A-9

99.1K 4.1K 77
                                    

Belki de onuncu kez aynı şeyleri tekrar ederken bıkkınlıkla nefesini verdi.

" Evet şimdi sizin siteye geldim. Tamam anladım."
Tekrar tekrar aynı şeyleri söylerken diğer yandan da otoparkta boş yer arıyordu. Karşıdan hala bir şeyler sıralayan Defne ye gözlerini devirerek telefonu kapattı. Bulduğu boş yere arabasını park edip. Asansöre ilerledi. İşlerini bitirmiş çıkmak için hazırlanırken arayan Defne, Seçkin ile ortak bir tanıdıklarının gıda zehirlenmesi geçirdiğini söylemiş, İzmir'den gelecek annesini onlar gelene kadar yalnız bırakmamasını rica etmişti. 
Güvenlik görevlilerinden aldığı anahtarlar ile kapıyı açarak içeri girdi portmantoya çantasını ve elindeki anahtarları bırakıp salona ilerledi. Salona giderken duvarda asılı duran Defne ve Seçkin'in farklı farklı fotoğrafları yüzündeki gülümseme ile inceledi.

 Salona giren Işıl kendini rahat krem rengi koltuklara bırakırken ayağındaki topuklu ayakkabıları çıkarıp kenara koydu. karşısında ki duvarda asılı duran saate takıldı gözü.  Müjgan teyzenin -Defne'nin annesi-  gelmesini daha iki saat olduğunu gördü aklına gelen işlerini yapmak için tekrar portmantoya ilerledi. Aldığı laptop çantasını koltuğa bırakıp kendisine kahve yapmak için mutfağa yöneldi. Isıtıcı doldurduğu suyun kaynanasını beklerken çıkardığı kupaya kahve ve süt tozu döktü. Kaynayan suyu kupaya döküp karıştırdı ve kahvesinden ilk yudumu alıp mutfağın kapısına ilerlerken duvara monte edilmiş fırında yansımasına takıldı. Boşta kalan eli istemsizce dudaklarına giderken zihninin odacıklarına saklanan görüntüler teker teker çıktılar saklandıkları yerlerden. Şimdi aptal aptal kendi yansımasına sırıtıyordu. Gerçek dünyaya sert bir giriş yapan Işıl yansımasına kaslarını çattı.

" Ne yapıyorum ben ya?? Off" diye söylenerek salona ilerledi. Çantasından çıkardığı laptop ile çok sevdiği (!) İşlerine daldı.

Daldığı işlerden çalan kapı ile ayrıldı. Gözleri saate ilişirken daha Müjgan teyzenin gelmesine epey bir zaman vardı.
"Kapıcı falan herhalde"
diye mırıldanırken kapıyı açtı.
Gözleri büyürken ağzından çıkan şaşkınlık nidasına engel olamadı
"E yuh ama şimdi de eve kadar mı takip etmeye başladın sen?"

Ateş ise karşısında şaşkın sarı cadıyı görmesi ile önce şaşırsa da sonra keyfi yerine geldi. Demek Defne cadısı olayı çoktan çaktığı yetmezmiş gibi birde plan yapmıştı. Ehh madem kızcağız o kadar uğraşmış, plan yapmış, Ateş'e de keyfini çıkarmak kalıyordu. Şimdi çok sevgili (!) Müjgan teyzesine göz kulak olmak daha eğlenceli olacaktı.

" Ne işin var senin burada ?"

" Bilmem hatırlar mısın. Burası benim arkadaşım 'Defne'nin' evi ya. Sen niye geldin?" Defne'nin derken iki elini kaldırıp tırnak işareti yaptı Işıl.

"Hatırlar mısın bilmem ama burası benim arkadaşım olan 'Seçkin'in' de.." derken kendini Işıl'ı taklit ederek iki elini kaldırıp tırnak işareti yaparken bulan Ateş ellerini indirirken Işıl'ı kenara itip içeri ilerlerken konuştu.

" Beni de kendine benzettin iyice. "
Işıl ise suratında ki aptal sırıtışı silerek içeri girdi. Biraz önce oturduğu koltuğa otururken Ateş'e dik dik bakıyordu.

"Gördüğün gibi Seçkin de Defne de evde yoklar gitsen mi acaba? "

"Biliyorum."

" Biliyorsan niye geldin? Ben sana demedim mi bir daha karşıma çıkma diye"

"Merak etme senin için gelmedim. "

" Neden buna inanmıyorum acaba?  Aa dur hatırladım.  Sen en son senin için gelmedim dediğinde yemeğe çıktığım adamı dövmüş ardından.."

ATEŞDove le storie prendono vita. Scoprilo ora