2.Gece

196K 4.1K 323
                                    

Kollarımı göğüsüne yaslamış öylece durmuş altımda duran adama bakıyordum. Kafam karışmıştı. "Ne demek istiyorsun?" diye sordum, ani farkındalıkla  tanımadığım bir adamla ilk defa senli benli konuştuğumu fark ederek irkildim. Bu saf samimiyet neydi? Şu anda üzerinde olduğum için mi? Altımda hissettiğim altın vücut için mi? Çakırkeyif olduğum için mi? Ah, hala adamın üstünde uzanıyorum!

Ben henüz hareket edemeden konuştu ve kulaklarıma dolan kelimeleriyle yapmaya çalıştığım şeye engel oldu. "Diyorum ki; geleceğini biliyordum da bu hızla değil. Beni yanılttın."

Ha? Ne diyor bu? Salak salak suratına baktım.  "Nereye geleceğimi?"

Gözlerinden geçen 'Aptal mısın?' bakışı kendimi ek olarak gerizekalı gibi hissetmeme sebep olsa da biraz sonra bende buzlu su etkisi yarattı. Yuh!

"Affedersin de ne saçmaladığını sanıyorsun? Sana neden geleyim ben?"

"Öyle mi? Yani benim için burada değilsin?"

"Evet, öyle." Düzelttim. "Yani hayır, senin için değil." Of, bu neydi böyle ya? Neden açıklama yapıyordum sanki! Kimdi bu adam? Onat beni bu gece tam bir gerçek aptala çevirmişti!

"Peki öyle ise hala üzerimde ne arıyorsun?"

Birkaç saniye sessiz kaldım. Pat diye bulunduğum halden hiç olmayan şeyler çıkarmasını beklemiyordum tabi. Küstah! Acaba çok mu yiyecek gibi bakmıştım? Bakmış olsam bile böyle bir izlenimi nasıl verebilirdim? Ah, bende bir sorun yoktu bence sadece megaloman herifin tekiydi işte!
Kendimi bu durumdan kurtarmak 'İçeride aldatılıyorum!' diyemeyeceğimden en iyisi kendimi savunmaktı. Savunmaya geçmem gerekiyordu.
"Kapının açık olduğunu bilmiyordum. Geriye çekileyim derken üzerine düştüm." Savunma!Kesinlikle tam bir aptala dönmüşüm!
"Hem bu kapı neden açık? Beni mi gözetliyordun?" Ve daha da battım!

Alaycı bir şekilde suratıma bakıp yüzünü ekşitti. Hülyalara dalmak üzereydim, acı ama bir gerçek ki bu hali bile çok tatlı. "Tam sen üzerime atlamadan önce çıkmak üzereydim." dedi.

Ani bir şekilde daldığım hülyalardan koptum. İçimde öfke dallarının yeşerdiğini hissediyordum. "Üzerine atlamadım!"

Kaşlarını kaldırarak 'Cidden mi?' der gibi baktı. Çattık ya! "Bak" dedim işaret parmağımı kaldırıp ters yöne döndürerek arkamda kalan odayı işaret ettim "İçerideki benim sevgilim ben buraya ona bakmaya geldim, burada olmamın seninle zerre alakası yok."

"Sevgililerini kapıdan mı dikizlersin sen?"

"Hani beni gözetlemiyordun?" Gülümsedim. Güzel sıkıştırmıştım. Sonunda! Merakla ne cevap vereceğini beklerken Onat'ın bulunduğu odadan tiz bir inleme sesiyle kadının çığlığı duyuldu. Çığlık! Yuh kadına ne yapıyor!
Bir kez daha Onat'ın beni aldattığı gerçeğiyle karşı karşıya gelmiştim.
Bu şimdi olmak zorunda mıydı? Doğruyu söylerken yalancı çıkartılmıştım!

"İçeride olanın sevgilin olduğuna emin misin?" diye sordu çocuk haklı olarak. Kaşlarını çatmış ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Anlayamazsın, bende anlayamıyorum ki! Çok rahat bir bedenin , çok da etkileyici bir suratın var ve ben çakırkeyifim. Ah, iyice boka batmıştım.

"Sevgilimdi." diye cevapladım sorusunu mecburen. Derin bir iç çektim."Bir saat öncesine kadar birlikteydik."

Alaycı bir şekilde güldü. "Öyleyse sende aralarına katılmaya mı geldin?"
Ne kastettiğinin farkında mıydı bu adam? Terbiyesiz! Kafamı şiddetle sağa sola sallayarak "Hayır, tabiki hayır" dedim. Açıklama yapmak zorunda değilsin aptal Mehir!

KORWhere stories live. Discover now