30.O Aren di

89.6K 2.8K 90
                                    

Milyonlarca şaşkın hücremin arasından şüpheyi hiç bırakmamış olan bir kaçı ayyuka çıktı. Aren neden bana o şekilde davranmıştı? Geceden beri var olan gerginliğinin sebebi neydi? Aren'i bana aşkını ilan edecek kadar korkutan şey neydi? Tüm bunların babam ile bir ilişkisi var mıydı?

Ağzım tüm bu düşünceler bir kasırga misali nevrimi döndürürken şuursuzca açılıp kapandı. Ve yine açılıp kapandı!
Pes ederek kalbimden geçeni bir kenara attım ve devreye giren mantık ve merağım ile düşüncelerimden birini dile getirdim.

'Bunu bana neden şimdi söylüyorsun?'

Evet , kıyamadığım beklentili yüzüne verebileceğim yanıtlardan muhtemelen en hayal kırıklığı dolu olanı seçmiştim.
Ama bu sefer salak merakımdan doğan saçma bir soru baş göstermemişti bence. Bu sefer en mantıklı, sorununun ne olduğunu anlayacağım en net soruyu sormuştum.

Ve o da beni anlamıştı. Derin bir nefes alıp verdi ve yutkundu. 'Uygun bir yere gidelim , sana anlatacağım.' diyerek şakağıma öpücüğünü kondurdu ve beni kucağından tekrar eski yerime oturttu.

Şikayet etmeden sabırla gideceğimiz yeri bekledim. Sakladığı her neyse tüm gördüklerimden sonra daha fazla saklayamayacağını anlamış olmalıydı.
Karanlık gece de bilmediğim oldukça yüksek ,tüm manzaranın ayaklarımın altında olduğu ışıklarla dolu bir tepede durdu. Etraf oldukça ıssız gözüküyordu.
O inince bende ardından kapımı açıp indim. İlerleyip aşağıdaki manzaraya bakarken telefonunun çaldığını işittik. 'Birazdan geliyorum' dedikten sonra park ettiği arabanın arkasına geçti konuşmak için.
Kaldığım yerden ilerleyerek taşın üzerine yerleştim ve büyülenmişcesine etrafı izlemeye başladım. Ne güzel, ne huzurluydu!

Ben dalgınlıkla etrafı izlemeye koyulmuşken hissettiğim hareketlilik ile birden irkildim. Aren, beni kaldırmış kucağına alıyordu. Yan bir şekilde kucağına yerleştiğimde başımı uysalca göğsüne yaslayıp ayaklarımı taşa uzattım. Yarım saat önceki öfkemden eser kalmamıştı. Bana böyle romantik bir adammış gibi davrandığında istemsizce tüm yelkenlerim suya iniyordu.

Birlikte manzarayı izlerken merakla görüntüden uzaklaşmış bir an önce anlatmaya başlamasını bekledim.

'Yıllar önce , önceden kastım henüz ben bile ortada yokken.' 'Babam , halam ve senin baban üçü çok yakın arkadaşmış.' 'Aslında şöyle söylemek daha doğru baban babam ile arkadaş, halam ile de sevgiliymiş.' dediğinde şaşkınlıkla kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
Ağzımı açıp böyle bir şeyin nasıl olduğuna dair söylenmeme izin vermeden 'Dinle.' dediğinde meraktan yine başımı göğsüne yaslayıp etrafı izlerken onu dinlemeye koyuldum. 'Daha sonra şirketlerin başına geçince birlikte ortaklık kurmaya kadar gitmiş samimiyetleri , babam evlenmiş ben dünyaya gelmişim.' 'Ama sanırım ben henüz çok küçükken olmuş olmalı ki babanı hatırlayamıyorum.'

'Ne olmuş anlamadım?' dediğinde zar zor şaşkınlıkla refleks olarak konuşmuştum.

'Baban ile halam nişanlanmış , ama sonrasında bildiğim kadarı ile baban nişanı attı ve annen ile evlendi.' 'Aralarında ne geçtiğini bilmiyorum.' 'Bundan dolayı aralarındaki ortaklık bozuldu , babam ile baban birbirlerine açıkça düşman oldular.'

Tam anlamıyla şoktaydım! Tüm bunlar , asla ama asla beklediğim konuşma bu değildi.  Sadece birbirlerini sevmediklerini düşünmüştüm. Benim sevgilim Aren aslında tanıdığımız biri miydi yani?  İçim aklıma gelen diğer bir şey ile öfke ile doldu. Babam kadını annemle mi aldattı acaba? Adi babam!

'Halan nerede şimdi?' diye sordum yüzüne bakarak.

Gözlerinden uzun bir hüzün geçti. 'Trafik kazası gerçekleştiğinde o da annem ile birlikte arabadaydı.'

KORWhere stories live. Discover now