¤ 'Biz' ¤

103K 3.5K 280
                                    

Merhabalar ,bunu bölüm öncesi yazıyorum çünkü diğer yazarların kitaplarını okuduğumda genelde okumuyorsunuz tarzı şikayet edip dillendireceği şeyi ilk başta yazdığını görüyorum. Bilemiyorum , belki bende de öyle olurdu . Neyse uzatmayayım. Bölüm oldu on dört . Mutlaka hepinizin bir fikri hikaye için düşündüğü bir akış vardır.
Acaba bana hikaye için gidişatın nasıl olmasını istediğinizi ya da karakterlerin nasıl davranmaları gerektiğini veya buna benzer şeyleri herkes kendi fikrini yazabilir mi?
Örneğin bir kuzenime okuttuğumda 'evlendir bunları İlayda , çocukları falan olsun' dedi 😁
Ve daha iyi olmak için sizlerin fikrine çok ihtiyacım var açıkcası .
Çünkü ben tek başıma nasıl daha iyi olur un kararını veremiyorum .
Okuyanlar için teşekkür ederim :)
Sizlere de iyi okumalar 😚

'Bilmiyorum.' Diye fısıldadım kızlara elimdeki tepsi ile oturma odasına girdiğim sırada .

İlk önce kanepe de oturan anne ve babam a çaylarını ikram ettim.
Daha sonra tam karşılarına yerleşmiş Aren'e doğru eğildim.
Ciddi ifadesini bozmadan tepsideki çayı alarak tekrar arkasına yaslandı.

Duruşunda beni rahatsız eden bir takım şeyler vardı .
Ailemin karşısında olması gerektiği gibi değildi sanki.
Kollarını iki yana açıp kanepenin başlığına koymuş , bacaklarını oturduğu yerde rahat bir tavırla açmış , iyice de geriye yaslanmıştı.
Ne bir çekingenlik , ne bir utanma , sıkılması ya da mahcubiyet .
Hiçbiri yok.
Daha dik bile oturamıyordu!

Sanki bulunduğumuz evin sahibi kendisi ve misafir olan da bizlerdik.

Kapının dibine gizlenmiş kızların yanına geçerek yine onlara hitaben sessizce 'Sizcede tavırlarında bir anormallik yok mu?' Diye sordum.

Birden kafasını bana çeviren Sena bir süre gülmemek adına elimi ağzımda tutmama sebep oldu .
Görüntüsü soru işaretlerimi unutturmuştu.

Hala şaşı duran gözleriyle 'Sen sevgilini hala tanımıyor musun?'
'Bu çocuğun feriştahı böyle , kendi nasıl olmasın?' Diye fısıldadı.

'Tamam ama böyleyken seni ciddiye alamıyorum ' dedim.
Hala kendimi kasıyordum.
'Düzelt şu gözlerini.'

Hızlı hızlı gözlerini kırptı.
'Ay ,düzeltemiyorum. '

O sırada Yeşim kafasına bir tane indirince şaşılığı düzeldi .

Kafamı yukarı kaldırıp derin derin nefes aldım yoksa birazdan kahkahalara boğulup kendimi rezil edecektim .

Birkaç dakikalık süren sessizlikten sonra kulaklarımızda çınlayan Aren'in sesi ile pür dikkat onları dinlemeye başladık.

'Ay ister misin seni istemeye gelmiş olsun?'

Bunu söyleyen tabiki Sena dan başka biri değildi .

'Bu sefer şaşılığım ölsem de düzelmez vallahi.'

'Bir sus da anlayalım.'

'Babam bunu size iletmemi istedi .'
Deri çektinin iç cebinden zarfa benzer bir kağıdı çıkartarak önündeki masaya koydu .

'Vaktin yaklaştığını söylüyor.'

Kızlarla birbirimize baktık . Sanırım şuan da hepimizin kafasında aynı soru vardı .
'Neyin vakti?'

Ayaklanan Aren'i fark ettiğimizde koşturarak mutfağa girdik .

'Beni idare edin, çok sürmez .' Dedim kızlara dönerek .

Hızlı hareketlerle bahçe kapısını açıp arkadan çıktım .
O gitmeden yetişmeye çalışıyordum.

Köşeyi dönerek ön tarafa çıktığımda kapısını açmış arabasına binmek üzereydi .

KORDove le storie prendono vita. Scoprilo ora