46.Mezar

38.9K 1.6K 65
                                    

Merhabalar, bu bölüm biraz kısa ve geçiş bölümü gibi oldu. Bir tane olmalıydı , ama çok kısa zamanda bugünün anlam ve önemine dair bir bölüm yazacağım. Saçma gelsede biz anlamlandıracağız😂 İyi okumalar🌸

İkili kanepede oturmuş kahvemi yudumlarken bana yabancı olan evde gezdiriyordum gözlerimi. Bulunduğum odada yeşil rengin hakim olmasından dolayı sanırım Eren yeşil rengini oldukça seviyordu. Genellikle Yeşil , siyah ve kahverengi. Evimde olanların ardından Erenin evine gelmiştik. Onlar beni göz hapsine tutmuşken benim aklım etraftaydı. Merak etmiştim ama şimdi geri kalan yerleri gezmek için izin istesem asla vermezlerdi.
Kahvemi önümdeki sehpaya koydum ve gözlerim ikisini buldu. "Gerçekten gayet iyiyim." dedim rahatlayacaklarını umduğum bir gülümseme eşliğinde.

"Yani şimdi her şeyi mi hatırlıyorsun?" dedi Aren inanamaz bir ifadeyle.

Hemen ardından "Tüm her şeyi?" diye ekledi Eren.

"Tüm hepsi mi bilemiyorum." dedim omuzlarımı silkerek. "Ama bir çok şey olduğunu söyleyebilirim."

"Ama sakinsin, ağlamadın , hatta bunun yerine durmadan gülümsüyorsun." dedi Eren oturduğu koltuktan kalkıp yanıma oturdu. Elini alnımda ve suratımda gezdirdi. Ateşim mi olması gerekiyordu?

"İçimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum , diyorum ya gerçekten iyiyim." dedim bugün kaçıncı kez bunu tekrar ettiğimi düşünerek. Fazla üzerime geliyorlardı. Ben iyiydim!

Bir kez daha kahvemi elime almıştım ki Eren elimden kahveyi alarak geri sehpaya koydu. Arene dönüp "Haydi." dedi ve beni kolumdan tutarak kaldırdı.

"Yine nereye ya?" Arenin de bizimle birlikte ayaklandığını görünce "İyi alıştınız ama siz!" diye şikayet ettim ama tepkimin pek yerine ulaştığı söylenemezdi, beni dikkate almadılar.

Arka koltukta giderken nasıl oluyor da aralarında bu kadar hızlı ve net anlaşabildiklerini düşünüyordum. Çocukluk arkadaşlarım bile bakışlarımdan zor anlam çıkartıyordu yani. Hele Sena epey bir zor!

Tanıdık yollardan geçtiğimizi fark ettiğimde kaşlarımı çattım. Nereden hatırlıyordum ben bu yolu? İyice kurcalamamın sonunda tam dank ettiği sırada araba durdu. Ruh sağlığı merkezi! Off!

"Yahu siz bana inanmıyor musunuz?" dedim arabadan indiğimde.

"Tabiki inanıyoruz ama bir de bu işin uzmanı baksın, o zaman içimiz tam olarak rahat edecek, tamam mı?" Pekala. Kadında benim söylediklerimi söyleyecekti nasıl olsa. Ben şokta falan değildim, gayet kendimdeydim. Gizlediğim bir şeyim yoktu. Kafamı onaylar bir şekilde salladım ve binaya ilerledik.

Sekreter randevusuz olmamıza rağmen Doğan soyismini duyar duymaz bizi odaya yönlendirmişti. Gözlerimi devirdim. Şaşırdım mı? Tabiki hayır.
İçeri girdik ve kadının karşısındaki koltuklara yerleştik.

Psikiyatrist sadece bana yönelerek meraklı bir ifadeyle "Sorun nedir?" diye sordu.

Geçirdiğim günü eksiksiz olarak ona aktardım. Anlatırken bana inanmaları için Aren ve Erene bakıyordum ama onlar psikiyatristin gözlerine bakıyordu ne diyecek diye. Sözlerimi bitirdiğimde "Normal olmadığını düşünüyoruz." dedi Aren kadına. Gösteririm ben sana! Normal değilmişim!

Sibel Ereninde onaylaması üzerine bana döndü. "Bana hatırladığın herhangi bir anıyı anlatabilir misin lütfen Mehirciğim?"

Ciğim mi? Yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum. Odaklanmam gereken başka bir şey vardı. Pekala. Bir süre hangisini anlatabileceğimi düşündüm ve sonunda en çok etkilendiğim görüntülerden birini aktarmaya karar verdim.
"Dayımla çok samimiyiz. Onu babamdan çok daha fazla seviyorum ve o da bana babalığı üstlenmiş gibi duruyor. Hatta bazen beni Arenden daha çok sevdiğini düşünüyorum. Çoğu gece onun koynunda uyuyorum. Bana masal anlatırken Aren hep diğer tarafa kıvrılmış oluyor. Aren yaş olarak hikaye dinleme yaşını geçtiğinden onun bizi izlediğini düşünüyorum."

KORWhere stories live. Discover now