A-26

48.1K 2.2K 20
                                    

Mekandan çıkıp arabasına binerken kapıdaki görevlilerden içeride kalan çantası getirmelerini rica etmiş, arabasında görevliyi bekliyordu. Arabanın içinde sessizce otururken az önce yaptığı şey için kendini kutlamakla meşguldü. Ön yolcu koltuğunun kapısı açılırken hızla kafasını kapıya açan kişiye doğru çevirdi. Yan tarafına oturan Çiğdem ile kaşları havalanırken beklentiyle bakıyordu. Giriş bölümünü geçerek direk konuya dalan Çiğdem konuştu.

"Kendine çok güveniyorsun değil mi Işıl?" Çiğdem'in sorusu ile yüzüne yerleşen kibir ile konuştu.

"Kendime güvenmiyor olsaydım şuan başarı elde etmek için çirkin hırslarla başkalarından medet umuyor olurdum. Tıpkı senin gibi. "

"Işıl, Sende biliyorsun ki savaşta her yol mübahtır. " Çiğdem'in söylediklerine kibirle gülerken konuştu.

"Görünüşe göre bu savaşta kendine güvenmiyorsan da bana güveniyorsun? Şu an arabamda oturduğuna göre."

"Ne yapabilirsin ki?"

"Gaz pedalı benim ayaklarımın ucunda duruyor Çiğdem. Tam şuan gazı köklesem ve önüme gelen ilk şeye çarpsam? "

"Bunu yapacak kadar psikopat olmadığını biliyorum Işıl. "

"Ama ona ne kadar aşık olduğumu hayal bile edemezsin. Ve Çiğdem aşkta da her yol mübahtır. "

"Benim baharım başlıyor Işıl. Sen de soğuk rüzgarlar eserken. "

"Benim soğuk rüzgarlarım senin baharının yanında cehennem sıcağı kalır Çiğdem. "

"Bu sefer değil Işıl. Bu sefer kazanan ben olacağım. "

"Sıkılıyorum artık bu laflarıdan. Bu savaşın mağlubu zaten belli ne beni yor ne de kendini."

"Her zaman kazanamazsın Işıl. Sıra bende. "

"Masal dinlemeyi bırakalı o kadar uzun zaman oldu ki Çiğdem." Çantasını getiren görevinin gölgesi arabanın içinde belirirken Çiğdem'deki bakışlarını kendi kapısına yönelirken konuştu.

"Şimdi arabamdan inersen evime gideceğim. "
Çiğdem altı fos bir özgüven ile arabadan inerken Işıl da görevliden çantasını alıp gaz pedalını kökleyerek oradan uzaklaştı.
*********

Ertesi gün soluğu yine Işıl'ın evinde alan Pelin Işıl'ı uyuyor bulurken evde olan haftanın belli günleri temizliğe gelen kadının sayesinde eve girerek ilk iş Işıl'ı uyandırdı. Oturduğu makyaj masasının önünde hem Işıl'ın kendine gelmesini bekliyordu hemde dün gecenin özetini geçiyordu.

"Göreceksin kasım kasım kasılıyor. Sanki Ateş'i yanına iç güveysi aldı. "

Ateş ve Çiğdem'i aynı cümle içinde duyunca ateş püsküren bakışlarıyla kafasını banyo kapısından Pelin'e uzattı.

"Ölmek istiyorsan başka bir katil bul kendine. Çünkü canımı sıkan başka bir kurban var listemin en başında. "

"Ateş mi? Çiğdem mi? "

"Sorman hata."

Giyinme odasına yönelen Işıl'ın peşinden giderek giyinme odasına girdi. Ortada duran elbiseye doğru ilerlerken giyildiği etek uçlarına bulaşan kirden belli olan elbise ile Işıl'a döndü.

"Bu elbise neyin nesi? "

Işıl eline aldığı kot pantolon ve suratında ki sırıtış ile Pelin'e döndü. Pelin'in gözleri fal taşı gibi açılırken çığlık atarak Işıl'ın yanına geldi.

"Geldin değil mi? " Gülerek kafasını onaylayarak sallarken Pelin soru sormaya devam etti.

"İnanmıyorum. Hani gelmeyecektin?"

ATEŞWhere stories live. Discover now