~ 'Yakınlaşma' ~

105K 3K 306
                                    



'Aklından ne geçiyor?' diye sordum ona doğru dönerek . Benim ardımdan dış kapıyı kapatmış bedenini kapıya yaslamıştı.

'Bilmem , sen söyle' dedi haylazca gülerek.

Peki, haline bakılırsa tahmin etmek çok da zor değildi.
Konuyu geçiştirerek "Acıktım bir şeyler yiyelim' dedim .
Ki bu yalan da sayılmazdı aslında çünkü kahvaltı edeli epey olmuştu.

'Ben misafirim , bana hizmet etmesi gereken sensin niçin teklif ediyor muşsun gibi konuşuyorsun?' diye sordu burnu havada ses tonu ile.

Derin bir nefes aldım. 'Kendi evindeyken böyle söylemiyordun ama ?'

'O zaman durum farklıydı.' dedi şişme mantosunu çıkarıp portmanto ya asarken.
'Bil diye söylüyorum ve ifadene bakılırsa öyle yapacaksın , eğer yemeklere nane koymaya kalkarsan kendine etmiş olursun.'
'Spreyim bavulum da.' dedi yeni farkına vardığım elindeki kabin boy siyah bavulunu sallarken.

Yok , yok ben bu adamla baş edemeyeceğim!

Beden dilim içimden geçeni belli edercesine omuzlarım çöktü.
'Pizza sipariş et , üzerimi değiştirip çorba yapacağım' dedim aynı şekilde odama doğru ilerleyip onu tek başına bırakarak.

Şimdiden başlamıştı , kim bilir bu akşam beni daha neler bekliyordu!

Ne olur ne olmaz diye kapımı kilitleyip dolabımdan kendime gerekli eşyalarımı aldım ve banyoma ilerledim. Üzerimdekileri kirli sepetine atıp duşa ilerledim. Tahmin ettiğim gibi gecikmeden regl olmuştum . Aşırı sancım olmasada her zaman ağrılı geçerdi özel günlerim. Rahatlamak amacıyla sıcak suyu açıp bir süre altında kaldım.

İçeride Aren in bekliyor oluşu anlayamadığım bir şekilde karnıma ben hafifletmek isterken aksine daha beter sancıların saplanmasına sebep oluyordu.
Ne kadar rahatım!
Aren içeride beni bekliyor!

Hızla havluma sarınıp duştan çıktım. Gerekli şekilde iç çamaşırlarımı giyip üzerime pijamalarımı geçirdim. Üzerimde malum günümden kaynaklı her an uyuyacakmışım gibi bir bitkinlik vardı. Saat de zaten akşam yedi ye geliyordu .'Yemeği yedikten bir süre sonra uyuruz illaki' diye düşündüm.

Odamdan dışarı çıkıp sessizliğin hakim olduğu holü geçerken sanki evde hiç kimse yokmuş gibiydi .
Biraz daha ilerleyip salona geçtiğim de onu koltuğa kurulmuş çatık kaşlarla elindeki aile albümüme bakarken buldum.

'Ne yapıyorsun?' diye sordum. Meraktan Yanına koltuğun koluna popomu koyup neye baktığını görmeye çalıştım.
On yaşındaki resmime bakıyordu. Annem, babam , ben ve o sırada aşık olduğumu düşündüğüm ilk aşkım Emre.
Bu fotoğraftan biraz sonra İzmir den taşınmışlardı ve benimde aşkım maalesef o noktada bitmişti.

Bana sarılmış Emre ye mi bakıyordu acaba öyle ?

'Annene hiç benzemiyorsun?' dedi kafasını resimden bana doğru kaldırıp.

'Bilmem babama benziyorum herhalde.' dedim çünkü babam yakışıklı adamdı.

'Ona da benzemiyorsun ki.'

'Ne kadar saçma sorular soruyorsun , sen çok mu benziyorsun sanki .' dedim gülerek.

'Evet , babama benzetiyorlar.'

'Hadi oradan , baban çok yakışıklı bir kere.' dedim kalkıp mutfağa yürürken imayla gülümsedim.

Güldüğünü işittim. 'Peki bu çocuk kim?' dedi mutfakta ki bana seslenerek.

KORWo Geschichten leben. Entdecke jetzt