35. ARZU

20K 692 191
                                    

Gözlerimi oturduğum yerden kaldırıp pencereye çevirdim . Siyah gökyüzü zifiri karanlığıyla ruhumu boğuyordu . Ve ben o karanlığın içine kendi ellerimle hapsoluyordum . Kendi ellerimle karanlığın dibine çöküyordum . Düşünmekten kafayı yiyecektim . Bedenim artık durmam gerektiğini haykırsa da zihnim kabullenmiyordu . İçimdeki sıkıntı gittikçe büyüyordu . Duyduklarım o kadar ağır gelmişti ki . Bir anda tüm acılarım silinip gitmişti .

Mirza bu kadar acıya nasıl dayanabiliyordu ? Bir an anlattıkları yankılandı zihnimde . Annesinin başından geçenler bir bir aklıma dolandı . Bu korkunçtu . Yaşadıkları , gördükleri . Hepsi birer kabus gibiydi . Korkunç bir kabus . Zihninden silinmeyecek anılar edinmişti . Babasını , Derin'i ... Hepsini bir bir kaybetmişti . Verdiğim sözü hatırladım . Onu bırakamazdım . Herkesi bir bir kaybetmişken ona sırtımı dönemezdim . Bunu yapmak büyük bir bencillik olurdu sadece .

O günün üzerinden , sadece bir gün geçmişti . O gün duyduklarımdan sonra ikimiz de konuşmayı bırakmıştık . O anlatmayı bırakmıştı . Bense duyduklarımın yükünü sırtlanıyordum . Korkmuştum . Duyduklarım beni o kadar korkutmuştu ki elini bırakmaya gücüm yetmemişti . Saatler birbirini kovalarken öylece duruyorduk uçurumun kenarında . Birbirimize bakacak gücü bulamıyorduk . Ay'ın çöküşünü izleyecek kadar dayanabilmiştim . Ondan sonrasını yarım yamalak hatırlıyordum . Dizlerim artık tutmaz olduğunda kendimi serbest bırakmıştım . Yorgundum ama uyumaya korkuyordum . Sanki uyursam anlattığı her şeyi yaşayacakmışım gibi hissediyordum .

'Ülkü ? ' fısıldama sesini duyduğumda irkildim . Bedenime giren titremenin ardından yavaşça arkama döndüm . Mirza gözlerini üzerime dikmiş dikkatlice bakıyordu . Bakışlarındaki yorgunluğu fark edince içimdeki sızlama kendini belli etti . Yorgundu . Anlattıkları zihnini yormuştu . O kadar yorgundu ki gözleri kan kırmızısına bulanmıştı . Mor halkaları güzel gözlerini gölgede bırakıyordu . Gözlerine gölge çökmüştü . Anılar zihnine üşüşüyordu . Rahat bırakmıyordu .

Tekrar hatırlamasına neden olduğum için kendimi kötü hissediyordum . Sorduğuma pişman olmuştum . Eğer anlatmasını istemesem bu halde olmayacaktı . Kabuslarla uyanmaya başlamıştı . Onun gibi ben de huzursuzdum . Uyuyamıyordum . O bu haldeyken rahat rahat gözlerimi kapatamıyordum . Bağırışları odayı inletse de çekinmesin diye yüzüne bakamıyordum . Kabuslarını süsleyen şeyleri tahmin etmek çok zor olmuyordu . Anıları tekrar canlanmaya başlamıştı . Yanmaya başlayan gözlerim bulandığında bakışlarımı başka yöne çevirdim . Bu canımı yakıyordu .

'Ülkü . Ne oldu ? ' tekrar konuştuğunda bakışlarımı ona çevirmeye cesaret edebilmiştim . Bir süre gözlerime baktıktan sonra uzandığı yerden doğruldu . Sırtını yatağın başlığına yasladıktan sonra beklemeye başladı . Konuşmamı bekliyordu . Herhangi bir şey söylememi istiyordu . Ama ben konuşmaya cesaret edemiyordum . Boğazımdaki yumru o kadar büyüyordu ki nefes almama bile engel oluyordu . Derin bir nefes aldığımda ciğerlerime yükselen nefes kesik kesik gelmeye başladı. Ağlamak üzere olduğumu biliyordum . Taşıdığım yük artık dayanılmaz bir hal alıyordu . Ve ben bu yükün ağrısını çekemiyordum .

'Bilmiyorum . Sadece - ' gözümden firar eden damla çeneme kadar sürüklendi . Çenemde durduğunda hızla elimle silip sakin kalmaya çalıştım . Böyle yaparak ikimizi de üzeceğimi bilsem de içimdeki hüzün beni rahat bırakmıyordu . Karşısında ağlamak istemiyordum . Bunu sindirecek kadat güçlüydüm . Yine de zorlanıyordum . Kaşlarını çattığında oturduğum şekli değiştirdim . Kafamı göğsüne yasladıktan sonra bedenimi yatağa doğru uzatıp yorganın içine girdim . Ellerini belime doladığında derin bir nefes alıp konuşmaya çalıştım .

'Hatırlattığım için özür dilerim ' sesim kısık ve çatallaşarak çıkmıştı . Kırgındım . Bana anlattıklarına rağmen ona yardım edemiyordum . Duygularım kırgındı . Zihnim kırgındı .

DURAKTAKİ KATİL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now