¤ Ev ¤

163K 4K 303
                                    

Yumuşacık yatağımda gerinerek gözlerimi açtım , çıplak vücuduma değen ipek çarşaf ultra rahat hissettiriyordu. Gözlerim bulunduğum yabancı odayı tararken , az önce çıplak olduğumu ifade etmiş olduğum gerçeği ile afalladım.

Neredeydim?

Neden çırılçıplak bir şekilde yatağın ortasında uzanıyordum ?

Aklıma gelen şey ile irkildim.
Yok , olamazdı herhalde öyle değil mi ?

Zaten sızlayan beynimi zorlayarak hatırlamaya çalıştım. Zihnime dolan görüntüler karşısında gözlerim fal taşı gibi açılmış suratımda iğrenir bir ifade oluşmuştu.
Beni öpmesine izin verdiğim yetmiyormuş gibi bir de adama karşılık vermiştim .
Ozaman burada ne arıyordum ?
Beni yatırıp gitmiş miydi acaba ?
Belki kıyafetlerimi çıkartıp gitmiştir.
Etrafa bakındım sağ tarafımda bana ait olmayan bir cüzdan anahtar ve telefon vardı .
Tamam , sakin ol ! Hemen kötü düşünme .
Belki yaklaştık ama işi pişirmedik.

İç sesim 'neden çıplaksın ozaman ' diye acımasızca fısıldadı.

Ne kadar geciktirirsem geciktireyim başka türlü bir sonuca varamayacaktım . Üzerimdeki çarşafı kaldırmaya yeltendiğim sırada çaprazımdaki kapı gıcırdayarak açıldı ve ben onun yerine çarşafı göğüslerime kadar çekmekle yetindim.

Açılan kapı ile birlikte odaya yayılan buhar ve beraberinde o gözüktü. Çıplak ayaklarıyla birkaç adım atıp olduğu yerde durdu.
Gözlerimle aşağıdan yukarıya doğru çıkıyordum. Malum yerine sardığı küçücük havlu her an yerinden kayacakmış gibi duruyordu. Bronz teninden akan su damlacıkları göğsünden beline doğru akıyor havlunun bağlı olduğu kısımda kayboluyordu. Tam kalbinin üzerinde şeklini tam olarak adlandıramadığım bir dövme vardı. Islak saçları yana doğru savrulmuş uçlarındaki sular parlıyordu. Dolgun alt dudağını dişlerinin arasına almış üst dudağı güler gibi kıvrılmış güneş vuruyormuşçasına parlayan yeşil gözleriyle muzipçe bana bakıyordu. Bulunduğum odaya güneş doğmuş gibiydi.

Tamam , taramam bitmişti. Muhtemelen şuan ağzım beş karış açık bir şekilde ona bakıyordum .
Her an kahkaha atacakmış gibi eğlenen ifadesi de bu yüzden di besbelli.
Bu adam niye benimle yatacaktı ki ?
Bana kalırsa söz konusu bile olamazdı .
Gözlerinde ileri derecede miyop-astigmat karışımı birşeyler mi vardı acaba ?
Öpüşmemizde söz konusu değildi. Ama öpüşmüştük.
Sormadan ögrenemeyecektim. Böyle birşey de nasıl sorulur du ki ?
Merhaba , acaba ben burada ne arıyorum mu ? Yada direk neden çıplağım desem ?
Ben nasıl başlayacağımı düşünürken benden önce davranıp konuşmaya başladı.

Sol elinde bulunan saç havlusuyla başını yana eğmiş saçlarını kurularken ' Hala buradasın ? ' dedi benden yanıt beklercesine .

Gitmeli miydim ki ? Sorunu es geçtim. Başım yeterince ağrıyordu. Daha fazla eziyet etmesine izin vermeyecektim.
'Hatırlayamıyorum ' deyiverdim birden .
Kafasını kaldırıp çatık kaşlarla bana baktı.

-Ne ?

-Duydun işte. Ben , neden buradayım ?

-Söylediklerini duyuyor musun ?

-Şey , biz ...

-O yatağın içinde neden çırılçıplak yattığını sanıyorsun ?

-Nereden bileyim belki geldim buraya soyundum uyudum .

-Evinde yatağına soyunup mu yatıyorsun ?

Cevap vermedim. Bana istediğimi vermeyecekti. Çarşafı kaldırıp görmeye henüz hazır olmadığım gerçekle göz göze  geldim.

KORWhere stories live. Discover now