Balayı

13.6K 481 28
                                    

Zelihanın ağzından

" Hayır Yağız . Sakın beni bırakma !"

diye bağırdım Yağızın boynuna biraz daha sarılarak . Şuan denizin ortasındayız ve ben çok korkuyorum. Yarım saattir aynı konumda durmamıza rağmen hala suya alışamamıştım . Bu halimi herkesin gülerek izlediğinden eminim ama açıkçası içinde bulunduğum durumda bu pek de umrumda değil . Şeffaf su bacaklarımı ıslatırken Yağızın kucağında rahatsızca kımıldadım ve ona biraz daha sokuldum . Gözlerim suya kaydığında suyun dibinde gördüğüm balıkla irkildim . Bir dakika balık mı ? Aman Allahım ! Şuan bir balıkla yan yanayım ! Evet iki çocuk annesi olan ben , onca acıya göğüs geren ben , sadece küçük bir balıktan korkuyorum . Hemde fazlasıyla .Yağız korktuğumu anlamış olacak ki - onun boynuna öyle bir sarılmıştım ki nefes alabildiğinden bile şüpheliyim - tahminimce beni yatıştırmak adına konuşmaya başladı .

" Hadi ama birtanem korkma . Bak ben yanındayım "

Ah evet canım biliyorum yanımdasın ama bu korkumu azaltmıyor ne yazık ki . Allahım biraz sonra kalp krizinden ölebilirim . Tamam sanırım artık düşüncelerimi bir kenara fırlatıp kendimle boğuşmayı bırakmam gerekiyor . Belki işe yarar diye düşünerek yüzüme en şirin halimi - ki artık ne kadar becerebildiysem - yerleştirip Yağızın gözlerinin içine bakmaya başladım . Daha sonra sesimi olabildiğince sevimli tutmaya calışıp

" Yağız lütfen artık çıkalım sudan . Hem bak ben çok korkuyorum ."

diye halimi olabildiğince acındırdım . Yağızın gözleri giderek yumuşadı . Evet evet işe yarıyor . Hadi biraz daha kendimi acındırırsam sanırım bu iş bitecek . Ben olabildiğince masum bir şekilde Yağıza bakarken Yağızın kaşları birden çatıldı ve

" Beni kandıramazsın hanımefendi ! Sen suya tam anlamıyla girmeden sudan çıkmayacağız ."

dedi. Hadi ama az kalsın başarılı oluyordum . Bunu yapma bana Yağız . Herşeyden önce su çok soğuk . Hayatta girmem ben o suya . Tabiki de bunları Yağıza söyleyemedim çünkü sabrının artık taşmak üzere olduğu çok belliydi . Nerden mi anladım ? Yağızın omuzları giderek kasılmaya başlamıştı . Ya da belki de kasılmasının nedeni benim ağır bedenimi taşımasıydı . Bilmiyorum . Açıkçası şuan bunları düşünecek halim de yok . Ne olurdu evimde oturup çocuklarıma bakıyor olsaydım ? Ah size söylemedim değil mi ? Düğüne katılan herkes bizi burada baş başa bırakıp Istanbula döndü. Çocuklarla kim ilgilenecek derseniz Halime Ana onlara benim için bakacağını söyledi . Ah o olmasa ne yapardım bilmiyorum . Açıkçası Yağızdan böyle bir süpriz beklemiyordum. O gün yaptıkları gerçekten de çok şaşırttı beni . O gün diyorum çünkü üstünden iki gün geçti . Ve bu demek oluyor ki iki gündür çocuklarıma hasret kaldım . İkisi de burnumda tütüyor resmen . Ah bunları biraz daha düşünürsem çocuk gibi ağlayabilirim . O yüzden bu konuyu kapatalım . Balayı mı ? Şuan ki halimi saymazsak gayet iyiydi . Yağız bana Antalyayı gezdirip buranın doğal güzelliklerine şahit olmamı sağladı . Onun dışında aslına bakarsanız pek bir şey yapmadık . Her kadının hayali olan bir akşam yemeği ve yine her kadının düşleyeceği romantik anlar geçirmemiz dışında günlük halimizden farklı olarak bir şey gelişmedi ve yarın da Istanbula dönmeyi planlıyoruz . Sonunda çocuklarıma kavuşacağım . Aslına bakarsanız evime gideceğim için çok heyecanlıyım . Nedense çok farklı hissediyorum . Daha önce bir şeyler eksikti sanki ama o gün Yağıza tüm kalbimle evet dediğimde eksik parçalar yerine oturdu ve ben tam anlamıyla onun oldum . Evet zaten onundum ve kalbim ona aitti ama şimdi daha farklı her şey . Ben yaşadığım o güzel güne dönmüş ve salak gibi kendi kendime sırıtırken Yağızın sesiyle kendime geldim ve ona bakmaya başladım .

"Sen kendin mi suya girersin yoksa ben mi seni atayım ?"

demişti kaşları çatık bir şekilde . Bir dakika , bir dakika ! Ne demişti o ? Beni suya mı atacaktı ? Ciddi olamazdı öyle değil mi ? Ah olamaz ciddiydi . Bunu Yağızın gözlerindeki kararlılıktan anlamıştım . Uğruna canımı verebileceğim ela gözleri kaşları çatılıyken bile ne kadar güzel görünüyordu oysa . Ne saçmalıyorum yine ben böyle ? Burda hayatım söz konusu ! Yağızı biran önce yatıştırmazsam olacakları hayal bile edemiyorum .

" Yağızcım , canım ,aşkım , böceğim . Neden böyle diyorsun ? Bak korkutuyorsun beni ."

dedim titrek çıkan sesimle . Yüz ifademi hayal bile edemiyorum . Kesin rengim sararmıştır . Yağız da bunu fark etmiş olacak ki yüz ifadesi biraz yumuşadı ve kaşları eski haline geri döndü . Sanırım artık rahatlayabilirim ....

Yağızın ağzından

Şuan ne mi yapıyorum ? Yaptığım eşeklikten sonra kendimi affettirmeye çalışıyorum . Evet doğru tahmin ettiğiniz gibi Zelihayı suya attım ve sonuçları hiç de iyi olmadı . Zeliha dünden beri değil benimle konuşmak yüzüme bile bakmıyor . Yaptığımın bedelini fazlasıyla ödüyorum . Ben bu eşekliği yapmadan önce ne güzeldi oysa ki aramız . Ah salak kafam . Adam olmam ben . Başbaşa son günümüz ve ben bu günü mahvettim .

"Aşkım özür dilerim . "

dedim belki de bininci kez .

"Git başımdan Yağız . Affetmeyeceğim seni ."

diye cevapladı Zeliha . Bana ne kadar sinirli olduğu sesinden de anlaşılıyordu .

"Ama Birtanem biliyorsun öyle yapmak istemediğimi . Ben sadece şaka yapmak istemiştim . Bu kadar çok korktuğunu tahmin edemedim ki . Hadi affet beni lütfen "

Bana kaçamak bir bakış attı . Sanırım beni affedecek . Evet , evet oluyor . Zeliha bana döndü ve konuşmaya başladı . Sesi çok tatlı çıkmıştı .

"Tamam affedeceğim ama sen de benim istediğim bir şeyi yapacaksın "

Evet be işte bu .

"Tabiki de yaparım . Dile benden ne dilersen ."

Zeliha sinsice gülmeye başladığında endişenmeye başladım . Benden ne isteyebilirdi ki ?

" Mantar kokluyacaksın . "

Ciddi misin der gibi ona baktım . Mantara alerjim olduğunu çok iyi biliyordu . Mantar görür görmez hapşırmaya başlarken bir de onu koklamak nereden çıktı .

"Sen ciddisin ."

dedim ciddiliğinin boyutunu ölçmek için . Kafasını salladı ve

"Son derece ciddiyim ."

dedi .

Zelihanın ağzından

Evet son derece ciddiydim . O bunu haketmişti ama nerden bilebilirdim ki bu kadar çok etkileneceğini . Yarım saat geçtiği halde hala hapşırmaya devam ediyordu .

"Hıııappşııııı "

"Çok yaşa hayatım . "

"Ahh sen de gööör haya -yatımmm hıaapşuu . "

Canım benim ya . Nasıl kıydım ben sana böyle ? Ah Zeliha ah. Boyun devrilmesin emi . Salak kafam . Keşke demez olaydım . Ama olan oldu işte . Evde mantar olmadığı için markete gitmiştik ve Yağız mantarları gördüğü andan itibaren hapşırmaya başladı . Şuan herkes bize bakıyor ama inanın bu hiç umrumda değil . Başlarda geçer sandım ama mantarların yanında ayrılmamıza rağmen Yağız hapşırmaya devam etti . Bir de bugün bu haliyle araba kullanacak . Neden mi ? Sanırım size söylemedim. Ya da söylemiş de olabilirim İstanbula bugün dönüyoruz . Şirket işleri ve organizasyonlar Aslana kaldığı için Yağız çok endişeli bu yüzden biran önce işlerinin başına dönmek istiyor . Bakalım bizi Istanbulda neler bekliyor .

Öncelikle merhaba . içime hiç sinmeyen bir bölümle karşınızdayım ama umarım beğenirsiniz . Uzun yazmaya çalıştım ama beceremedim ne yazık ki . Yazamamamın bir diğer nedeni de yeni kitap hakkında spo vermemekti . Özel bölümleri yeni kitaba göre yazmayı planlıyorum . Neyse çok konuştum . Yorumlarınızı bekliyorum Kendinize çok iyi bakın :*

KADERWhere stories live. Discover now