A-27

54.7K 2.1K 30
                                    

Korkut'un masasının önündeki koltuğa otururken bir şeyler ararcasına etrafına bakındı.
"Bir şey soracağım. Işıl buraya hiç geldi mi bugün? "

"Işıl mı? ne Işıl'ı? "

"Oğlum tanımıyor gibi niye konuşuyorsun? Işıl işte. "

"Yooo ben nereden göreceğim Işıl'ı? Hem sen nereden çıkardın? "

"Ne bileyim. Sanki buraya gelirken sesini duydum. "

"Aman sende sana öyle gelmiştir. Aşktan bunlar hep. "

"Öyle olsun bakalım. " Derken iyice oturduğu koltuğa yayıldı.

"Ee anlat nasıl gidiyor hayat?"

"Gitmiyor."

"Aşk yaramadı diyorsun. "

"Ulan zampara bir adamken daha rahattım. Şimdi beynimde çarşamba pazarı kurulmuş gibi her şey karman çorman. "

"Zamanında az beddua almadın tabi."

"Bana diyene bak. Hiç değilse ben birine vuruldum Uslandım. Sen?"

"Ben daha gencim ama sana da Işıl gibisi müstehak. "

"Davulun sesi uzaktan hoş. Hatun resmen ikilem. Bir geliyor, bir gidiyor. Bir parlıyor, bir sönüyor. "

******************

Seslice yutkunurken karşısındaki Mehmet beye baktı. Orta yaşlı adam yüzündeki samimiyet ile Işıl'ın tuttuğu elini sıktı.

"Çekinme. Haberim var her şeyden. " yavaşça elini çekerken çekingen bakışlarını etrafta gezdirdi.

"Ben ne diyeceğimi bilmedim şimdi. "

"Hadi gel sana bir kahve ısmarlayayım. Ne dersin? "

"Ben hiç vaktinizi almayayım. "

"Israr ediyorum." Kabullenerek kafasını sallarken yan yana şirketten çıkarak hemen yan tarafındaki kafe ye ilerlediler. Boynuna sarılı fuları çıkarırken çektiği sandalyeye çekingen bir şekilde oturdu. Gelen garson dan birer kahve isterken bir süre sessizce oturarak yan taraftan geçip giden insanları izlediler. Gelen kahveler ile dikkatleri kahvelerine kayarken duyduğu ses ile fincanında ki bakışlarını karşısındaki adamın suratına çıkardı.

"Annene çok benziyorsun. " dudağının kenarına konan kırık gülümseme ile tekrar fincana indirdi bakışlarını.

"Sanırım Allah sonumuzu benzetmesin demeliyim. "

"Benzemiyor zaten. Haldun ve İnci'yi az çok tanıyorum Haldun İnci'ye aşık değildi ama Ateş sana aşık Işıl. "

"Biliyorum zaten öyle olmasa bu kadar uğraşmazdım. Belki de bu kadar hata yapmazdım. "

"Peki neden? Neden kaçtın? Niye konuşmak yerine kaçtın?" Omuzlarını silkerken dudaklarını aşağı sarkıttı.

"Bilmiyorum. O an için en mantıklı geleniydi. Yani uzak durmalıyım diye düşündüm ama olmuyor yani, uzaklaşmaya çalıştıkça etrafında dönerken buluyorum kendimi. "

"Çok gençsiniz. Tüm bu aceleciliğiniz, bu tecrübesizliğiniz yalnız gençliğinizden. Tabiki daha önce bir çok ilişkiniz oldu ama büyüdüğünüzü fark ettirdi size bu ilişki."

"Evet öyle. İnanın kafam o kadar karışık ki. Birçok şeye sahibim ama onu düşünmek her şeyimi silip süpürüyor. Nelerim var ama onsuz her şey hiç oluyor. Yalnız o kalıyor geriye. Sürekli düşünüyorum. Ne yapabilirim? Nasıl geri kazanırım onu? Bazen o kadar çok yoruluyorum ki düşünmekten."

ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin