¤ Okul ¤

125K 3.7K 307
                                    

Birkaç hafta öncesinde, aynı odadaydım.
Yatağın üzerindeki bedenim ve üzerime yayılarak tüm vücudumu kaplamış yabancı ile birlikte. Beni öpüyor , ben ise ona karşılık veriyordum . Dudaklarımı kavramış dudakları beni sömürüyor , nefes almama izin vermiyordu.
Nihayetinde azıcık insafa gelmiş olmalı ki dudaklarının arasına kıstırdığı alt dudağımı dişleriyle çekiştirerek geriye çekildi.
'İsmim' diyor.
'Ne?' diye soruyorum söylediğinden bir anlam çıkaramayarak.
'İsmimi , söylemeni istiyorum ' diyor bu sefer daha açıklayıcı bir şekilde.
Ona itaat ederek ağzından çıkacakları bekliyorum.
'Aren' sözcüğü çıkıyor dudaklarının arasından.

Aren.Aren.Aren...

Gözlerimi açtığımda kendi odamdaydım. Bedenim terden sırılsıklam olmuş , nefesim ise tekliyordu.
Rüya , hayır kabus görmüştüm. Bilinçaltıma da işlemişti hayvan.
Herşeyi hatırlamaya başlıyordum.

Hayatımda geçirdiğim en berbat geceyi bilmem çok gerekliydi zaten.
Yatağımdan kalkıp yüzümü soğuk su ile yıkadıktan sonra biraz olsun kendime gelmiştim.

Odamdan dışarıya çıkıp salona yöneldim. İki arkadaşımda yayılmış oturuyordu.
-Ne yapıyorsunuz ?

-Hiç öyle kanalları geziyorduk. Neredesin sen kaç saattir ?

-Odam da , uyuyakalmışım.

-İyi peki . Acıktık biz bize makarna yapsana.

En sevdiğim yemeğin makarna olduğunu bildiklerinden her seferinde bunu bana karşı kullanıyorlardı. Başkasının yaptığını yiyemiyordum. Benim elimin lezzeti daha farklıydı. Saf tarafa , mutfağa geçtim. Kettle'a su koydum o kaynadığı sırada sos malzemelerini çıkarıp sosunu hazırladım. Kaynayan suyu tencereye boşalttıktan sonra üzeri iki paket makarna döktüm. Biz oburlara ancak yeterdi. On beş dakika sonra masa hazırdı.

Hem yemeklerimizi yiyor hem sohbet ediyorduk. Bu son senemizdi , dönem sonunda hepimiz bir yerlerde çalışmaya başlayacaktık ve henüz bunun hakkında belirli bir planımız yoktu. Kaygılandığımız konuları konuşurken tencerenin dibini de görmüştük . Ben hazırlamıştım ,  gerisini onlar halledeceklerdi. Oturduğum sandalyeden kalkıp salona geçeceğim sırada ani gelen mide bulantısı ile öğürerek lavobaya koşturdum. Tüm yediklerimi çıkarana kadar midemdeki kasılma durmamıştı. Eğildiğim klozetin başından kalkıp yüzümü yıkarken aynada ki aksime baktım hiç iç açıcı değildi . Tenim solmuş göz altlarım ve dudaklarım morarmıştı.
Kabus görmem , kusmam , yorgun hallerim . Kesin hastalanıyordum.
Lavobadan çıkıp mutfağa geri girdiğimde oturmuş beni bekleyen iki arkadaşım demin ne olduğunu anlamaya çalışır gibi 'Neyin var?' diye sordular aynı anda.
Sanki aynı anda aynı soruyu sormaları mucizevi birşey miş gibi inanamaz gözlerle birbirlerine baktıktan sonra sırıtıp bir beşlik çaktılar.
Evet bazen salaklaşıyorlardı.

Bilmiyorum midemi üşüttüm herhalde. Çok bitkin hissediyorum tekrar yatacağım. Size iyi geceler.

'Eğer ağrın falan olursa söyle şerbet yaparız' dedi Yeşim .

'Yada sıcak su torbası falan' bu fikri öne atan ise Sena'ydı

-Regl değilim salaklar midem bulanıyor.
Eğer kötüleşirsem ilaç içerim yada acile falan gideriz.

-Doğruu .

- Ozaman iyi geceler.

Odama doğru ilerlerken bağırdım 'Birbirinizin laflarını tamamlamayı da bırakın!'.
Yatağıma uzanıp parlak yıldızlarla süslediğim tavanı mı izlerken bulantım hafiflemiş hülyalı bir uykuya dalmıştım.

Sabah uyandığımda kendimi daha iyi hissediyordum. İlk dersime iki saat daha vardı. İhtiyaçlarımı giderdikten sonra odamdam çıkıp Sena'nın odasına adım attım ,  tam girmek üzereyken aynı anda içeriden çıktı.

KORWhere stories live. Discover now