5 -Karşına çıkmayacağım..-

32.3K 956 10
                                    

Bazen damarımıza öyle basılır ki, karşımızdaki insanı düşünmeden kırar, içinmizdeki tüm zehrimizi akıtırız.

Başka yolu yoktur o an.

Sadece kırmak..

Bazıları buna savunma mekanizması da der ama bence bu sadece kırmaktır..

Mert sarf ettiği lafların ağırlığını ağzından çıkıtığı ilk anda fark etmişti ama geri dönüşü yoktu.

Çocukluktan böyle bir karaktere sahipti. Karşısındaki insan onu kırıyorsa karşılığında o da kırmaktan çekinmezdi.

Ama bu sefer karşısındakini kırarken canının yanışını kendi canında hissetmişti. Hele o gözlerinde gördüğü kırgınlık hiç bir sözle anlatılmayacak kadar ağırdı.

Yerinden kıpırdayamıyor, hiçbir şey yapamıyordu. Yapa bildiği tek şey karşısındaki kadının ne yaptığını izlemekti.

Tek kelime söylemeden koşarcasına odadan çıkan Leyla arkasından kapıyı çarptığında Mert kendine gelmişti.

Nereye gidiyordu böyle? Telefonunu bile almayı akıl edemeyecek kadar kötüydü.

Hemen peşinden odadan fırlarcasına çıktı. Nereye gittiyse bulup affedene kadar özür dileyecekti.

Merdivenlerden gelen topuklu ayakkabı seslerini duyunca hemen merdivenlere doğru koştu.

Merdivenleri üçer beşer inerken içinde kötü his vardı. Kendine, yaptığı saçma harakete küfür ediyordu.

Çok geç kalmıştı. Çıkışa doğru koşarken güvenlik görevlisine Leyla'nın hangi tarafa gittiğini sordu. "Ne tarafa gitti?!" sesi tüm sokakta yankılanmıştı.

"Sağ tarafa Mert bey.

Hemen çıkıştan sağa döndü  ve etrafa baka baka koşmaya devam etti.

Yoktu.

Uzakta yerde birisi yatıyordu. Belki de gölgeydi. O an emin olamamıştı.

Hızını artırıp biraz irelilediğinde Leyla'yı yerde haraketsiz gözleri kapalı bir şekilde yatarken bulacağını aklına bile getirmemişti.

Hemen Leyla'nın yanına çöktü ve  başını dizlerine yatırdı. Sarsarak uyandırmaya çalışıyordu.
"Leyla! Leyla! Uyan!!" ama değişiklik yoktu.

Hemen kadını kucağına alıp şirkete doğru koşarken kucağında kıpırdamadan yatan kadını yeniden sarsmamaya çalışıyordu.

Şirketin önüne gelince "Arabamı getirin hemen!" diye bağırdı.

Araba getirilinceye kadar yukarıdan Leyla'nın ve kendisinin eşyalarını da getirtmişti.

Araba geldiğinde Leyla'yı dikkatli bir şekilde arabanın arka koltuğuna yatırdı ve ardından şoför koltuğuna geçerek en yakın hastanenin yolunu tuttu.

Arabayı hızla kullanırken ara sıra Leyla'ya bakıyor ama hiç uyanmaması adamı deli gibi endişelendiriyordu.

"Uyan be güzelim!"

10 dakikalık yolun sonunda hastaneye gelmişti.

Arabadan inince hemen Leyla'yı kucağına alıp içeriye koşarken "Doktorr!!" diye bağırdı.

Kısa süre sonra hastane çalışanları ellerinde sedyeyle koşarak onlara doğru gelmişlerdi.
Leyla hemen sedyeye yatırılmış ve acile alınmıştı. Mert deli gibi bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu.

İçini kemiren ve beyninin içinde yankılanan suçluluk duygusuyla daha da telaşlanmıştı.

Uzun bekleyişin ardından acilden bir doktor çıktı ve ona doğru geldi.

Ateş'in İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin