A-49

37K 1.3K 59
                                    

Maldivlerde yalnızca iki gün kalarak tekrar geri dönen Işıl ve Ateş son sürat çalışmaya devam ettikleri bir aydan sonra haftasonu Ateş'in evinde uyandıkları halde yataktan çıkmadan haftasonu üzerlerine düşen tembellik ile öylece yatıyorlardı.

"İhalesi yılbaşından sonraymış zaten aklımda iki yer vardı biri burası."

"O zaman?"

"Dans!" Ellerini havada sallayan Işıl'a gülerek kafasını sallarken devam etti.

"Tamam tamam. Devam ediyorum. Burayı alırsam proje hazır."

"Bu proje şu evde duran muhteşem proje mi?"

"Hı hı. İzinleri falan halledersem proje asgarî 48 ay sürecek sonra diğerlerine sıra gelecek. "

"Işıl hanım şaha kalkıyor. "

" Çok güzel olacak. Bataklıkta üstü başı çamur olmuş bütün kuğulara kendilerini fark etmeleri için bir ayna."Çalan kapı ile birbirlerine bakarken Işıl sorarcasına konuştu.

"Birini mi bekliyordun? "

"Yoo. Dur bakalım anlarız şimdi. " Diyerek yataktan kalkan Ateş kapıyı açmak için kapıya giderken Işıl'da peşinden kalkarak ilerledi. Ateş merdivenleri bitirip kapıya yaklaşırken merdivenlerin son basamağında duran Işıl kimin geldiğini görmek için kapıya bakıyordu.
Ateş'in bakışları kapıyı açtığı anda dehşet içinde Işıl'a dönerken ne olduğunu çatılan kaşları ile anlamaya çalışan Işıl haftasonu sabahı üzerindeki aşırı şık krem rengi döpiyesi, kısa kalıp gibi duran sarı dalgalı saçları ve zarif inci takı seti ile Kraliçe Elizabeth'e rakip şıklığı ile şaşırtan yaşlı kadına bakarken pijamaları ve dağınık saçları ile merdivende duran Işıl'ı görmeyen yaşlı kadın Ateş'e sarıldı.

"Ah halasının biriciği. "

"Hala hoşgeldin. " duyduğu 'hala' kelimesi ile gözleri kocaman olan Işıl panikle kendi üzerindeki pijama ve çıplak ayaklarına dönen bakışları duyduğu ismi ile karşısındaki kadına döndü.

"Sende Işıl olmalısın." Gergin bir şekilde gülümseyen Işıl ne yapacağını bilemez halde Ateş'e dönerken Ateş hemen araya girdi.
"Işıl halam Halide. Halacım bu da Işıl."

"Merhaba. Kusura bakmayın böyle hazırlıksız şey..." diyerek bir şeyler geveleyen Işıl'ı duymamazlıktan gelen kadın elini öpmesi için Işıl'ın gözünün önüne kadar kaldırdı. Bir anda gözünün önüne gelen el ile afallayan Işıl çekinerek kadının elini öpüp alnına götürürken kadın havadaki burnu ile konuşmadan salona geçti.

"Ateş bu kim? " dehşetle konuşan Işıl'ın alnına kısa bir öpücük bırakan Ateş acele ile konuştu.

"Işıl koş üzerini değiştir. Bittik biz. "

******
Işıl karşısında oturan kadının bakışları altında adeta ezildiğini hissederken sehpanın üzerinde duran kahvesine uzanan kadın ile nefesini tuttu. Sonra yaptığı şeyin saçmalığı ile kendine kızdı. Sanki hayatında ilk defa kahve yapıyordu. Su, kahve ve şekerden oluşan bir şeyin neyini yanlış yapabilirdi ki? Üstelik kahve makinası ile yapmıştı. Kendi kendine konuşurken karşısındaki kadının yavaş yavaş inceleye inceleye kendisini süzmesi ile bakışlarını kendine çevirdi.

"Ee Işıl kimsin sen? Ne iş yaparsın? "

"Bu soruları benim babaannemin sorması seninde benim yerimde ecel terleri dökmen gerekirdi. " sadece Ateş'in duyabileceği tonda söylediklerine Ateş bıyık altından gülerken Işıl da bir an diyeceklerini düşündü. Ay sanki statik sormuştu kadın alt tarafı kim olduğunu söyleyecekti o kadar. Ama şu an için onlarca statik sorusu çözmeye vardı.

ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin