49.İyi ki...

37.4K 1.4K 97
                                    

"Konuşmak istiyorum Mehir , lütfen."

Konuşmak mı? İçeride ne olduğunu biliyorlar mıydı? Yoksa bu bir rastlantı mıydı? Çok , çok yanlış bir rastlantı!

"Şimdi olmaz." deyiverdim bir anda ama kendimi garip hissetmiştim. Yaptığım yanlış bir davranıştı. Babamı kapımdan kovmuştum resmen.

"Yani şu an uygun bir zaman değil." dedim toparlamaya çalışarak.

"Bana , beni böyle bir günde yanında istemeyeceğin kadar mı kızgınsın Mehir?" dediğinde dondum kaldım. Biliyordu! Az önce var olan öfkem bu sorudan sonra uçup gitmişti. Babamın öyle bir yüz ifadesi vardı ki içim sızladı. Alınmıştı. Bende böyle olmasını istemezdim. Hayatımda zaten hiç bir şey olmasını istediğim şekilde olmamıştı ki.
Ama kızgındım işte. Arenle bile bunu tartışmamış mıydık? Kızgındım. Yinede babama bakarken içimin burkulmasına engel olamıyordum. Özlemiş miydim? Aren doğruyu mu söylüyordu? Rüyalarımda sayıklamam bu yüzden miydi?

"Ben, üzgünüm." dedim. "Amcamlar mı söyledi?"

"Hayır , ben söyledim."

Arkamdan gelen sesi işittiğimde irkildim. Eren!
"Ne?" dedim şaşkınlıkla ona dönerek. Eren bunun için en son bekleyeceğim kişi bile değildi. Nasıl ya?

"Ama..." dediğimde sözümü kesti. "Onlarla bir konuş Mehir. Haydi."

Öylece dikilmiş etrafımdaki üçlüye bakıyordum. Kendimi toparlamam bir iki dakikamı aldı. "Odama geçelim." dedim en sonunda.

Odama geçip karşılıklı yatağıma oturduğumuzda içimden sessizce bu geceyi kolay atlatabilmek için dua ettim.

Babam bir süre etrafına bakındı. Sonra derin bir nefes alarak "Seni çok kırdığımı biliyorum Mehir." dedi. Ben her şeyin farkındayım. Sen benim kızımsın. Sen ne kadar üzülürsen ben de o kadar üzülüyorum. Bu yaşananlar beni de çok yıprattı."

Anlamaya çalışıyordum. Babam seneler önceki ses tonu ne nezaketiyle konuşuyordu. O günler burnumda tütüyordu ya bu yüzden gözlerim istemsize dolmuştu. Neydi bu şimdi? Değişmişti. Peki ya şimdi neden?

Karşımda tekrar derin bir nefes aldı ve ellerine bakarak konuşmaya başladı. Zorlanıyor gibi bir hali vardı."Ben, anneni çok sevdim. Çok fazla. Henüz arkadaş olduğumuz yıllarda ben ona deli gibi aşıktım. O ise ağabeyinin babasına aşıktı. Annen o adama öyle aşıktı ki Mehir ben öyle çok seviyordum ki , inan sadece mutluluğunu izledim. Onun mutlu oluşuyla var oldum. Bir bebek beklediklerini öğrendiğimde yıkıldım fakat yinede belli etmedim. Sonra bir gece Tolga'nın şehit olduğu haberi geldi. Her şeye rağmen çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Sadece Annen için değil. Eren için ve Tolga için. Hep şöyle düşündüm. Çisem onu sevmekle çok haklıydı çünkü adam gerçekten mükemmeldi. Kendi çabalarıyla bulunduğu yere gelmiş , gözü kara bir kahraman gibiydi. Ben ise baba parası ile bulunduğum yere gelmiş serserinin tekiydim. İlk ben teklifte bulundum. Çiseme bebeğinin babasız kalmasını istemediğimi ve onu asla istemediği bir şey zorlamayacağıma ikna ederek annenle evlendim. Başlarda çok mutluydum, umutluydum, her şey çok güzeldi. Yüreğinde o adam olduğunu bildiğim halde mutluydum. Bazen hüznü bakışlarına yansıyor ama ben her seferinde görmemezlikten geliyordum. Eren ile gerçek bir baba oğul gibiydik , beraber geziyor , beraber futbol oynuyor yapılabilecek her türlü aktiviteyi birlikte yapıyorduk. Sonra Eren, bir gün durup dururken bizden bir kardeş istedi. Mucize gibi bir istektin. Belki bir bebek anneni geçmişten koparıp bana bağlayabilirdi. Düşündüğüm , arzuladığım ve gerçekleşeceğinden neredeyse emin olduğum tek şey buydu. İnan o dokuz ayı iple çektim. Sonra sen dünyaya geldin. Çok sevdik. Annen de bende. Ama umduğumun aksine hiçbir şey değişmedi. Annen hala Tolgayı seviyordu. İşte bunu da gördüğümde daha fazla devam edemeyeceğimi anladım. Çisem hiç itiraz etmedi. Kolay ve hızlı bir şekilde boşandık. Eren başka bir kadın için gittiğimi sanarak bana yüzünü döndü. Onunla bir daha hiç konuşamadım. Ta ki bir gece önceye kadar."

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin