden birisine tıkladım ve okumaya başladım . Başlığı dikkatimi çekmişti . ' Almanya ' da yaşanan dehşet verici cinayet !! ' gözlerim şaşkınca aralanırken hızla haberi okumaya başladım . Okudukça içime düşen korku ve nefret artıyordu .

' Almanya ' nın Hamburg eyaletinde 18 yaşında olan Edie W. evinde ölü bulunmuştur . Cesedin iki günlük olduğunu bildiren otopsi raporunda , cesedin parçalanıp göğüs kafesinin ikiye ayrıldığını belirtti . Nedeni hala bilinmeyen cinayette şüpheli şahısı tespit etmek için görgü tanığı aranıyor . Katilin evden çıktığını gören bazı kişiler ' Çenesinde yanık izi olduğuna eminim . Belki de başka bir yara iziydi ama vardı . Ve şapkasının üstünde New Era markasının logosu olduğunu fark ettim ' diyerek açıklamada bulundu ' okuduğum şeyle miğdem bulanırken birden bire boynumda nefes hissettim . Korkuyla kafamı çevirince , yanıma oturan çocukla burun buruna gelince hızla geriye çekildim . Aklım hala cinayetteyken , çocuk soğuk bir şekilde konuştu . Gözlerini görmüyordum , ama nefesi hala yüzüme çarpıyordu .

' Telefonunu ... Alabilir miyim ? ' sorduğu soruyla daha fazla muhattap olmamak için telefonu uzattım ve kafamı çevirdim . Çevirirken şapkasındaki logoyu fark ettim . Bu logoyu sanki daha önce görmüştüm . Kaşlarımı çatarak düşünmeye başladım . Yoksa ... Bir anda tüm bedenimi korku kaplarken cinayet tanıklarının anlattığı şapka olduğunu fark ettim . Şapkanın logosunu yayınlamışlardı . Yanık izi de aklıma gelince korkuyla gerildim .

Vücudum titriyordu ve bunu ona fark ettirmemem gerekiyordu . Telefonu uzattığında hızla ayağa kalktım . Eve bir durak olmasına rağmen bu içimdeki korkuyla eve kadar koşabilirdim . Tabiki de eve gidince ilk işim polis aramak olacaktı . Geçmek için adım attığım sırada ayağını önüme uzattı . Kafamı ona çevirdiğimde güldüğünü fark ettim .

' G - geçebilir miyim ? ' lanet olsun !! Korktuğumu anlamıştı . Ayağını çektiğinde hızla öne ilerledim ve adama durması için seslendim . Otobüs durduğunda hızla indim ve koşmaya başladım . Arkama dönüp son kez otobüse baktığımda inen kimse olmadan sürmeye başladığını fark ettim . İçimdeki korku tabiki de geçmemiş , daha da artmıştı . Evime koşarak çok az bir mesafede gidebilirdim . Tekrar arkamı kontrol ettiğimde sokağın boş ve ıssız olduğunu fark ettim . Hırkamın kollarını korkuyla avcuma yerleştirdim ve sıkmaya başladım . Bir yandan koşar adımlarla ilerlerken bir yandan da arkama dönüp bakıyordum . Köşeyi dönmemle bir bedene çarpıp geriye savrulmam bir olmuştu  . Tanıdık şapka gözümün önüne geldiğinde hızla arkamı döndüm ve koşmak için adım attım .

' Kızıl ? ' gülerek söylediği kelime iliklerime kadar beni titretirken yavaşladım ve kafamı omzumun üzerinden arkama çevirdim . Boş sokakta kimse yoktu . O ve ben dışında boş sokakta hiç bir şey yoktu . Bir an durup etrafıma bakındım . Ne yardım edecek biri , ne de bir ev vardı . Omzunun arkasından evimizi görebiliyordum . Yavaş adımlarla yaklaşmaya başladığında hızla geriledim . Elleri cebindeydi ve ürkütücü bir şekilde yavaş adımlarla bana yaklaşıyordu . Geriye doğru ilerlerken ayağımın takılmasıyla arkama doğru hızla düştüm . Ellerime giren toprak parçalarını umursamadan geriye doğru sürünerek ilerlemeye başladım . Korkudan ölmek üzereydim . İlaçlarımı almış mıydım ? Emin değildim . Tam doğrulup kaçacağım sırada hızla boğazımdan yakaladı ve duvara fırlattı . Sırtım duvara çarparak yere düştüğümde acıyla inledim . Şuan bir katille burun buruna olduğuma inanamıyordum .

' Kızıl ' alayla gülüp yanıma eğildi ve saçlarımı ellerinin arasına aldı . Yumuşak hareketlerle saçımla oynamaya başladığında ağladığımı fark ettim . Şuan evde anne ve babamla tartışmayı daha iyi buluyordum . Korkuyla gerilemeye çalıştım . Kalbimin çarpıntısının başladığını fark ediyordum . Gözüm çantamı aradı . Yüzü tuhafdı. Hala gözlerini görmemiş çok da merak ediyordum . Onun kim olduğunu anlamış olmam başıma bunları getirmişti . Kaldırım kenarında , biraz uzakta olan çantamı fark edince ellerinden destek vererek sürüklemeye başladım . Ta ki beni durdurup çantayı kendisi getirene kadar . Çantayı elime aldığımda çarpıntım neredeyse kalbimi durduracak kadar fazlaydı . Nefes almaya çalışıp çantamın ön gözünü açtım . İlacı elime alıp hızla paketten çıkardım ve ağzıma götürdüm . Çocuğa döndüğümde elinde iğne olduğunu fark ettim . Onu ne zaman çıkardı ya da ne yapacak ? Hiç bir fikrim yoktu . İğneyi bana yaklaştırınca geriye gitmeye çalıştım ama çoktan boynuma saplanan acıyı fark etmiştim . Şırıngaya bastırdığı anda içime yayılan sıvıyı hissettim . Vücudum uyuşurken ne konuşabiliyordum , ne de hareket edebiliyordum .

' Kızıl biraz gezmeye ne dersin ? ' sesi kulaklarıma ulaştığında çoktan üzerindeki ceketi bana giydirmişti. Kafasında ki şapkayı çıkarınca gözüm saçlarına kaydı . Simsiyah ve dalgalı saçları vardı . Ve gözleri ... Simsiyah gözleri o kadar ürkütücü bakıyordu ki öleceğimi anlamıştım . Şapkayı kafama takıp ceketin de kapşonunu kapattı ve yüzümü iyice kapattı . Bir anda kucağına çıktığımda her tarafım hissiz ve felç olmuş gibiydi. Kendimi bir an zorladığımda kaslarım sızladı. Hemen vaz geçip gözlerimi kapattım . Belki de bir daha uyanamayacaktım. Nefret ettiğim hayatımın aslında o kadar da kötü olmadığını fark etmem ölümün soğuk nefesini hissetmem den daha iyiydi ...

DURAKTAKİ KATİL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now