5. Bölüm

18.1K 1.1K 17
                                    

      Yağız kapıyı açtığında karşısında gördüğü kadınla şaşkınlığa uğradı . Halime Sultan kendisine Zelihanın genç olduğunu söylemişti ama Yağız iki çocuk annesi bir kadının bu kadar güzel olabileceğini tahmin edememişti . Onu şaşkınlığa düşüren bir farklı neden ise karşısındaki kadının annesi ile olan benzerliğiydi . Zeliha kahverengi saçları ve gözlerindeki saf bakışıyla annesini andırıyordu.  Ne çok özlemişti annesini . Bunları düşünürken karşısındaki kadını kapıda beklettiğinin farkına vardı ve onu içeri buyur edip evi gezdirdi ardından da odasını gösterip dinlenmesini söylemişti . Zaten saat de geç olmuştu . Zeliha dinlenirken o da çalışma odasına girip kalan işlerini gözden geçirdi .

           Zeliha şimdiden çocuklarını özlemiş onları görmek için can atıyordu ama dayanmalıydı . Hayatı onlar için daha iyi yapmak için canla başla çalışmalı ve onların yüzünü güldürmeliydi . Halime Ana onu tembihlemiş kendisini sık sık aramasını söylemişti  . Zeliha onu zaten arayacak , çocuklarını soracaktı ama Halime Anasının kasttettiği şeyin farklı olduğunu biliyordu . Halime Ana onun dertlerini dinlemek ve biraz olsun Zelihasını rahatlatmak istiyordu . Yarın Zeliha ilk iş olarak Halime Anasını arayacak ve  ona iyi olduğunu söyleyecek aynı zamanda  da çocuklarının sesini duyacaktı .

      Ayşe bir türlü uyuyamıyordu . Genellikle annesinin kendisine sarılmasını bekler ve öyle uykuya dalardı ama şimdi yanında annesi yoktu . Annesinin neden gittiğini bilmiyordu . Daha doğrusu anlamıyordu . Yaşı bunları anlamak için daha çok küçüktü . Yanındaki kardeşine baktı . Emir mışıl mışıl uyuyordu.  Annesinin gittiğinden haberi bile yoktu . Ama biliyordu Ayşe , sabah kıyameti koparacaktı kardeşi annesini göremeyince .

        Zeliha sabah erkenden kalkmış Halime Anasını aramıştı . Bu sayede ondan yeni beyi hakkında bir kaç bilgi de edinme fırsatı bulmuştu . Aynı zamanda çocuklarıyla da konuşmuş Emirin ağlayışlarını susturabilmek için yapmadığı şey kalmamıştı .Halime Anası  ona " Zaman kızım . "    demişti . Zeliha da biliyordu . Daha doğrusu inanıyordu . Zamanla her şey daha da güzel olacaktı .

       
          Yağız sabah erkenden kalktı ve her sabah yaptığı gibi yine giyinip koşuya çıktı . Koşarken gün içinde yapacaklarını düşünüyor ve kafasındaki soruların cevaplarını daha rahat bulabiliyordu .   Yarım saat kadar koştuktan sonra  eve gitmeye karar verdi . Sonuçta Zeliha işinde daha yeniydi .  Onunla konuşmalı ve yapması gereken şeyleri tek tek ona anlatmalıydı .

         Zeliha Halime Anasıyla konuştuktan   sonra onun dediklerini uygulamak için mutfağa girdi . Kahvaltıyı hazırlarken bir taraftan da eksikleri not ediyordu . Ev sessizdi . Demek ki Yağız Bey Halime Ananın dediği gibi koşuya çıkmıştı .    

         Yağız eve yavaşça girdi ve mutfaktan gelen mis kokularla adımlarını oraya yönlendirdi . Masayı hazır görünce şaşırdı . Onu bu denli şaşırtan şey kahvaltısının istediği gibi hazırlanmış olmasıydı .

    "Günaydın Zeliha . Erkencisin . "

    "Size de günaydın Yağız Bey . Alışkanlık işte . "

   " Güzel bir alışkanlık . Bu yönünü sevdim . Hem böylelikle ben işe giderken sen de zorlanmamış   olursun . "

dedi ve masaya oturdu . Ardından Zelihaya baktı .

   "Otursana sende. Niye ayakta  duruyorsun ? "

       Şaşırmıştı Zeliha . Yağız Bey ile  kahvaltı yapacağını hiç düşünmemişti . Beynin lafını ikiletmemek için usulca masaya oturdu . Yağız çoktan kahvaltısını yapmaya başlamıştı bile . 

      "Bugün işte ilk günün . Bu yüzden ilk günden kendini fazla yormanı istemiyorum . Yeni geldin zaten . Bugün tanışma günümüz olsun . Yanında kağıt kalem var mı ? "

       Zeliha Yağız ın dediklerinden sonra eksiklerini yazdığı not defterini eline aldı ve Yağız ın konuşmasını bekledi .

    "Bak Zeliha ben her sabah bir saatlik bir koşuya çıkarım . Ardından eve gelir , duş alır ve kahvaltımı öyle yaparım . Bugün bir istisna yaptım senin için ama bundan sonra kahvaltımı ona göre hazırlarsın .   Kahvaltıda   her gün mutlaka yumurta yerim . Yumurtam tam pişmiş olmalı . Bazen canım bir şeyler isterse ben zaten sana bildiririm . Normalde yemediğim yemek yoktur ama mantara alarjim var . Bu yüzden yemeklerinde sakın mantar kullanıyım deme . Bu evin getir götür işleri ile Can ilgilenir . Bir şey alınacak veya alışverişe gitmek istiyorsan Can'a söyleyebilirsin. O seni istediğin her yere götürür . Her sabah kahvaltıdan sonra işe giderim . Bazen pazar günleri şirkete gitmeyip    evde zaman geçiririm . O zamanlarda da genellikle çalışma odamda olurum . Akşam yatmadan önce sütlü bir kahve içerim . Sanırım bugünlük bu kadar bilgi yeter . Sen zaten merak ettiğin bir şey   olursa bana sorarsın . Ben de aklıma geldikçe sana anlatırım . Şimdi benim işe gitmem gerekiyor . Sen de evi biraz derleyip toparlarsın . Çalışma odamı toparlamana gerek yok . Oraya başkasının girmesinden  pek hoşlanmıyorum .  "

dedi ve ayağa kalkarak odasına geçti Yağız .

"Acaba fazla mı ciddiydim ? " diye düşünmeden de edemedi .

     Zeliha Yağız'ın dediklerini not almış önemli yerlerin ise altını çizmişti.   Yağız işe gittikten sonra o da işe koyuldu . Önce etrafta tekrar bir gezindi . Ardından salondan başlayarak evi temizleyip toparladı . Sırada alacaklar vardı . Şu Can beyle bir tanışsa olurdu ...    
 

    Öncelikle hikayemi okuyup yorum yapan ve beğenen okuyucularıma çok teşekkür ederim . Desteklerinizin devamını bekliyorum :)

Not : Kahramanları bilerek paylaşmıyorum  .  Benim için  hayal gücü çok önemli . Hayal gücünüze güveniyorum :)
Bu arada bölümler kısa olduğu için iki bölüm paylaşmaya karar verdim ama bugün bunu yapmam imkansız görünüyor yine de akşama belki yeni bölüm gelebilir . Bir başka duyurum ise sıkıcı bölümler geride kalıyor . Yakında daha güzel bölümlerle karşınız da olacağım . Daha önce hikâyemi  okuttuğum kişilerin yüzlerinde hep tebessüm gördüm . Dilerim ki sizin yüzünüzde de  hikayem bir tebessüm bırakıyordur . Kabul ediyorum ki bu bölüm çok sıkıcı olmuş. :)
  
         

KADERWhere stories live. Discover now