42.Evleneceğim!

57.2K 2.3K 180
                                    

Kapıdan sesler gelmeye devam ederken Arene daha çok sığındım. "Kapı kırılır mı?"

"Hayır, imkansız." diye yanıtladı beni.

"Peki öyleyse açmayalım." dedim. Aklıma gelen en mantıklı seçenek buydu.

"Artık yüzleşmenin vakti geldi. Sen benim sevgilimsin! Ondan gizlenmeyeceğiz." dedi kararlı bir ses tonuyla.

Korkuyla nefesimi tuttum. Olacak şeyleri az çok tahmin edebiliyordum. Kavga edeceklerdi!

"Hayır!" dedim inlercesine. "Başka bir yol bulalım."

"Gel." diyerek ayaklandığında onunla birlikte kalktım. Kapıya doğru adım atarken arkasından ilerliyordum. Eren artık dur durak bilmeden bağırmaya başlamıştı. "Ben açayım?" dedim Arene belki beni gördüğünde yumuşar diye umut ederek.

"Hayır , sorun yok." diyerek beni arkasına aldı. Eli kapıya uzanırken korkuyla gözlerimi kapadım. Nitekim fazla uzun sürmemişti. "Ulan!" sesi eşliğinde yüzüme vuran rüzgarla gözlerimi tekrar açtım.

Eren yanımdan Areni alarak biraz uzağımda , mutfağın dibindeki duvara yaslamıştı. Elini kaldırdığını gördüğümde onlara doğru yöneldim ama önüme dikilen arkadaşlarım yüzünden yanlarına ulaşamadım. Hep beraber gelmişler!

Onları özlemiştim. Dayanamayıp o karışıklıkta birbirmize kenetlendik. Birkaç saniye sonra Erenin sesiyle irkilerek kızlarla sarılmama son verdim.
"Bu sondu!" diyordu elleri Arenin yakasında bağırarak. "Mehiri de alıp gideceğim buradan! Ne sen ne de dayım yanında olmayı hak etmiyorsunuz!"

Aren hızla Erenin yakasında olan ellerini indirdi. "Onu benden ancak cesedimi çiğnersen ayırabilirsin! O benim!"

Hayır! Hayır!
Erenin savurduğu kolunu gördüğümde hızla gözlerimi kapadım. Çıkan ezilme sesi yüzümü buruştururken gözlerimin dolmasına sebep oldu. Hiç kimsede iz istemiyordum.

"Çekilin önümden." dedim kızlara. Onları ancak ben ayırabilir mişim gibi duruyordu. Yani umarım. Of!

Önümde duvar olmuş arkadaşlarım gözleriyle beni baştan aşağı inceleyerek birbirlerine baktılar ve aynı anda "İyi!" dediler. Sabırsız bir şekilde çekilmelerini beklerken kalite kontrol devam ediyordu. Yine birbirlerine bakarak aynı anda "Barışmışlar!" dediklerinde duyduğum ikinci ses ile daha fazla dayanamayarak açılmalarını sağlayıp aralarından geçtim.

Ne kadar ona kafa tutuyor olsada Erene kıyamadığını biliyordum. Aren Erene vurmuyordu. Onun çenesi kızarmış dudağı patlamıştı ama Erende hiç bir değişiklik yoktu.

"Eren! Yapma!" dedim ona atılarak.

Erenin kaldırdığı kolu sesim sanki şok etkisi yaratmışcasına havada asılı kaldı. Yüzü anında bana döndü ve inanamıyormuşcasına bir ses tonuyla "Mehir!" dedi.

Bir an sonra kollarının arasındaydım. Beni sıkı sıkı sarmış , burnunu saçlarıma gömmüştü. "İyisin." dedi kulağıma fısıldayarak.

Aren ile göz göze geldim. Tüm olanlara rağmen bize tebessümle bakıyordu. Ne olursa olsun onu çok seviyordum. "İyiyim." diye karşılık verdim Erene.

Geriye çekilip ellerini yüzümde ve bedenimde gezdirip beni kontrol etti ve tekrar "İyisin." dedi.
Gülümsedim. "İyiyim, hatta çok iyiyim. Ama lütfen artık kavga etmeyin. Lütfen Eren."

Ellerini ani bir şekilde sıktığı omuzlarımdan iki yanına indirdi. Gözlerinde an be an büyüyen şaşkınlığı görebiliyordum.

"Sen..." dedi cümlesinin devamını getiremedi. Yutkundu. "Siz..." "Siz ikiniz?"

KORWhere stories live. Discover now