20.BÖLÜM

6K 266 102
                                    

ESLEM ÇELİK


Acı beni terk etmeyen tek şeydi. Savaş arabaya binip depoya geldiğinde kalbim normalin dışında, hızla atıyordu. Buraya geldiğimi gördüğünde vereceği tepkiyi kestiremiyordum. Yinede arkasından arabadan indim ve koşar adımlarla arkasından depoya girdim. İçeriye girdiğimde gördüğüm ilk şey Savaş'ın Doruğun yüzüne indirdiği yumruk oldu. Gür sesi depoda yankılanırken Doruk da karşılık vermek için ayağa kalkmıştı.

-Napıyorsun lan sen? Amacın ne senin!?


Bir an olsun durup ne kadar ileri gideceğini görmek istedim. Ne kadar kötü olduğunu bilmek istedim. Huzurla koynunda uyuduğum adamı böyle görmeye dayanabilirmiydim? Annem de babamı buna rağmen mi sevmişti? Ya da bunları bildiği kabul ettiği halde beni babama nasıl bırakmıştı? İçimde bir yerlerde yıkılan şeylerin canımı yakmasına izin vermeden kendimi toparlamaya çalıştım.

-Savaş!

Beni görmesi için beni duyması için var gücümle ismini haykırdım. Onu böyle görmek istemiyordum. Keskin bakışları beni bulduğunda ürperdiğimi hissettim.

-Ne işin var senin burada?

Sesindeki öfke gitmemi istediğini belli ediyordu. İnatla bir adım atarak üzerine ilerledim. Doruk yerde yüzü dağılmış bir şekilde nefesini düzene sokmaya çalışıyordu.

-Delirdin mi sen ?

Dedim elimle Doruğu işaret ederek. Ama yanına yaklaşmaya cesaret edemedim.

-O bunlari yapmadan önce bunları göze almış Eslem daha fazla onun için korkma bence.

Sesindeki kinaye midemi bulandırmaya yetmişti. Konu ben olunca her seferinde başka bir adam oluyordu.

-Savaş yeter bu kadar. O da anlamıştır zaten benim seninle olduğumu. Senin olduğumu.

Bunu Savaşı sakinleştirmek için söylemiş olsam bile artık kabullenmiştim. Ben onundum. Onun bir parçasıydım. Ve bir kez daha Savaş Haznedar'ın isterse herşeyi yapabileceğini anladım. Ben burda olmasaydım asla durmazdı.

-Senin bu adamla ne işin var ?

Doruğu sesindeki hayal kırıklığını göz ardı ederek savaşa baktım. Sesini duyduğu anda gözlerinde yeniden büyüyen öfkeye şahit oldum. Allahım bu nasıl bir aşktı ki ondan korkarken bile ona koşmak istiyordum. Gün geçtikce beni yok ediyordu. Üstelik tek yok olanda ben değildim.

-Sanane lan!

Savaş tekrar ilgisini Doruğa vermiş onu öldürmek ister gibi baktığında "Doruk sus!" diye bağırdım. Savaşa yaklaşıp kolunu tuttum. Kokusu burnuma doldukça içimde birşeyler hareket ediyordu. Ne kadar güzel kokuyordu. Benim huzurum olan adam başkalarına kan kusturuyordu.


-Savaş bırak gitsin. Bizde eve gidelim artik.

Şuan istediğim tek şey buydu. Savaş yanımdan geçerek Doruğa ilerledi.

-Iyi dinle lan şimdi beni. Eslem. Benim. Sadece benim. Anlatabiliyormuyum? Ben varım onun için sadece bu konuda da hem fikirmiyiz? Ve ben benim olanı asla ama asla paylaşmam bunu da anlayabildin mi? Tekrar Eslemi rahatsız ettiğini duyarsam, görürsem ya da hissedersem şuan ki halini mumla ararsın burda yaşatmam lan seni duydun mu?

HAZNEDARWhere stories live. Discover now