11.BÖLÜM

8.5K 461 43
                                    

ESLEM ÇELİK

Ölüm kara bir delik gibi beni içine çekerken gözlerimi araladım. Sedef merdivenlerin yanında kanlar içinde yatıyordu. Nefes almak bu kadar zor muydu ? Nefes almaya çalışan ama başarısız olan küçük balıklar gibi hissediyordum. Kan kokusu eve sinmiş her nefes aldığımda ciğerlerimi yakarak içime işliyordu. Şimdi ikimizde ölüyorduk. Söz verdiğimiz gibi aynı anda yan yana. Karanlığa teslim olmamak elimde değildi.

                                                              *           *          *


Sesler duvarlara çarparak kulaklarıma doluyordu. Ugultu eşliğinde araladığım gözlerim bana oyun oynuyordu. Gördüğüm ilk şey gökyüzü olmuştu. Etrafında kim olduğunu bilmediğim yüzler üstüme üstüme geliyordu. Gözlerimi tekrar kapattığımda sesler artık ugultu olarak bile kulaklarıma değmiyordu. Üşüdüğümü hissediyordum. Çok üşüyordum ve canım yanıyordu. Kalkmak istiyordum. Şimdi karanlığa teslim olursam bir daha uyanamayacakmışım gibi geliyordu.

                                                             *             *               *


Deniz kenarında kumların üzerine oturmuş olan Sedefin yanına ilerledim. Ne işi vardı burda ?


-Sedef ! Dedim


Sesim yankılanarak yok olurken adımlarımı daha büyük attım. Yanına gitmeye çalıştıkca uzaklaşıyordum. Etrafta kimse yoktu. Az önce arkası dönük bir şekilde oturan Sedef kaybolmuştu. Burayı hatırlıyordum. Her sene geldiğimiz Sedeflerin Dikili'de ki yazlığıydı.

-Sedef !


Bütün gücümle bağırdım. Koşmaktan nefes nefese kalmıştı. Biri tarafından izlendiğimi hissediyordum ama onu göremiyordum. Arkamı dönüdüğümde ilerideki evde Savaşı gördüm. Uzun elbisemin eteğini kavrayıp koşmaya devam ettim. Eve doğru attığım her adımda Savaşa biraz daha yaklaşıyordum. Üstelik Sedef gibi ortalıktan kaybolmamıştı. Oradaydı veranda da oturuyordu. Merdivenleri çıkarak Savaşa ulaştım.

-Savaş. Dedim elimi elinin üzerine koyarak.


Yüzüme bakmıyordu. Mavi gözleri her an ağlamaya hazırmış gibi dolu doluydu. Dalga sesleri o kadar yogundu ki kafamı çevirip denize baktım. Az önce olduğum yerde sedef duruyordu. Delirmek üzereydim.


-Savaş ben burdayım. Savaş sana diyorum. Bak geldim. İyiyim ben.


Bağırdığıma emindim ama sesimi kendim bile duymuyordum.

-Ağabey hadi içeriye gel. Sedefte Eslemde gelmeyecek artık.


Özgür içeriden ağabeyine sesleniyordu. Ne demek Sedefte Eslemde gelmeyecek. Ölmüş olamazdım. Burdaydım. Sedef merdivenlerin başında bana bakıyordu. Savaşsa içeriye Özgürün yanına gitmişti. İstemsizce akan gözyaşlarımı elimi tersiyle sildim.


-Hadi gidelim.


Elini bana doğru uzatmış olan Sedefe ilerledim. Elini tuttuğumda beni denize doğru çekmeye başladı.

HAZNEDARWhere stories live. Discover now