12. ANGEL OF DEATH

23.2K 1.1K 154
                                    

Hani bazenler olur da konuşamazsınız ya . Ellerinizi belirli bir ayarada birbirine kenetlersiniz . Ağzınız kocaman olsa da konuşacak tek bir kelime bile yoktur . Üzüntü , şaşkınlık , korku , keder , panik ... Hani bunlardan birini yaşarken böyle olursunuz ya .

Tam da öyleydim şu an . Korkuyla büyüyen gözlerimi ve kocaman açılmış ağzımı fark etsem de konuşacak kelime bulamıyordum . Saf saf bakındığım çevreye o kadar yabancıydım ki . Durduğumuz anda anlamıştım buranın kötü bir yer olduğunu .

Eve gitmeliyim . Tüm bedenim bunu haykırırken burada durmuş korkudan titriyordum . Ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu . Etraftakilerin sanki beni izlediği duygusuna kapılıp kafamı daha da yere gömmek istiyordum .Mümkünse zeminin içine ...

Kafamı kaldırıp büyük depoya bakmaya başladım . O kadar büyüktü ki benim okulumdan dört tane olduğuna bahse girebilirdim . Gözlerimi parçalanan camlara çevirdim . Sadece köşelerde bir kaç yeri sağlam duruyordu . Onun dışında çoğu cam yerinde bile değildi . Etraf ağır rutubet ve sigara kokuyordu . İnsanlar ürkünç derecede cüsseli dursa da aklımda sadece eve gitmek vardı.

Bir an önce bu lanet olası zindandan kurtulmak istiyordum . Hızla kafamı Mirza'ya çevirdim . Kaşlarını çatmış ileriye bakıyordu . Kafamı korkuyla kaldırıp nereye baktığına odaklandım . Kalabalığın arasından zorla seçilen kafesi fark ettiğimde korkuyla bir adım geriye attım . Kaçmalıyım . Direten sesime kulak vererek konuşmaya çalıştım .

'Gitmek istiyorum ' sesim o kadar kısık ve cansızdı ki beni duymadığına emindim . Kaburgalarımdaki ağrılar her dakika kendini belli ederken bu ortamda bunu umursamıyordum . Yavaşça arkamı dönüp korkuyla girdiğim kapıya baktım . Uzak değildi . Yakın da değildi .

Tam bir adım atmışken kolumdan kavrayan ellerle geriye savruldum . Dengemi toparlayıp arkama döndüğümde beni izleyen iki adamla karşılaşınca korkudan gözlerim aralandı . Hızla Mirza'ya dönüp baktım . O kadar sakindi ki . Ve o siyahlığı yoktu korkunç gözlerinde ...

Eliyle adamlara bir şey gösterdiğinde kafa sallayıp gitmeleri hoşuma gitmemişti . Onu tanıyorlardı . Hem de fazlaca yakından . Etrafa tekrar döndüğümde görüntünün gerçekten de iğrenç olduğunu fark ettim .

Burada sadece erkekler yoktu . Kızlar da vardı ve durdukarı ortam hoşlarına gidiyordu . İçimden geçenler bir an duraksamama neden oldu . Ben de buradaydım . Ama onlar gibi erkeklere çok yakın pozisyonlarda durmuyordum . Yürüyen Mirza'yı fark edince ellerimi birbirine daha sıkı kavrayıp yürümeye başladım . Bana çarpan insanlar hiç hoşuma gitmiyordu . Temasları değil görüntüleri bile ürkünçtü .

'Ne iş yaptığımı merak ediyordun ' dediğinde anlamadan ona döndüm . Saf bakışlarıma maruz kaldığında ellerini kaldırıp kafesi işaret ettti . Şimdi daha yakındık ve ben kafeste olanları görebiliyordum .

Birbirinin üstüne çullanan iki adam . Demirlere asılan silahlar , kesici aletler ve yaralayıcı şeyler . Numaralandırılmışlardı . Hepsi kafesin demirlerine zincirle bağlıydı . Bu nasıl bir iş böyle ? Hızla kafamı salladım . Bu çok mantıksızdı . Aletler neden numaralıydı ? Gözlerimi kısarak kafese doğru kafamı kaldırdığımda anahtarları fark ettim . Aynı şekilde numara verilmiş anahtarlar . Yerdeki anahtarlar da parmaklıklardaki aletler gibi numaralıydı .

'Bu nasıl bir iş ? ' diye soru yönelttiğimde burada ne haltların döndüğünü anlamıyordun .

'Ölümcül Kafes Dövüşü ' kulağımın dibindeki nefesi içimi titretirken alev alan yanaklarımı umursamadan hızla ona döndüm . Ölümcül kelimesine yaptığı vurgu korkumu arttırırken hızla kafamı salladım . Anlamıyordum . Hayır . Sadece anlamak istemiyordum . Her şey apaçık ortada !! Doğruydu . Her şey açıktı işte . Konuşmaya başladığında yavaşça ona döndüm .

DURAKTAKİ KATİL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now