26. BANA AİT

23.1K 1K 199
                                    

İşte sizin için upuzun bir bölüm . Okumadan önce oy vermeyi ve bölüm sonu açıklamayı okumayı unutmayın . Size ufak bir sürpriz hazırladım . Medyaya koyduğum şarkıyı da mutlaka dinlemelisiniz . Muhteşem . Daha fazla konuşmadan iyi okumalar diliyorum .

***

Yüzüme çarpan buz gibi soğukla kendime gelmeye çalıştım . Bu yüzüme vurulan kaçıncı buzlu suydu biiyordum . Ya da kaç günden beri aynı şekilde uyandırılıyordum ? Hiç bir fikrim olmadığını aklım biliyordu . Öne düşen kafamı geriye kaldırmaya çalışsam da hiç halim kalmamıştı . Gözlerim zorla kapanıyordu . Önüme düşen saçlarımın arasından gördüğüm kadar karşımdaki adama baktım . Ve yine o yüzündeki siyah maske . Kim olduklarını , niye burada olduğumu ... Bilmiyordum . Gözlerimi kapatacağım sırada çenemden sertçe kavramasıyla inleyip kafamı kaldırdım . Geriye gitmeye çalışsam da bağlı olduğum direkten daha geriye gidemezdim . Korkuyla gözlerimi kapattığımda yine o iğrenç sesi kulaklarımı doldurmuştu . Ve yine her zamanki yaptığını yaparak bana gerçekleri hatırlıyordu . Bunu neden yapıyordu bilmiyordum . Ama istediği bir şey vardı . Bunu biliyordum . Gözlerine baktığımda yeşil gözleri alanıma girdi . Oda her ne kadar karanlık olsa da camdan vuran ışıkla parlayan gözleri belli oluyordu .
'Bugünle beraber tam dört gün oldu . Seni buraya getireli dördüncü gün . Mirza'nın seni bulmaya bile çabalamadığı dördüncü gün . Bugün günlerden cuma . Saat tam on bir kırk beş . ' ayaklanıp odadan çıktığında hıçkırmaya başladım . Sesim her ne kadar boğuk çıksa da ağladığım anlaşılıyordu . Ellerimi sinirle kımıldattım . Her gün gelip bana bu işkenceyi yapmasına dayanamıyordum . Mirza neden gelmiyordu ? Neden dört günden beri beni bulamamıştı ? Koca dört gün beni hiç mi aramamıştı ? Beni umursamıyordu . Belki de kurtulduğu için mutluydu . Evet . Beni aramıyordur bile . İsteseydi çoktan bulurdu . Eğer isteseydi şimdi burada değil de onun yanında olurdum . Beni aramıyordu ... Kafamda oluşan düşüncelerle daha çok ağlamaya başladım . Ağzımdaki bezden her ne kadar kurtulmak istesem de olmuyordu . O kadar sıkıydı ki yanaklarım sızlıyordu . Ellerimi tekrar zorladığımda kelepçe demire çıkarıp ses çıkardı . Ayaklarımı önüme uzatarak parmaklarımdaki yaralara baktım . Ayağım neredeyse kandan görünmüyordu . Yerde sürümekten parmaklarımın uçları parçalanmıştı . Ağrıyan omuzlarımı ve açlıktan sırtıma yapışan karnımı saymazsak fena sayılmazdım . Hızla dizlerimin üstüne yükseldim . Bir yandan ellerimi de yukarıya çekiyordum . Sonunda ayağa kalktığımda dönen başımı umursamadan cama bakındım . Titreyen ayaklarımı zorla tutuyordum .

Arkası dönük olarak konuşan iki kişiye baktım . Maskeli olan bana sırtı dönük duruyordu . Maskeyi tutarak kafasından çıkardığında açığa çıkan sarı saçlarına baktım . Daha önce sarı saçlı birini görmemiştim . Hızlı bir şekilde konuşmalarına odaklandım . Maskeli olan adam bir anda karşısındakini yakasından tutup yere fırlattığında korkuyla öne gitmeye çalıştım . Bir anda beline sarıldığında duyduğum iki el silah sesiyle çığlık attım . Boğuk çıksa da sesim gür çıkmıştı . Hızla dizlerimin üstüne kendimi bıraktım . Kulaklarımda hala silah sesi çınlıyordu . Ellerimi son gücümle çekmeye başladım . Direkten güçlü çınlama sesleri çıkıyordu . Ama bu umrumda değildi . Sonunda pes ettiğimde ellerimi bıraktım . Ne yapacaktım ? Burada tek başıma ne yapacaktım ? Nasıl kurtulacaktım ? Gözlerimi kapatıp düşünmeye çalıştım . Ama aklıma gelen tek şey Mirza'nın beni nasıl olur da hala bulamadığıydı . Beni burada bırakmazdı . Bana bakışlarını , yanına sokulduğumdaki hızlanan nefes seslerini , gözlerinin derin derin beni süzmesini ... Hepsini görüyordum . O kadar da salak değildim . Ama şimdi . Sanki tüm düşüncelerim bana ihanet ediyordu . Ayak sesleri gelmeye başladığında korkuyla geriledim ve ayaklarımı kendime çektim . Gözlerimdeki korkuyu silemiyordum . Evet korkuyordum . Ama ölmekten değil , Mirza hakkında yanılmış olmaktan . Kilit sesi geldiğinde derin derin nefes almaya başladım . Kimin geldiğini tahmin edebiliyordum . Yine o gelecekti . Ve yine bana her şeyi hatırlatıp çıkacaktı odadan . Kapı gıcırdayarak aralandığında önümde duran ayaklara baktım . Hızla önüme çöküp saçlarımla oynamaya başladığında korkudan nefesimi tutmuştum . Korktuğumu biliyordu . Bu ona haz veriyordu . Benimle eğleniyordu ve bu beni daha da korkutuyordu . Bir anda elini omzuma bastırdığında güçlü bir feryat dökülmüştü boğazımdan . Omzumdaki yarayı biliyor muydu bilmiyordum ama canım fazlasıyla yanmıştı . Geriye çekildiğinde elini indirip gözlerime bakmaya başladı . Bir anda maskesini tutup çıkardığında şaşkınca yüzüne baktım . Yüzü o kadar iyi görünüyordu ki . Acı çekiyormuş gibi yüzünü buruşturduktan sonra gülümsedi . Psikolojisinin iyi olmadığına emindim . Artık emindim . Hemen önüme oturduğunda ayaklarımı biraz daha kendime çektim . Elindeki maskeyi kenara bırakıp cebinden telefon çıkardığında bir an ileriye atılma isteğiyle dolmuştum . Ama bu fikir ellerim aklıma gelene kadar sürmüştü . Telefonun ekranı bir anda parladığında gözlerimi kıstım . Işık görmeyen gözlerim alışık değildi . Biraz dolandıktan sonra ekranı bana çevirdiğinde kaşlarımı çatıp resime bakmaya başladım . Yan yana iki çocuk vardı . Üzerlerinde basket formaları , ve maskeli - sarı saçlı - olanın elinde ise basket topu vardı . Yanındaki çocuk ise biraz küçüktü kendisinden . Elini birbirlerinin omuzlarına atmışlardı .
'Benziyor muyuz ? ' konuştuğunda bekledim . Ne yapmaya çalıştığını merak ediyordum . Sinirlendiğini anladığımda hızla kafamı salladım . Yanındaki çocuk ondan esmer olmasına rağmen çok benziyorlardı . Telefonun ekranı kapandığında odada sadece onun hızlı nefes sesi duyuluyordu . Bir anda duyduğum hıçkırık sesiyle gözlerimi irice araladım . Ağlıyordu . Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum . Gözyaşını silip bana döndükten sonra gülümsedi .

DURAKTAKİ KATİL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now