22.Bölüm

12.7K 740 8
                                    


Bu bölümü fairytopya arkadaşımıza ithaf ediyorum . Umarım beğenirsin :)

Yağız arkadaşı gittikten sonra düşünmüş ve bir karara varmıştı . Arkadaşı haklıydı . Zelihayla konuşmak en doğru karardı şuan için . Hızlıca işlerini bitirdi ve çıkışa doğru yöneldi . Biran önce eve gitmek ve karısıyla konuşmak istiyordu . Tam kapıdan çıkacaktı ki arkasından gelen sesle o yöne doğru döndü . Birisi adını seslenmişti . Peki bu adam da kimdi ? Adamın kim olduğunu anlamaya çalışırken karnında oluşan acıyla gözlerini oraya kaydırdı . Karnı kanıyordu . Daha sonra adama baktığında adamın elindeki silahı indirmiş ve sinirli bir şekilde kendisine baktığını gördü . Adam birden Yağıza bağırmaya başladı.

" Zeliha benim ! Anladım mı beni ? Zeliha benim !!! "

Şok içinde olanları izleyen Aslan koşarak arkadaşının yanına gitti be düşmesine engel olarak onu tuttu . Bu sırada güvenlik güçleri saldırganı yakalamış ve sakinleştirmeye çalışıyordu . Aslan olan gücüyle bağırdı .

"Ambulans çağırın hemen . Polise haber verin . Hadi çabuk!! Ne duruyorsunuz ? "

Çalışanlar hemen Aslanın dediğini yapmış ve Ambulans çağırmışlardı. Aslan sıkıca tuttuğu arkadaşına baktı .

"Yağız duyuyor musun beni ? Yağız ! Yağız ! Cevap ver ! Bana bak . Gözlerini sakın kapatma tamam mı ? Sakın kapatma !"


Yağız arkadaşının sesini duyuyor ama bir türlü ona karşılık verecek gücü kendisinde bulamıyordu . Gözlerini yavaş yavaş kapattı ve deliksiz bir uykuya daldı .

Aslan gelen ambulansa binmiş ve arkadaşının yanına oturmuştu . Endişeyle sordu .

"Ona bir şey olmayacak değil mi ? O yaşayacak değil mi ?"

"Lütfen sakin olun . Elimizden geleni yapacağız ."

demişti yanındaki görevli . Zaman çok yavaş ilerliyordu sanki . Neyse ki hastahaneye varmışlardı . Ameliyathanenin önüne geldiklerinde Aslanı içeriye almamışlardı. Aslan bir kaderine boyun eğip bir köşeye otururken içinden dua etmeye başladı .

* * * * *

Aradan bir saat geçmişti ama hala Yağızdan bir haber yoktu. Aslan endişeden delirmek üzereyken çalan telefonuyla elini cebine atıp Telefonunu çıkarttı . Arayan Zelihaydı . Ne diyecekti şimdi ona ? Nasıl söyleyecekti ? Ama söylemek zorundaydı . Telefonu açtı ve Zelihaya olanları anlattı . Zelihanın sesi kesilmişti . Cevap vermiyordu .

"Alo Zeliha ordamısın ? ...Alo ..."

dedi Aslan endişeyle . Zeliha yıkılmıştı . Bunu anlayabiliyordu Aslan . Zeliha yaklaşık bir dakika sonra cevap verdi .

"Bu...Burdayım Aslan . Ben ....ben hemen geliyorum. "

Aslan bulundukları hastahanenin adresini Zelihaya gönderip onu beklemeye başladı .

Yol bir türlü bitmek bilmiyordu sanki . Zeliha elini kalbinin üzerine koymuş elinde olmadan ağlıyordu . Acaba Yağız iyi miydi ? Ona ne olmuştu ? Vuruldu demişti Aslan . Neden vurulmuştu ki ? Kim vurmuştu onu ? Zaten en önemlisi de buydu . Düşmanı mı vardı Yağızın ? Peki ama kimdi bu kişi ? Aklındaki binbir soruyla hastahaneye sonunda varmıştı . Hemen arabadan inip koşrurarak hastahaneye girdi . Biran önce Aslanı görmeli ve onunla konuşmalıydı . Yağızın durumunu çok merak ediyordu . Danışmadan Yağızın ameliyathanede olduğunu öğrendi ve hemen o bölüme doğru ilerlemeye başladı . Asansörden indiğinde Aslanı koridorda tur atarken görmüştü . Aslan Zelihayı fark edince hemen Zelihanın yanına gitti .

"Gelmişsin Zeliha "dedi yorgun ve hüzünlü bir sesle .

"Geldim ."diyebildi Zeliha endişeyle ve devam etti .

"Yağız ameliyatta mı ? Durumu nasıl ? Bir şey söylediler mi ? "

"Daha bir açıklama yapan olmadı . Bir saattir ameliyatta kimse bir şey söylemiyor. Deli olacağım . Karnından vuruldu bende hemen onu buraya getirdim ."

" Peki kim vurdu onu ? Bir düşmanı mı vardı Yağızın ? "

"Yağız öyle birisi değildi . Şirket patronu olmasına rağmen diğer şirketlerle hep dostluk bağı icerisinde iş yapardı . Şu ana kadar düşmanı olduğunu görmedim Ama ..."

"Ama ....?"

"Yağızı vuran saldırgan Ali diye bir adammış . Polislerin söylediklerine göre sizin köydenmiş. Yağızı vurmadan önce Zeliha benim diye bağırmıştı . Galiba seni tanıyor ."

Duyduklarıyla bayılacak gibi oldu Zeliha . Eğer Aslan onu tutmasaydı yere yığılabilirdi . Öğrendikleriyle başından kaynar sular dökülmüştü sanki . Ne yapacağını bilemedi . Demek bütün her şey Ali Ağanın başının altından çıkmıştı . Birden kanı çekilir gibi oldu Zelihanın . Her şey kendisi yüzündendi. Eğer Zeliha olmasa Yağızın başına böyle bir şey gelmezdi . Bu öğrendiği gerçek onu daha fazla yıkmıştı . Ne yapması gerekiyordu şimdi . Yağızın başına ne geldiyse kendisi yüzünden gelmişti . Ya Yağıza bir şey olsaydı . Zeliha o zaman ne yapardı . Bu suçluluk duygusuyla nasıl yaşardı . Şuçluluk duygusu umrunda bile değildi ya . Tek isteği Yağızın iyi olmasıydı . Artık kalbine söz geçiremiyordu Zeliha . Anlamıştı artık Yağız olmadan yaşayamazdı . Ahmet öldüğünde bile böyle hissetmemişti . Şimdiyse Yağız içeride ölüm kalım savaşı veriyordu ve Zelihanın dua etmekten başka yapabileceği bir şey yoktu .

Aslan kollarına yığılan Zelihayla ne yapacağını bilemedi . Neyseki Zeliha kendisine gelmişti ama çok düşünceli görünüyordu . Acaba bir şey mi biliyordu . Zelihadan her şeyi öğrenecekti ama şimdi bunun sırası değildi .

İkisi de farklı düşüncelerin esiri olmuşken ameliyathaneden bir doktor çıktı ve yanlarına doğru geldi .

"Siz Yağız Güngörün yakınları mısınız ? "

"Evet ."

diye öne atıldı hemen Zeliha .

"Kocam iyi mi?"

"Şuanda durumu iyi ama bugün yoğunbakımda kalması lazım . Kurşunu çıkardık . Bir süre hareket etmemesi gerekiyor . Ayrıca bir hafta işe gitmeyip evinde dinlenmesi lazım . Geri kalan ayrıntıları sonra konuşuruz . Odaya aldığımızda Yağız beyi görebilirsiniz . "

Duyduklarıyla mutlu olmuştu
Zeliha . Yağızı iyiydi . Daha başka ne isteyebilirdi ki ?

Öncelikle okuyan herkese teşekkür ederim . Yağızın durumu iyi .Bakalım bundan sonra be olacak :) Umarım bölümü beğenmişsinizdir .

KADERWhere stories live. Discover now