ATEŞ

A-47

"Gitti mi patronun? " Carly'nin mama kabını doldurduktan sonra doğrulurken telefonun diğer ucundaki Sıla'ya cevap verdi.

"Ohoo. İki gün oldu gideli. "

"Desene ev sana kaldı."

"Kalmadı canım. Milletin evi bana niye kalsın? Neyse bırak bunları da gelirken bilekliğimi de getirebilir misin? "

"Bileklik mi? "

"Evet geçen sizde unutmuşum."

"Yoo sen aldın bilekliği bizde değil. "

"Ne demek değil? Sıla Bileklik bende de değil. "

"sendedir nereye gidecek hatta geçen o geceye giderken takmıştın."
"Bir dakika ben seni geri arayacağım tamam mı? " diyerek telefonu kapatırken panikle telefonunun galerisine girdi. O akşam evden çıkmadan önce Sıla'ya yolladığı fotoğrafı buldu. Fotoğrafta açıkça belli olan Bileklik ile daha da paniklerken gecenin sonunda attığı fotoğrafı buldu. Boş bileği ile gözleri dolarken tekrar Sıla'yı aradı.

"Buldun mu? "

"Sıla ben bilekliği o gece düşürmüşüm. "

"İyice baktın mı? "

"Evden çıkmadan önce sana attığım fotoğrafta bileğimde sonra Attığım da yok."

"Hay aksi. " Sıla ne diyeceğini ne yapacağını bilmiyordu.

"Bir bilekliğe bile sahip çıkamadım. Babaannem duysa nasıl üzülürdü. "

"Aa o ne biçim laf? Gider sorarız mekândaki görevlilere. "

"Ay dimi belki onlar bulmuşlardır. Ben hazırlanıp çıkıyorum orada buluşalım tamam mı? "
****
Işıl iki toplantı arasındaki 3 saatlik boş zamanını değerlendirip otelinden çıkarak Roma'nin en ünlü caddelerinden biri olan Via del Corso'da aldı soluğu. İki tarafında geniş kaldırımların bulunduğu sağlı sollu olarak konumlanmış dünyaca ünlü markalar ve tasarımcıların mağazaları arasında gezmeye başladı.
Koluna geçirdiği karton poşetler ile caddede yürümeye ve alışveriş yapmaya devam ederken içine çöreklenen özlem ile telefonunu çıkarıp Ateş'i aradı.

Geriye yaslanarak karşısında duran modelleri dikkatle incelemeye devam ederken

"Ne diyorsun olur mu bunlar? "
Korkut'a dönerken bakışları ile gerekli mesajı sessiz bir dille yerine ulaşırken tekrar karşısındaki kızlarda gezdirdi bakışlarını. Ağzından çıkacak kararı merakla bekleyen bir kadın ve iki erkekten oluşan reklam şirketi görevlilerine döndü.

"Yani. Bence hanımefendiler pek bizim aradığımız kriterlere uygun değiller. " Ateş'in memnuniyetsiz ses tonu ile panikleyen görevliler hemen sorularını sıralamaya başladılar.
"Siz nasıl bir yüz istiyorsunuz? Kaç yaşlarında birini istiyordunuz? "

"Bu reklam filmi sonuçta geniş bir aileyi konu alıyor. O yüzden bana kalırsa daha güven verici, daha sade bir bayan olmalı."

"Bence de hanımefendilerin güzelliğine diyecek bir şey yok ama sanki bu reklam için fazla seksiler. " destek çıkan Korkut'a aşağı yukarı salladığı kafası ile onay verirken kadın kemik çerçeveli gözlüklerini parmağı ile geriye doğru iterken önerisini sundu.

"Aslına bakarsanız bu sorunu kıyafet saç ve makyaj ile de halledebiliriz. " Dikkatle karşısındaki modelleri incelerken masanın üzerinde titreyen telefonunu bakmadan açarak kulağına götürdü.

Işıl ise Ateş'in telefonu açmasını beklerken aklına gelen fikir ile Ateş'i biraz korkutmak için açmasını bekledi.

"Ateş, çek o gözlerini kızın üzerinden." Hala kızları incelerken kulağına dolan ses ile seslice yutkunan Ateş panikle olduğu yerde doğruldu.