15.BÖLÜM

7.2K 371 29
                                    

ESLEM ÇELİK

Aradan geçen iki günün sonunda Savaş tatil için Uludağ planımızı organize etmişti. Saat 09:30 gibi evden çıkmış ve harika bir kahvaltı yapmıştık. Uzun zaman sonra kendimi bu denli mutlu hissediyordum. Kendi kendimizi mutsuz etmek için o kadar uğraşıyorduk ki elimizin tersiyle itiyorduk mutluluğu. Yıllarca yanımda duran mutluluğumu türlü bahanelerle yok sayarak aptallık etmenin burukluğu vardı üstümde. Sedef ve Özgür arka koltukda sarılarak uyurken ben dışarıyı izliyordum. Savaş arabayı kullanırken arada bana bakıyor, gülümsüyordu. Şimdi pişman olsam ne değişirdi?Kaybettirdiğim zamanı nasıl geri getirebilirdim?Getiremezdim. O giden zaman asla geri gelmezdi. O kadar pişmandım ki zamanda geriye gidebilsem hiç düşünmeden yanımdaki koca adama bir şans verirdim. Bursa'ya geldiğimizde aynı sessizlikle otele doğru ilerledik. İkimizinde üzerine çökmüş olan düşünceler konuşmamızı engelliyordu. Otel görevlileri bavullarımızı almak için geldiklerinde Savaşla kısa bir konuşma yaptılar. Sessizce Savaşı izliyordum. Tıpkı Savaş'ın senelerce yaptığı gibi. Neydi şimdi bu ? Suçluluk. Savaş yanıma geldiğinde elimden tutup yavaş adımlarla otele giriş yaptık. Özgür ve Sedef resepyonun önünde konuşuyorlardı. Aralarının düzelmesi çok guzel bir gelişmeydi. Sedef her ne kadar mesafeli davranmaya çalışsada olmuyordu. Zaten aşk karşı koyamamak değilmiydi?Savaş odaları ayarlarken Özgür ve Sedef'in aynı odada kalmalarını sağlamıştı. Bunu nasıl başardı bilmiyorum.

-Biz neden seninle aynı odada kalıyoruz ? Ben Sedefle kalırım. Şahsen Özgür'e hic güvenmiyorum.

Tamam sorun Özgür'e güvenmemem değil. Savaş'a ve kendime güvenmiyorum. Özellikle kendime.

-Ben buradayım ama ayıp oluyor.

Özgür yalandan bir gücenmişlikle konuşurken inatla Savaş'a bakıyordum. Bu durumu tek sorun eden kişi ben olamam. Olmamalıydım. Allah kahretsin bir benim sorunum mu bu. Destek ister gibi Sedef'e baktığımda ;

-Valla canım bende pek güvenemiyorum.

Sedef gülerek Özgür'e bakarken omzunu silkti. Tabiki benim yanımda olacaktı. Zafer benim der gibi Özgür'e bakıp sırıtırken Savaş her zaman ki gibi galibiyetimi aldı.

-Valla kızlar güvenseniz de güvenmesenizde bizimle kalmak mecburiyetindesiniz. Konu malum.

Konu git gide ciddileşirken hepimizi sessizlik almıştı. Sedef'in moralinin bozulacağını anladığımda Savaş'a dönerek konuyu değiştirme çabalarına çoktan girmiştim.

-Bu bir bahane mi ?

-Nasıl anlamak isterseniz.

Savaşın muzip çıkan sesine gülerek yetindim. Hep birlikte asansörün gelmesini beklerken Özgür'ün iması ile gerildim.

-Eslemciğim güzel kardeşim bence sen ağabeyime güvenme.

-Yok yok ben buna hiç güvenmiyorum. Siz ikiniz kalın biz ikimiz. Hayatım baksana senin aklına bile pis pis seyler sokmaya çalışıyor.

Savaş ve Sedef kahkaha atarken Özgür'le birbirimizi yerden yere vuruyorduk. Savaş elimden çekerek asansöre girmemi sağladığında Özgür'e de laf çarpmaktan geri kalmamıştı.

-Gerizekalı bu canım yapacak birşey yok hadi.

Özgür ağabeyine öldürücü bakışlar atıp, Sedef'e sıkıca sarıldı. Sarılamadığı, dokunup, öpemediği günlerin acısını çıkarmak ister gibiydi. Herkes odalarına dağıldığında Savaş'la başbaşa kalmıştık. Büyük odada çift kişilik bir yatak vardı. İçeriye girer girmez kendini yatağın üzerine bırakan Savaş'a yok artık bakışlarımı attım. En azından iki kişilik bir oda tutsaydı. Gözüm yatağın hemen çaprazında duran deri siyah koltuğa takıldı. Aynı odada kalacağız diye birlikle uyumak zorunda değildik. Bu düşüncenin beni germesi o kadar yersizdi ki neden bu kadar gergin olduğumu anlayamıyordum. Belkide bu duruma alışmak istemiyordum. Daha sonra tek başıma uyumak büyük bir ızdıraba dönüşeceğe benziyordu. Sırf Savaş bunu kendisi anlasın diye gülerek imada bulundum.

HAZNEDARWhere stories live. Discover now