8.BÖLÜM

10.5K 660 42
                                    

IYI OKUMALAR!

SAVAŞ HAZNEDAR

Bir ömür böyle durabilirdim. Hiç sesimi çıkartmadan, hiç hareket etmeden bir ömür onunla bu kadar  yakın olabilmek için herşeyi yapardım. Gözlerim dolgun dudaklarında takılı kaldı. Sıcak nefesi yüzüme çarptıkca nefes almakta zorlanıyordum. Ben Savaş Haznedar bir kadının elinde oyuncak olmuştum. Bir yandan sinirleniyordum diğer yandan içim huzurla doluyordu. Onu öpmek için binlerce sebebim varken, öpemiyordum. İstesem bana karşı koyamazdı. Ben istediğimi alırdım. Peki o istemiyorsa ve bu yaptığım onu kırarsa? Ulan ben bunları düşünücek adam mıydım? Üstelik Eslem'de bu kadar heyecanlanmışken. Maden beni istemiyordu neden böyle bakıyordu. İkimizde ıslanmıştık. Bana yemek yapmıştı. Evinden kovduğu bağırdığı bana yemek yapmıştı. Lanet olası telefonu tekrar çalmaya başladı. Anlamıyorum ki Sedef benden intikam mı alıyor. Özgürle öpüşürken falan da aramadım. Acaba aradım mı? Eslem bende akıl mı bıraktı.

-Savaş bırak bak telefon çalıyor.  Dedi zar zor

Üstünde yarattığım etti beni bile şaşırttı. Tuttuğum kolunu biraz gevşettim. Canı yansın istemiyordum. Yine de bırakmadım. Biraz daha kendime çekip gözlerine baktım. Yeşil gözleri her zaman ki gibi parlıyordu. Adım gibi emindim heyecanlandığından.

-Sedefti.

Kelepçe gibi sardığım kolunu ellerimin arasından kurtarmak için kolunu çekmeye çalıştı.

-Bu beni bırakmaman için iyi bir sebep değil. Malum dün pek iyi şeyler olmadı.

Sesi kendini ele veriyordu. Hem korkuyor hemde heyecanlanıyordu. Benim gibi anormal bir adamın normal birine aşık olmasını beklemek aptallık. Ben ne kadar kasırgalar estiren bir adamsam Eslem'de bir o kadar dalgalarında insanları boğabilicek bir kadın. Bana dünü ya da bir önce ki günü hatırlatmasına gerek yoktu. Çünkü onu her ağlattığımda bana söylediği bütün sözler beynime kazınmış gibi her fırsatta canımı yakmak için en derinlerden saldırıyordu. O her ağladığında ben ölmek istiyorum...

-Sen delirttin beni. Seni şuan bırakmamak için çok iyi sebeplerim var.

Alayla karışık konuştum. Kolunu tekrar çekmeye çalıştı. Tekrar ve tekrar. Başaramadıkca hırslanıyor. Başaramadıkca sinirleniyordu.

-Neymiş o Savaş Bey?

Benim sakinliğime karşı fazla panikti. Yine de alaylı konuşmasından taviz vermiyordu.

-Canim öyle istiyor. Dedim

Ağzı o şeklinde açıldı. Şimdi gelde öpme.

-Sen bana sordun mu benim canım istiyor mu ?

Tatlı panik hali ve bu kadar yakınımda olması o kadar hoşuma gidiyordu ki... Sedef aramayı bırakmıştı. Umarım bu saatte buraya gelmezdi.

-Canının  isteyip istememesiyle ilgilendigimi sanmıyorum. Dedim

Verdiğim cevaplara karşılık vermekte zorlanıyordu. Gülmemek elde değildi. Kendi halini görse o bile gülerdi.

-Çok adisin. Seninki can benimki ne ? Bırak kolumu.

Çırpıntıkca kendini yoruyordu. İstemediğim sürece benden uzaklaşamazdı. Bunun farkındaydı ve boyun eğmemek için inatla kendini benden uzaklaştırmaya çalışıyordu.

HAZNEDARTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang